(İSTANBUL)- İspanya Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, dayanışma ve işbirliği vurgusu yaptı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in zorlu bir zamanda güçlü bir liderlik sergilediğini belirten “Biz demokrasiye, adalete inanıyoruz. Demokrasi iktidarı ve muhalefeti içeren, vatandaşların oylarına saygı duyulmasını gerektiren bir dengeler sistemidir. Demokrasiyi savunmak için bu odadaki herkes pek çok şey feda etti. Pek çok dostumuz hapiste. Türkiye’deki yoldaşlarımızın yanındayız. Güçlüyüz ve birlikte olduğumuz sürece kazanacağız” dedi.
Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı, CHP’nin ev sahipliğinde İstanbul’da sürüyor. CHP Genel Başkanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Özgür Özel’in Aralık 2024’te Rabat’ta yaptığı çağrıyla ''Hak Ettiğimiz Bir Dünya İçin Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz'' başlığıyla düzenlenen toplantıya dünyadaki sol, sosyalist, sosyal demokrat partilerden liderler katıldı.
Pepe Mujica'yı andı
Konuşmasına 13 Mayıs'ta yaşamını yitiren Uruguay’ın eski başkanı Jose ‘Pepe’ Mujica’yı anarak başlayan Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, Mujica’nın sosyalistler için büyük bir ilham kaynağı olduğunu belirterek, “Onun anısını en iyi, çalışarak, değerlerimizi ayakta tutarak yaşatabiliriz diye düşünüyorum. Çok teşekkürler sevgili Pepe, bizi benzersiz vizyonunla tanıştırdığın için” şeklinde konuştu.
Özgür Özel'e teşekkür
CHP’ye toplantıya ev sahipliğinden dolayı teşekkür eden Sanchez, “Aynı zamanda kıymetli dostum Özgür Özel’e de bugün bir kez daha zorlu bir zamanda güçlü bir liderlik sergiledikleri için teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Sanchez, tarih ve kültürlerin buluştuğu bir şehir olduğunu söylediği İstanbul’un kapsayıcılık, barış ve dayanışma açısından insanlık için çok önemli dersler barındırdığını ifade etti. Sanchez konuşmasında kapsayıcılık, barış ve dayanışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında sık sık birlik ve dayanışma vurgusu yapan Sanchez, şunları söyledi:
"Farklı görüşlere sahip olan insanların susturulduğunu veya zulme uğradığını, toplumlarımızın izole edildiğini görüyoruz"
"Konseyimizi güzel tarihleri ve kültürlerin buluştuğu bir şehir olan İstanbul’da düzenliyoruz. Dünyanın her yerinden insanın bir araya geldiği buluştuğu bir şehir. Çok önemli dersler taşıyan bir şehir. Bunlardan biri kapsayıcılık, diğeri barış ve son olarak da dayanışma. Öncelikle kapsayıcılıktan bahsetmek istiyorum. Kıymetli yoldaşlar, küresel olarak pek çok ülkede aşırı sağın yükselişine tanıklık ediyoruz ve ülkelerimizde bunun yıkıcı etkilerini ve korku kültürünü görüyoruz. Farklı görüşlere sahip olan insanların susturulduğunu veya zulme uğradığını, toplumlarımızın izole edildiğini görüyoruz. Orta sınıfların ve düşük sınıfların yıllar boyunca edindiği kazanımların yeniden elinden alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Ve bu insanlar aynı zamanda kadınların haklarını ellerinden almak, eşcinsel evlilikleri, birliktelikleri kanunsuz birşey gibi göstermek için harekete geçmiş haldeler. Bu da bizim değerlerimizin tam karşısında yer alıyor. Biz demokrasiye, adalete inanıyoruz ve daha iyi bir geleceğe giden tek yolun, çoğunluğun bu konuda göstereceği irade olması gerektiğini biliyoruz. Onurumuz için savaşıyoruz. Daha iyi işler, daha iyi çalışma koşulları, kadınların hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliği için çalışıyoruz. Azınlıkların hakları için çalışıyoruz. Bizim fikirlerimiz, prensiplerimiz kapsayıcı bir sistemi öngörüyor. Ve, demokrasi de, en kapsayıcı sistemlerden biri. Elbette mükemmel bir sistem değil ama elimizdeki en iyi sistem bu. Bizim de özgür katılımı teşvik etmemiz çoğunluk için çok iyi sonuçlar elde etmemiz için çalışmamız gerekiyor.
