(ANKARA) - Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, terör örgütü PKK'nın fesih kararına ilişkin açıklama yaptı. Ağıralioğlu, “Detaylarını milletimize söyleyeceğiniz referandum teklif ediyoruz. Anaların babaların, evlatların, Türk milletinin onayı lazımdır buna. Çünkü siz geçen seçimi bunun tam tersini söyleyerek kazandınız. Şu anda siyasi meşruiyetinizin bir ayağı kırıktır. Siz bu yaptıklarınızın tam tersini yapmak için, PKK’nın canına okumak için seçildiniz. Bu yetki meşruiyeti kaybıdır” dedi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, terör örgütü PKK’nın fesih kararına ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
“Terörsüz Türkiye, bu takdimle sunulan hiçbir hedef, Türkiye’nin sırtını dönebileceği bir hedef değildir. Terörsüz Türkiye, teröre bu kadar evlat vermiş, can vermiş, bu kadar ağır bedel ödemiş bir milletin, kendi evlatlarını katletmiş bir cinayet şebekesine evlatlarının tabutundan haykırabilmiş, ‘evladım, silahlarınızı bırakın, annelerinizin babalarınızın yanına dönün’ diyebilen bir milletin elbette ‘terörsüz Türkiye’ hassasiyeti vardır. Bu hassasiyet, herkesin ortak sükunetidir. Kimse ‘terörlü Türkiye olsun’ demez. Kimse ‘kan aksın’ demez. Ama bazen, siyasetin şehvetine hassasiyetlerimizi duyulmaz hale getiren bir kakofoni hakim oluyor. Milliyetçilerin hassasiyetlerini konuşurken, asabı bozuk milliyetçi de olmayız. Hem devleti koruyacağız hem kaygılarımızı ifade edeceğiz, hem geçimsiz olmayacağız, hem kızgın olmayacağız, hem tebessümlü olacağız, hem PKK’ya kızacağız, hem devletimizi koruyacağız, hem beraberliğimizi koruyacağız, hem Kürtleri PKK bizden almasın diye hassasiyet göstereceğiz, hem Kürtleri Netanyahu bizden almasın diye hassasiyet göstereceğiz, hem siyaseti koruyacağız, siyasetçilerin itibarını koruyacağız.
“PKK, Türk milletinin dengi değildir”
Millet olan biteni şöyle izlemeye başladı; bugünkü kadronun bu söylediklerinin tam tersini çok daha baskın iddialarla söylediği cümleler önümüze düşüyor. Biz, hangi sicille, hangi hassasiyetle, hangi hafızayla konuştuğumuzu biliriz. PKK, Türk milletinin dengi değildir. HDP, Türk milletinin mütekabili değildir. Biz, PKK’dan ve HDP’den korkuyor değiliz, biz onlara laf yetiştirme yarışında devleti bunlara eşitleyecek kadar aciz değiliz. Endişe ettiğimiz şey, 40-41 yıldır bu adamlara silah vererek bölgeye yerleşme hesapları yapan azgınlığın bu kadar acının üstüne sanki Kürtlerin meşru temsilcisiymiş haline dönüştürülen bu siyasi bölücüğü bugün şaşkınlıkla izleyen milletimiz, 90’larda makale olarak okuyordu.
“Bu yaptığınızdan ne zaman döneceksiniz diye bir endişe var”
Endişemize sebep olan şeylerin başında - hükümet bu dediğimi duysun - sizin siyasi siciliniz var. Siz, ‘bizim kitabımızda böyle şeyler yoktur’ diye konuştuğunuz için, daha önce bu yaptıklarınızın aynısının tam tersini yaparak savunduğunuz için, geçen seçimi bu söylediklerinize söverek kazandığınız için şimdi yaptığınızdan ne zaman ricat edeceğinizle ilgili bir korku var. Geçen sene yaptığınızdan şimdi döndünüz, bu yaptığınızdan ne zaman döneceksiniz diye bir endişe, plansız ve programsız iş yapıyor olacağınıza dair endişe bizi kaygılandırıyor. Bizi kaygılandıran şeylerin başında sizin ferasetsizliğiniz geliyor. Biz sizin deneme tahtanız değiliz.
“Siz herhalde milletinizin ödediği bedeli unuttunuz”
Bu söylediklerim hükümete. Siz şimdi PKK’dan tebessümü esirgemiyorsunuz. Öcalan’a teşekkür ediyorsunuz. 41 yıldır evlatlarınızı katletmiş, sadece silahlı mücadele pratiğinden vazgeçip süreci Öcalan’a teslim etmişler, bunun için Öcalan’a ‘kurucu önder’ diye teşekkür ediyorsunuz. Bu üslupsuzluğunuza bakınca şöyle endişeleniyoruz; dün PKK’ya kızarak siyaset yapıyordunuz, bugün milliyetçilere kızarak, PKK’yı yanınıza çekerek siyaset yapmaya karar verdiniz. O yüzden sizin dostluğunuzdan, düşmanlığınızdan, siyasi kurgunuzdan, vizyonunuzdan yarın hissemize ne düşecek diye endişe etmekteyiz. Terörsüz Türkiye için PKK’dan esirgemediğiniz tebessümü, bölücülerden esirgemediğiniz nezaketi, milleti ve devleti için endişelenen kardeşlerinizden esirgemezseniz çok memnun olacağız. Bizi de ikna etmeye çalışır mısınız? Kaygılarımızı gidermeye çalışır mısınız? Siz herhalde milletinizin ödediği bedeli unuttunuz.
“Detaylarını milletimize söyleyeceğiniz referandum teklif ediyoruz”
Milletimiz şu anda sessiz. Siz bu sessizliği onay zannediyorsunuz. Bu sessizlik onay sessizliği değil. Bu kadarını nasıl yapabildiğinize halen akıl yetiremediler. ‘Bu kadar da değildir’ diyorlar. Mutlaka bizim bildiğimiz bir şey vardır diye içlerinde bir şey büyütüyor milletimiz. Normalde bunu başkası yapsa, o diyene gezme, nefes alma ve yaşama imkanı vermezdi bu millet. Bu dediklerinizi Özgür Özel Bey dese, bu dediklerinizi biz desek mesela, bizim sokakta gezme hakkımızı bırakmazdınız, biz dışarıda basın toplantısından sağ çıkamazdık. Silivri’ye, iddianamemiz 25 yıl sonra hazırlanırdı.
Detaylarını milletimize söyleyeceğiniz referandum teklif ediyoruz. Millet onayı lazımdır buna. Anaların babaların, evlatların, Türk milletinin onayı lazımdır buna. Çünkü siz geçen seçimi bunun tam tersini söyleyerek kazandınız. Şu anda siyasi meşruiyetinizin bir ayağı kırıktır. Siz bu yaptıklarınızın tam tersini yapmak için, PKK’nın canına okumak için seçildiniz. Meşruiyetinizi kaybettiniz. Bu yetk meşruiyeti kaybıdır.”