Erdoğan-Putin görüşmesinde “barış ve ticaret” vurgusu, Hollanda Başbakanı Schoof ile görüşmede ise “Gazze ve iş birliği” gündeme geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası diplomasi trafiğini sürdürüyor. Erdoğan, önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile, ardından da Hollanda Başbakanı Dick Schoof ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmelerde Ukrayna savaşı, barış süreci, ikili ilişkiler, Gazze’deki insani kriz ve savunma sanayii iş birlikleri öne çıktı.
Erdoğan-Putin görüşmesi: “Adil barış için Türkiye samimiyetle gayret gösteriyor”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın açıklamasına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde, Alaska zirvesinin sonuçları ve Türkiye-Rusya ilişkilerini ele aldı.
Erdoğan, Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşın başından bu yana adil ve kalıcı bir barış için samimiyetle çaba gösterdiğini vurguladı. “Türkiye, tüm tarafların katılımıyla barışı tesis etmeyi hedefleyen yaklaşımları desteklemektedir” diyen Erdoğan, süreci yakından takip ettiklerini ifade etti.
Rusya Devlet Başkanı Putin ise, İstanbul Süreci’ne dikkat çekerek Türkiye’nin barış görüşmelerine yaptığı ev sahipliği ve gösterdiği çabadan ötürü Erdoğan’a teşekkür etti. Kremlin’den yapılan açıklamada da, “Liderler Ukrayna etrafındaki son gelişmeleri değerlendirdi, ikili ticaret ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi ele alındı” denildi.
Taraflar, “diyalog halinde olma” konusunda mutabık kaldı.
Erdoğan-Schoof görüşmesi: “Gazze’deki insani felaket asla kabul edilemez”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Dick Schoof ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye-Hollanda ilişkilerini ve bölgesel gelişmeleri ele aldı.
İletişim Başkanlığı’nın açıklamasına göre Erdoğan, iki ülke arasındaki ortaklığın giderek güçlenmesinin memnuniyet verici olduğunu belirterek, savunma sanayii başta olmak üzere iş birliğini geliştirecek adımların atılacağını söyledi.
Gazze’deki insani krize dikkat çeken Erdoğan, “Netanyahu Hükümeti’nin Gazze’nin tamamını askeri kontrol altına alma planı asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin bu süreçte insani yardımları sürdürdüğünü, uluslararası platformlarda Gazze için adalet çağrısı yapmaya devam ettiğini vurguladı.
Alaska zirvesi sonrası yeni temaslar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile görüşmesinde Alaska’da gerçekleşen Putin-Trump görüşmesi de gündeme geldi. Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile Alaska’daki görüşmelerin “çok faydalı ve zamanında” olduğunu, özellikle Ukrayna krizinin çözümüne dair kapsamlı değerlendirmeler yaptıklarını ifade etti.
Trump’ın ise geçtiğimiz günlerde Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmeler, Washington kulislerinde sürecin hızlanabileceği yönünde yorumlandı. Ancak diplomatik kaynaklar, “barış sürecinde hâlâ belirsizliklerin devam ettiğine” dikkat çekiyor.
Barış diplomasisinin merkezi yine Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın art arda gerçekleştirdiği diplomasi görüşmeleri, Türkiye’nin hem Gazze’de insani yardımın öncüsü, hem de Ukrayna krizinde barışın arabulucusu rolünü pekiştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Ukrayna’daki son gelişmeleri değerlendirdi. Görüşmede Erdoğan, Türkiye’nin savaşın başından bu yana adil barış için samimiyetle çaba gösterdiğini vurguladı.
“Türkiye, savaşın başından bu yana adil barış için samimiyetle gayret göstermektedir.” ifadelerini kullanan Erdoğan, tüm tarafların katılımıyla kalıcı bir barışın sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
Kremlin’den yapılan açıklamada ise, Türkiye’nin İstanbul’da yürütülen barış görüşmelerine sağladığı katkının “memnuniyetle not edildiği” belirtildi. Rusya tarafı, Türkiye’nin diplomatik gayretlerini ve sürece ev sahipliği rolünü öne çıkardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Hollanda Başbakanı Dick Schoof ile gerçekleştirdiği görüşmede Gazze’deki insani dramı gündeme taşıdı. Erdoğan, “Netanyahu Hükümeti’nin Gazze’yi tamamen işgal planı asla kabul edilemez.” diyerek, Türkiye’nin Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini vurguladı.
Türkiye’nin barış diplomasisinde üstlendiği aktif rol, hem bölgesel krizlerin çözümünde hem de küresel barış arayışlarında dikkat çekici bir konumda olmasını sağladı.