“Türkiye’deki yoldaşlarımızın yanındayız”
Demokrasi iktidarı ve muhalefeti içeren, vatandaşların oylarına saygı duyulmasını gerektiren bir dengeler sistemidir. Demokrasiyi savunmak için bu odadaki herkes pek çok şey feda etti. Zor zamanlardan geçiyoruz, Pek çok dostumuz hapiste. Belarus’taki, Nijer’deki, Venezüela’daki ve Türkiye’deki yoldaşlarımızın yanındayız. Koruma ihtiyacı duyan herkesin yanındayız. Çünkü, çok önemli bir şey artık tehlikede. Hiçbir siyasal ideoloji bu akımın karşısında bizim durabildiğimiz gibi duramaz. Güçlüyüz ve birlikte olduğumuz sürece kazanacağız. Geçtiğimiz Mart ayında Arnavutluk’ta düzenlediğimiz komitemizin ürettiği sonuçlardan en önemlilerinden biri buydu. Küresel zorluklar, küresel işbirliği gerektiriyor, çünkü hiçbirimiz bunların üstünden tek başına gelemeyiz.
“Zulme karşı verebileceğimiz en iyi mücadele iş birliğidir”
Bir sonraki değinmek istediğim konu da, militarizm tekrar dünyanın pek çok yerinde yükselişte. Sosyalist aile ve onu bir arada tutan değerler, daima barışa bağlanıyor. Zulme karşı verebileceğimiz en iyi mücadele iş birliğidir. Savaş, bugünkü ev sahibi ülkemizin de aslında çok iyi bildiği bir şey. Karadeniz’de, kuzeyde, pek çok yerinde çatışmalar olan bir ülke. Kuzeydeki, Ukrayna’daki tavrımız son derece açık. Ukrayna’nın barış içinde yaşaması ve güvenliğini temin altına alabilmesi en temel hakkıdır. Ukrayna halkının yaptığı fedakarlıkları görüyoruz ve tüm müzakere süreçlerine tamamen desteğimizi sunmaya hazırız. Ukrayna’daki barış bizim için çok önemli ve bunu elde edebilmek için canla çalışmaya devam edeceğiz.
İspanya ve Filistin’den yeni Gazze teklifi
Gazze’deki olağanüstü durumla ilgili de tavrımız açık. Bu, kesinlikle kabul edilemez bir durum ve bunun karşısında sessiz kalmak, kayıtsız kalmak, bizim topluluğumuzun asla yapamayacağı bir şey. Anneler ve babalar kollarında ölü çocuklarını taşırken, çocuklar açlıktan ölme tehlikesi altındayken buna kayıtsız kalamayız. Artık bu kadar yeter. O yüzden uluslararası hukukun ve uluslararası insan haklarının bu kadar göre göre ihlal edildiği bir durumda, sessiz kalmamız mümkün değildir. Üye partilerimiz, demokratlar, daima barış için bu konuda seslerini yükseltiyor. O yüzden, İsrail’e tekrar mesajımız, Gazze’nin işgaline ve bu konudaki askeri operasyonlara son vermeleridir. Filistinlilerin topraklarından kovulması kabul edilemez bir durumdur ve uluslararası hukukun, çok basit bir tabirle ihlalidir. O yüzden İsrail’in ablukayı kaldırmasını, Gazze’ye insanı yardımın ulaşmasını engellemeyi bırakmasını ve insanları açlıktan ölmeye mahkum etmemesini söylüyoruz. Çocuklar ölüyor ve ihtiyaç sahibi insanlara tıbbi yardım ulaşamıyor.Aynı zamanda İspanya ve Filistin’in Birleşmiş Milletler Genel Meclisi’ne sunulmak üzere yeni bir teklif hazırlamakta olduğunu da bu fırsatla sizlere duyurmak isterim. Gazze’ye insani yardım iletmek üzere hazırladığımız, insani faaliyetler gösteren STK’ları bu sürecin kapsamına dahil etmeyi hedeflediğimiz bir teklif.
