Malatya’da bahar, takvimden çok havaya bağlı yaşanır. Takvim çiçek aç der, ama hava bazen başka bir şey söyler. Bu yıl da öyle oldu. Nisan ortasında gelen don, kayısı üreticisini bir kez daha hazırlıksız yakaladı.
Malatya için kayısı, yalnızca bir tarım ürünü değil. Yıl boyunca planlar onun üstüne kurulur, borçlar ona göre ertelenir, yazın masrafları ondan karşılanır. Bu yüzden don sadece meyveyi değil, bütün bir yılın hesabını bozar.
Üreticiler artık bu dönemde tedirgin uykulara alıştı desek yeridir. Çünkü her yıl aynı senaryo tekrar ediyor. Hava sıcaklıkları ani düşüyor, erken çiçek açan kayısı dalları zarar görüyor ve ardından klasik açıklamalar geliyor: “Zarar tespit çalışmaları başlatıldı, üretici yalnız bırakılmayacak.” Ama tarlada soğukla mücadele eden çiftçi, artık sözden çok çözüm bekliyor.
Tarım sigortası yaptıranlar için süreç biraz daha güvenli gibi görünse de primlerin yüksekliği ve sigorta kapsamındaki belirsizlikler hâlâ ciddi sorun. Üstelik sigortaya ulaşamayan birçok üretici için zarar doğrudan cebine yansıyor.
Malatya’da bu tablo yeni değil. Ancak her yıl biraz daha ağır hissediliyor. İklim değişikliği, üretim maliyetleri, pazarlama sorunları derken, kayısı üreticisinin yükü her sezon daha da artıyor. Belki de bu yüzden, sadece doğayla değil, zamanla da yarışıyorlar artık.
Don vurdu ama kayısı hala Malatya’nın temel direği. Belki bu yıl da kayıplar olacak. Ama bu şehir, üreticisinin direnciyle ayakta durmayı sürdürecek. Yine de şu net: Kalıcı çözüm gelmedikçe, bu senaryo her bahar yeniden sahnelenmeye devam edecek.