Akıllı telefonlar, sosyal medya platformları, bildirim sesleri...
Her şey dikkat çekmek, bizi bir an daha çevrimiçi tutmak için tasarlanmış durumda.
Artık teknoloji bize hizmet eden bir araç olmaktan çıkıp, bizi şekillendiren bir alışkanlığa dönüştü.
Bu noktada, “teknoloji bağımlılığı” değil, “dijital bağımlılık” çağında yaşıyoruz demek daha doğru olur.
Uykudan önce ekrana bakmak, sabah telefonu kontrol etmeden güne başlayamamak...
Bunlar artık sıradan davranışlar haline geldi.
Fakat beynimiz bu kadar yoğun uyarana maruz kalmaya uygun değil.
Sürekli bildirim almak, beynin ödül sistemini tıpkı bir madde bağımlılığı gibi etkiliyor.
Teknoloji devleri bu durumu çok iyi biliyor.
Algoritmalar, ilgimizi mümkün olduğunca uzun süre ekran başında tutmak için sürekli optimize ediliyor.
Bu döngüden çıkmanın yolu, teknolojiden kaçmak değil, onu bilinçle kullanmak.
Gerçek özgürlük, ekranı kapatabilme cesaretinde gizlidir.
Çünkü dijital dünyadan kopmak, aslında kendimizle yeniden bağlantı kurmaktır.