(TBMM) - İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu'nda; "Kapalı kapılar ardında yapılan kirli pazarlıklar, geçmişte olduğu gibi bugün de terörün bitirilmesine değil, tam tersine terörün meşrulaştırılmasına ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına hizmet etmekte. PKK’nın amaç ve hedeflerine hizmet etmek üzere hayata geçirilmeye çalışılan bir anayasaya asla izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin Türksüzleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Vatan bir bütündür, pazarlık konusu yaptırmayacağız" dedi.

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayla Terörsüz Türkiye sürecine tepki gösterdi. Çözüm süreci adı altında PKK ile yeniden masaya oturulduğunu belirten Usta, terörün bitirilmesine değil, terörün meşrulaştırılmasına ve Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına karşı olduklarını ifade etti.

Usta, şunları kaydetti:

"Bugün Türkiye’de gençler, tarihi seviyelere ulaşan işsizlikle, özgürlük arayışıyla ve insanca yaşama umuduyla sınanmakta, kendi öz yurtlarında niteliksizliğe ve ideolojik kuşatmalara mahkum edilmektedir. Gençlerimiz bugün türlü gaflet, delalet ve hatta ihanet ortamlarının gölgesinde hayata tutunmaya çalışmaktadır. İçinden geçtiğimiz bu süreçte liyakatın yerini sadakat almış, şahsi menfaatler milletin ortak çıkarlarının önüne geçmiştir. Yeni çözüm süreci denilerek bölücü terör örgütü PKK ile yeniden masaya oturulması Türk devletini tehlikeye atmaktan, Türk milletinin onurunu, geçmişini ve geleceğini hiçe saymaktan başka bir şey değildir. Bizler, bu süreci bir teslimiyet süreci olarak görüyoruz. Burada karşı çıktığımız şey, terörün bitirilmesi değildir. Elbette ki bu topraklarda herkesin en derin arzusu, bütün vatandaşların refah ve huzur içerisinde yaşayabilmesidir. Kapalı kapılar ardında yapılan kirli pazarlıklar, geçmişte olduğu gibi bugün de terörün bitirilmesine değil, tam tersine terörün meşrulaştırılmasına ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına hizmet etmekte, devletin egemenliğini aşındırılması riskini taşımaktadır.

Ayrıca bu mesele dar siyasi kalıplar içinde tartışılacak bir konu değil. Aksine tüm toplumun ortak vicdanıyla değerlendirmesi gereken bir milli güvenlik ve toplumsal bütünlük meselesidir. Bizim çağrımız hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun vatanına, milletine ve geleceğine sahip çıkan herkesedir. Unutulmamalıdır ki bu toprakların tapusu Lozan Antlaşması’dır. Lozan, Sevr’i yırtıp atan, ‘Bu vatan Türk milletinindir’ diyen bir hukuk manifestosudur. Bugün Lozan’a dil uzatanlar, aslında Türk milletinin egemenliğini tartışmaya açmak isteyenlerdir. Biz, bu zihniyete dün nasıl direndiysek bugün de dimdik karşısındayız.

"Vatan bir bütündür, pazarlık konusu yaptırmayacağız"

Türk milletinin ikbaliyle oynayanlar 19 Mayıs’ta işgalin ve esaretin hesabını nasıl verdiyse bu yüce millet de bugün terörsüz Türkiye söylemiyle yürütülen ve milletin değerlerini istismar eden yaklaşımların hesabını günü geldiğinde mutlaka soracaktır. Bu süreç, yalnızca bir güvenlik sorunu değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını ve milli devlet anlayışını doğrudan tehdit eden bir tehlikedir. Bugün devleti yönetenler, belki zamanla bu tercihlerinin neye mal olduğunu görecek ve pişman olacaklardır ancak o vakit geldiğinde milletimizin vicdanı çoktan hükmü vermiş olacaktır.

PKK’nın amaç ve hedeflerine hizmet etmek üzere hayata geçirilmeye çalışılan bir anayasaya asla izin vermeyeceğiz. Millet tehlike altındaysa, bekamız tehdit altındaysa hiçbirimiz çaresiz değil, hepimiz birer Mustafa Kemal Atatürk’üz. Devletin temel taşlarını şahsi ikballer ve koltuk için yerinden oynatmaya çalışanlara sesleniyorum. Türkiye’nin Türksüzleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Vatan bir bütündür, pazarlık konusu yaptırmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti devletini böldürtmeyeceğiz."

Kaynak: ANKA