Modern hayatın en büyük lüksü artık sessizlik. Gürültü, koşuşturma, telefon bildirimleri, trafik, ekranlar… Gün boyu zihnimiz seslerle dolup taşarken, eve geldiğimizde tek isteğimiz biraz durmak, biraz susmaktır. İşte bu yüzden evde sessizlik yaratmak, ruhun en derin ihtiyacıdır. Çünkü sessizlik, aslında bir sığınaktır.

Evde sessizlik, sadece seslerin olmaması değil, huzurun hâkim olmasıdır.
Bazen televizyonu kapatmak, telefonu bir kenara bırakmak bile fark yaratır. O an, evin içinde sadece kendi nefesinizi duymak, kalbinizin ritmini hissetmek kadar iyileştirici bir şey yoktur.
Sessizlik, düşünceleri berraklaştırır. Gürültü içinde kaybolan farkındalık, sessizlikte yeniden doğar.

Evinizde sessizliği yakalamak için küçük adımlar atabilirsiniz. Günün belirli saatlerinde müziği kapatın, televizyonu susturun. Sadece pencereyi açın ve dışarıdaki doğal sesleri dinleyin: kuşlar, rüzgâr, yağmur… Bunlar, ruhun en eski melodileridir.
Ayrıca, sade bir dekorasyon da sessizliği destekler. Karmaşık renklerden, fazla eşyadan uzak bir alan zihinsel dinginliği artırır.

Akşam saatlerinde evde loş bir ışık, bir fincan bitki çayı ve sessizlik… Bu an, dış dünyanın bütün yükünü üzerinizden alır. Sessizliğin içinde kendinizi duymaya başlarsınız.
Belki geçmişi düşünürsünüz, belki sadece o anın huzuruna teslim olursunuz.

Sessizlik, bazen konuşmaktan daha güçlüdür. O anlarda insan, kendine döner.
Evdeki sessizlik, yalnızlık değildir; içsel bir denge hâlidir. Çünkü insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey, kendi sesini duymaktır.

Unutmayın, evde sessizlik, ruhun yeniden şarj olduğu alandır. Gürültüden kaçtığınızda değil, sessizlikte kendinizle buluştuğunuzda gerçekten dinlenirsiniz.
O yüzden arada bir her şeyi kapatın, ışıkları kısın ve sadece dinleyin…
Belki de evinizin size söyleyecek çok şeyi vardır. 🌙