(TBMM) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan'ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapmasının ardından konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, "55 milyar dolar üzerinde bir rezerv erimesi var. Hiçbir yapısal reform yapılmadan bugün; verimsizlik, soygun düzeni, denetimsizlik, kamu maliyesindeki problemler devam ederken sadece şu aldığınız tedbirlerle Türkiye ekonomisine veya Türk parasına fiyat istikrarı kazandırabilir misiniz?" diye sordu. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de "Dezenflasyon üzerine odaklı olan program son derece başarısızdır" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, başkanlığında toplandı. TCMB Başkanı Fatih Karahan, komisyonda Merkez Bankası’nın faaliyetlerine ilişkin küresel ekonomi ve ticaret politikaları, finansal piyasalar, enerji emtia fiyatları, iktisadi faaliyetleri hakkında sunum yaparken enflasyon ve yerel gelişmelerin döviz rezervleri üzerindeki etkilerine yönelik bilgi verdi.
"Dezenflasyon üzerine odaklı olan program son derece başarısızdır"
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal, yönetsel bir krizle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Önümüzdeki ay içerisinde 2023 seçimleri sonrasında uygulamaya konulan ekonomik programın ikinci yılında tamamlamak üzereyiz. İki yıllık bir program önemlidir. İstikrar programları genel olarak zaten bir buçuk iki yılda sonuçlarını ortaya çıkartır. Fakat burada baktığımız zaman ortada bir başarılı bir sonuç ve ortada bütüncül, kapsamlı bir ekonomik istikrar programı da yapılmadı. Dezenflasyon hedefine kilitlenmiş bir para politikası programı var" ifadelerini kullandı. Türeli, şöyle devam etti:
"Bir taraftan yurt dışı talebi kısmak,hem hane halka harcamadığı hem de reel sektör açısından yüksek faizleri ve faiz politikasıyla talebi azaltarak para enflasyonun önünde gelecek olan etkileri bertaraf etmek, diğer taraftan da yüksek faizin yurt dışından sermaye hareketini özellikle kısa vadeli sermaye ‘cary trade’ dediğimiz sermaye biçimlerinin de girişini sağlayarak döviz kurunu baskılamak, buradan da enflasyon üzerindeki etki ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Böyle bir program var. Ama ne yazık ki baktığımız zaman buna ilişkin ortada bir başarı yok.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2023 yılı Ağustos ayında yapılmış bir sunuş, üç dönemden oluşuyor. Eylül'de başlamış, 2024 haziran ayına kadar bir geçiş dönemi vardı. 2025 yılı haziran ayından 2025 haziran ayına kadar yani bir ay sonraya kadar bir dezenflasyon dönemi var. Arkasında da 2025 haziranında dezenflasyon süreci tamamlanarak istikrar dönemi olacaktı. Ama nerede? Dezenflasyonu gerçekleştirmiş değiliz ve ne zaman gerçekleşeceği belli değil. Bu şekilde Merkez Bankası'nın itibar kazanması ve ciddi anlamda bir istikrar programı uygulayabilmesi mümkün mü? Zaten uygulamadığı ortada. Ne ciddi bir yapısal önlem var ne de yapısal tedbir var.
Para politikasında 2023 haziran sonrasında birden bire yüz seksen derece dönüş oldu. Hatta Mehmet Şimşek o dönemde, ‘Türkiye'nin artık rasyonel politikalara dönmekten başka bir çaresi yok’ diyerek görüşünü ifade etti. Bunun sonucunda yüzde 8 buçuklara kadar inen faiz artışları sonrasında yüzde 50’lere kadar tırmandı. Dezenflasyon üzerine odaklı olan program son derece başarısızdır."
"55 milyar dolar üzerinde bir rezerv erimesi var
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, Karahan'ın sunumunun ardından şunları söyledi:
"‘Son dönem finansal gelişmeler’ deyip sürekli üstü kapalı bir şey kullandınız. Bunu biraz daha açmanız lazım. Sanki Türkiye'nin 19 Mart'taki bir siyaset tasfiye operasyonu olmamış gibi davrandınız. Bunu Genel Kurulda bir kere sözünü ettiniz ama bugün komisyonda bununla ilgili bir şey demediniz. Bunu analizleriniz açısından büyük bir eksiklik olarak görüyorum.
Şimdi bir kısım göstergeleri verirken hep değişime bakıyorsunuz, hiç seviyeye baktığınız yok. Enflasyon, 500'den 400'e inmiş olabilir, 100 puan enflasyonu düşürmüş olabilirsiniz. Bu çok başarılı ama hep değişim üzerine gidiyorsunuz. O zaman şöyle bir şey mi yapsaydık? Mesela Bakan Nebati daha kötü yönetseydi veya Şahap Kavcıoğlu -sizden iki önceki Merkez Bankası Başkanı- daha kötü yönetseydi, şimdi daha başarılı olurdunuz değil mi? Böyle bir analiz olmaz. Rezerv meselesini de üstü kapalı geçtiniz. Brütteki veya netteki düşüşü de Bakan Nebatinin en kötü olduğu döneme göre söylediniz. Ancak son dönemde sizin hesabınıza göre, 49 milyar dolar ama yine bu işi bilenlerin yaptığı hesaplara göre, 55 milyar dolar üzerinde bir rezerv erimesi var. Hiçbir yapısal reform yapılmadan bugün; verimsizlik, soygun düzeni, denetimsizlik, kamu maliyesindeki problemler devam ederken sadece şu aldığınız tedbirlerle Türkiye ekonomisine veya Türk parasına fiyat istikrarı kazandırabilir misiniz?"
