33 yaşındaki Tokdemir, İstanbul’da yaşamaktan şikâyetçi değil ama arada uzaklaşmanın iyi geldiğini söylüyor.
“Buraya gelmeden önce adını çok duymuştum ama bu kadar sade ve hoş bir şehir olacağını tahmin etmemiştim. Sanki kimse bir yere acele etmiyor. Herkesin zamanı var gibi.”
ŞEHRİN MERKEZİNDE DİNLENME DURAĞI
Eskişehir’in tam merkezindeki Adalar, kafe ve yürüyüş yollarıyla dolu bir yer. Çayın iki tarafında da insanlar yürüyor, çay içiyor ya da sadece oturup bakıyor. Tokdemir’in de en çok hoşuna giden şey bu olmuş:
“Her şey çok abartısız. Ne kadar basit o kadar güzel. Kahvemi alıp çayın kenarına oturabildim mesela. İstanbul’da bunu yaparken bile bir uğraş içine giriyorsun.”
“BİR HAFTA SONU YETMEDİ AMA İYİ GELDİ”
Tokdemir’in planı sadece iki günlük. Kaldığı yer merkeze yakın, ulaşım kolay. Bu kısa tatil ona göre çok uzun değil ama şimdilik yeterli.
“Sadece yürümek, izlemek bile iyi geldi. Havası da güzel. Kalabalık yok ama şehir boş da değil. Tam kararında,” diyor.
"HER ŞEY ABARTIDAN UZAK VE YERLİ YERİNDE"
Adalar’daki küçük kafelerden birine oturduğumuzda Tokdemir, Eskişehir’in yeme içme kültürünün de abartıdan uzak olduğunu söylüyor:
“Büyük zincirler var ama yerel yerler de çok. Menüye bakarken şaşırmıyorsun, fiyatlar da İstanbul gibi değil. Her şey bir şekilde yerli yerinde,” diye anlatıyor.