“Adaletin yanında olmak, kimsenin karşısında olmak değildir”
Şunu da hatırlatmak istiyorum, adaletin yanında olmak, kimsenin karşısında olmak değildir. Birer insan olarak, sahip olduğumuz değeri savunmaktır. Benim devletim, pek çok noktada İsrailli rehinelerin salınmasıyla ilgili tavrımızı dile getirmiştir. Ama, Filistinlilerin maruz kaldığı insani trajediyi de görmezden gelemeyiz. Burada ancak işbirliği ile, uzun ömürlü, kalıcı bir barış süreci tesis edebiliriz.
“Dayanışma da bizim önemli bir prensibimiz”
Ukrayna’daki ve Orta Doğu’daki trajediler, dünyanın pek çok yerinde 120’den fazla çatışmayı görmezden gelmemiz anlamına gelmiyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne yönelik saldırılarda pek çok insan hayatını kaybediyor. Kadınlar ve çocuklar hayatlarını kaybediyorlar. Bu da, tarihimizin en büyük insani krizlerinden bir tanesi. Bunlarla mücadele etmemiz, umudumuzu yitirmememiz gerekiyor. Bu da beni konuşmamın son maddesine getiriyor. Dayanışma; biz kapsayıcılığa verdiğimiz taahhüt ve barışa adanmışlığımızla kendimizi tanımlıyoruz. En az bunlara olduğu kadar, dayanışma da bizim önemli bir prensibimiz. Topluluğumuz, dayanışma tabanında bir araya gelen bir topluluk ve bu dayanışmayı sadece ülkelerimiz içinde değil, küresel bir topluluk ruhu tesis etmek amacıyla, sınırlarımızın ötesine de taşıyoruz. Küresel bir topluluk aslında tam olarak da ulusalcılığın zayıflatmayı amaçladığı değerimiz.
“ABD hükümetinin gelişmelerini endişeyle izliyoruz”
İlericiliği desteklemekten vazgeçen ve bunun karşısında duran ABD hükümetinin gelişmelerini endişeyle izliyoruz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine olan taahhütlerinden vazgeçtiklerini, Paris Antlaşması’ndan çekilmeyi hedeflediklerini ve gezegenimizin geleceğini tehlikeye attığını görüyoruz. Son verilen programlar nedeniyle Malarya krizi, yılda 19 milyon vakalık ek bir risk kazanmış ve 8 milyonluk bir insan ölümü riskiyle yeniden gündeme gelmiş halde. Bunlarla mücadele edebilmemiz için, bir arada olmamız gerekiyor, birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Avrupa Birliği burada ortaya çıkan hasarı gidermek için harekete geçti ama bu yeterli değil. Bizim çok taraflı sistemlerimizle hiç olmadığı kadar koordineli bir şekilde harekete geçmemiz ve mükemmel olmasa da bu düzeni korumak için çalışmamız gerekiyor. Aynı zamanda, günümüzün ve geleceğin zorluklarıyla başa çıkabilmek için kendimizi yenilememiz, güncellememiz gerekiyor ve tüm siyasi gücümüzü, irademizi önümüzdeki Haziran ayında Sevilla'da, benim ülkemde AB konferansında tekrar göstermemiz gerekiyor.
“Aşırı sağ yükselişte, ama bu yükselişin bir de inişi olacak”
Aşırı sağ yükselişte, ama bu yükselişin bir de inişi olacak. Bu kaçınılmaz bir durum. Ulusalcılık, aşırı milliyetçilik tek pusulanız olduğunda, karşınıza çıkan durum daima yolunuzu kaybetmek oluyor. Bizlerin de sosyalistler olarak görevi, köprüler kurmak, işbirliği kurmak. Dayanışma bizim en büyük gücümüz ve birlikte olduğumuz sürece bizi zayıflatamayacaklar. Portekiz’deki sosyalist partiyi de bu vesileyle tebrik etmek istiyorum, aynı zamanda geçtiğimiz pazar Romanya’daki zaferinden ötürü Nicuşor’u da tebrik etmek istiyorum. Dönem değiştiğinde, insanların gözlerini çevirdiği kişiler, bizler, sosyalistler olacağız.
“Yerel düzeyde de bağlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor; küresel sorunların çözümü yerelde yatıyor”
O yüzden, bugün kuracağımız küresel yerel yönetimler ağı gibi girişimlerle, yerel düzeyde de bağlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Pek çok durumda görüyoruz ki, küresel sorunların çözümü yerelde yatıyor. O yüzden vizyonumuzu, misyonumuzu izlemeye devam edelim. Mücadeleye devam edelim.”