"Merkez Bankamızın, emek emek iki yıldır biriktirdiği döviz rezervi, 19 Mart sürecinde, bir haftada yazık oldu"
Yeni Yol Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, "2023 seçimlerine kadar maliye yönetiminde ve para politikalarında kimsenin anlamadığı ve öngöremediği irrasyonel politikalarla yönetilen bir dönem yaşadık" diyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Biliyorsunuz 2021 yılının eylül ayında Merkez Bankası politika faizi yüzde 19’du, enflasyon yüzde 19’du. Birden bire Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yeni bir ekonomik politikası ortaya atıldı. Ben buna ‘nas ekonomik politikası’ diyorum. Bu nas ekonomi politikasıyla birlikte faiz dört ayda yüzde 19’dan yüzde 14’e indi. Bunun sonucunda 8,30 TL olan dolar kuru dört ayda 18,30 TL’ye çıktı. Sonrasında enflasyonun önce yüzde 35, sonra 85’lere çıktığı bir süreç yaşandı. Bu süreçte maalesef kur koruma garabetini de yaşadık. Ekonomimiz büyük yara aldı, halkımız çok büyük bedeller ödedi.
2023 genel seçimleri sonrasında Mehmet Şimşek, ‘rasyonel politikalara dönüleceğini’ açıkladı. Yeni ekonomi yönetimi geleli iki yıl oldu ve bugün itibariyle çok da bir yol almış gözükmüyoruz. Neden rasyonel maliye politikalarından sonuç alamıyoruz? Çünkü, siyaseti rasyonel zeminde yapmıyoruz. Siyaset, öngörülebilirliğini kaybetti. Siyasi akıl olmayınca, rasyonel siyaset yapılmayınca, ne maliye politikasının ne para politikasının ne de finansal istikrarın hepsinin boş olduğunu görüyoruz. Merkez Bankamızın, emek emek iki yıldır biriktirdiği döviz rezervi, 19 Mart sürecinde, bir haftada yazık oldu.
Para politikası, maliye politikası, finansal istikrar önemli ama siyasal istikrarın olmadığı bir ülkede bunun hiçbir anlamı yok. Sunumunuzda yaptığınız öngörüler benim için çok bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu ülkede altı ay veya bir yıl gibi kısa bir sürede siyasetin nereye evrileceğini bilmiyorum."
"50 milyar dolar rezervini hangi protokole göre sattınız?"
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Merkez Bankası'nın komisyon bilgilendirmesi için hazırlanan sunuma atıfta bulunarak, "Bu rapora baktığım zaman bana güven veren bir şey görmedim. Bu raporda 19 Mart'ta ne oldu? 50 milyar dolar rezerv neden satıldı? Nasıl satıldı? Hazineyle hangi yapılan hangi protokol çerçevesinde arka kapıdan satıldı? Bununla ilgili bir açıklama da yok" ifadelerini kullandı. Öztrak, şunları söyledi:
"Merkez Bankası, bir güven müessesesi olduğu için olanı, biteni açıkça söylemelidir. Merkez Bankası neden faizi arttırdı? Neden faizi arttırmak zorunda kaldı? Şimdi diyorsunuz ki, dışarıdan gelen gibi bir hava var burada. Dışarıdan gelen bir şey yok. Rakamlara baktığınızda büyük ölçüde her şey içeriden. Esas bizi etkileyen içeride olan biten. Bu raporu, Merkez Bankası web sayfasına hiç koymasın. Bu tür sıkıntıların her zaman bir bedeli vardır. Bunu demeniz lazım.
Güven bakımından önemli olan saydamlıktır. 50 milyar dolar rezervi nasıl sattınız? Hangi protokole göre sattınız? Hazineye yeni bir protokol mü yaptınız? Hukuk devleti açığı yapısal hale gelmiş olan hukuk devleti açığını para politikasıyla kapatamazsınız. Bu mümkün değil ya da bunun maliyeti çok yüksek olur. Bakın Jerome Powell'la Trump arasındaki ilişkiye. Trump, 'Görevden alacağım' diye geldi. 'İstifa edecek misiniz?' dediler. 'Hayır istifa etmeyeceğim dedi'. Bugün Trump, 'Merkez Bankası Başkanı'nı görevden almayacağım' demek zorunda kaldı. Siz Merkez Bankasısınız."