Bazen öyle bir gün gelir ki, hiçbir şey yolunda gitmez. Zihnin karışık, ruhun yorgundur. İşte tam o anlarda çoğumuzun yaptığı bir şey vardır: “Bir temizlik yapayım da kafam dağılsın.”

Bu cümle, aslında hiç farkında olmadan başvurduğumuz bir terapi yöntemidir. Çünkü temizlik, sadece evin değil, insanın iç dünyasının da düzenini sağlar.

Bir odaya girdiğinizde dağınıklık görüyorsanız, içinizde de bir karışıklık hissedersiniz. Ama süpürgeyi elinize alıp tozu alırken, pencereleri silerken, sanki her bez hareketinde zihninizin de arındığını fark edersiniz.
Temizlik yaparken beden yorulur ama ruh hafifler. Çünkü o anda kontrol sizdedir; düzeni siz yaratırsınız. Kirli bir yüzeyi parlatmak, karışık bir dolabı düzenlemek… Bunların her biri görünmez bir iç denge sağlar.

Mis gibi sabun kokusu yayıldığında evin havası değişir, sanki nefes almak bile kolaylaşır. Bu temizlik sadece fiziksel değildir; ruhun tazelenmesidir.
Üstelik bu anlarda farkında olmadan kendinizle de baş başa kalırsınız.
Belki aklınıza gelen düşüncelerle yüzleşirsiniz, belki de sadece sessizliğin içinde huzur bulursunuz.

Temizlik, sabır ister, emek ister ama sonunda getirdiği tatmin hissi paha biçilemezdir.
Evin pırıl pırıl olduğunu görmek, yerlerin ışıldaması, camlardan gün ışığının tertemiz içeri girmesi… Bunlar sadece görüntü değil, bir başarı hissidir.
Belki de bu yüzden çoğu insan temizlik sonrası kahvesini alır ve sessizce oturur. Çünkü o an, sadece ev değil, sen de yenilenmişsindir.

Temizlik aslında bir yaşam biçimidir. Evin düzeni, zihnin düzenine yansır.
Biriken tozları silerken, içimizde biriken yorgunlukları da hafifletiriz.
O yüzden temizlik günlerini bir zorunluluk olarak değil, bir fırsat olarak görün.
Müziği açın, camları aralayın, derin bir nefes alın…
Göreceksiniz, evinizle birlikte ruhunuz da tertemiz olacak. 🌸