(İSTANBUL)- Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’na katılan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır. Yetki paylaşımı gözden geçirilmeli” açıklamasına ilişkin “Bütün mesele, iktidarını korumak. En büyük tehlike yerel yönetimler; onları yok etmek, belediye başkanlarını cezaevine atmak, mevzuatlarda değişiklikler yaparak ellerinden yetkileri almak, seçilmişleri bir kenara bırakıp, atanmışlara bunu sağlamak. Oysa hatırlayın, AK Parti iktidara geldiğinde, ‘seçilmişler mi, atanmışlar mı’ diyen Tayyip Erdoğan’ın sesi kulaklarımızda” diye konuştu.
CHP’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal’in 6 ayda bir düzenlenen Konsey Toplantısı sürüyor. Toplantının ikinci gününde, katılımcılar arasında yer alan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
Toplantıda, dünyadaki demokrasi sorunları, otoriter rejimler gibi konuların tartışıldığını aktaran Seçer, belediye başkanları olarak toplantıda yer almalarının temel sebebinin, Sosyalist Enternasyonal bünyesinde kurulan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Başkanlığı’nın ilk toplantısına katılmak olduğunu söyledi.
"Ülkelerde genel iktidarı belirleyen unsurlar yerel yönetimler"
“Ülkelerde genel iktidarı belirleyen unsurlar yerel yönetimler. Bunu önemsiyoruz. Sosyalist Enternasyonal de bunu önemsiyor” diyen Seçer, yeni oluşuma ilişkin şöyle konuştu:
“Yerel yönetimler demokrasinin en temel unsurlarından bir tanesi, muhtarlar, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri. Çünkü, halka en yakın yöneticiler, halkın oyuyla seçilen ve halkın tam içerisinde olan yöneticiler. Bu anlamda, yaptığımız görev itibariyle, bölgemizin, şehrimizin hizmetlerini görürken, diğer taraftan da demokrasiye çok önemli katkılar yapıyoruz. Dünyada, sol, sosyal demokrat, sosyalist dünya görüşünden yönetimlere evrileceksek, bunun yerel yönetimlerden başlayacağı gerçeğiyle yola çıkarak, yerel yönetimler ağı oluşturma kararı almış. Burada da ilk toplantısı yapıldı. Bundan sonra onun taşları örülecek, daha sağlam bir kurumsal hüviyete bürünecek”
"Bir taraftan demokrasiyi nasıl geliştiririz diye düşünürken, Türkiye’de tam tersine uygulamalar oluyor"
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı "Yerel yönetimler ve belediyeler meselesinin, tüm boyutlarıyla konuşulması, tartışılması ve yeni bir düzene kavuşturulması, kaçınılmaz hale gelmiştir. Yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır. Yetki paylaşımı gözden geçirilmeli” açıklamasını da değerlendiren Seçer, “Bir taraftan demokrasiyi nasıl taçlandırırız, daha geliştiririz diye düşünürken, yerinde yönetim anlayışını daha ne kadar güçlendirebiliriz diye düşünürken, Türkiye’de tam tersine uygulamalar oluyor” dedi. Seçer, şu ifadeleri kullandı:
“Son günlerde yine sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya attığı bir tartışma var; yerel yönetimlerin yetkileri çok fazla, bunları kısıtlayalım, yetkiyi seçilmişlerden alalım, bunları atanmışlara verelim. Bu demokrasinin geriye doğru gitmesi demektir. Bizim demokrasi tarihimiz 19’uncu yüzyıla dayanıyor. Bir sürü demokrasi mücadeleleri, siyasi cinayetler, darbeler, bu ülke nelerle boğuşmadı. Demokrasi, kurum ve kurallarıyla otursun diye bu mücadeleler verildi. Bugün geldiğimiz noktada, bu tip otoriter yönetim anlayışları demokrasimizi müthiş derecede tahrip ediyor.
Bunun temel sebebi şu, Cumhuriyet Halk Partisi, son yerel seçimlerde, Türkiye’nin en önemli kentlerini kazandı. Yüzde 65 nüfusun yaşadığı, ekonominin yüzde 75’inin döndüğü şehirleri Cumhuriyet Halk Partisi belediye başkanları yönetiyor ve bu belediye başkanlarının her biri, kendi bölgesinde halkta çok büyük karşılıkları olan insanlar. Doğal olarak önümüzdeki genel seçimlerde, bu belediye başkanlarının seçimlere çok büyük etkisi olacak. Bunu görüyor iktidar. Bunu gördüğü için bu kadar feveran ediyor.
Seçer, Erdoğan’ın söylemlerini hatırlattı
Sayın İmamoğlu’nun, diğer belediye başkanlarımızın, parti genel başkanlarının, basın mensuplarının, sesi çıkan, mevcut düzene karşı olan, bu konuda söylem geliştiren, toplumu uyandırmaya çalışan, bilgilendiren herkes sorgusuz, sualsiz, hukuk dışı bazı yöntemlerle ve kararlarla cezaevine konuluyor, tutsak ediliyor. Bütün mesele, iktidarını korumak. En büyük tehlike yerel yönetimler onları yok etmek, belediye başkanlarını cezaevine atmak, mevzuatlarda değişiklikler yaparak ellerinden yetkileri almak, seçilmişleri bir kenara bırakıp , atanmışlara bunu sağlamak. Oysa hatırlayın, AK Parti iktidara geldiğinde söylemlerinden bir tanesi ‘seçilmişler mi, atanmışlar mı’ diye Tayyip Erdoğan’ın sesi kulaklarımızda. ‘Biz seçilmişiz, atanmışlardan öndeyiz', bu söylemler vardı.”