Haber: Tenzile AŞÇI Kamera: Akın KÜÇÜKKURT

(İZMİR) – İzmir'de sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatlarını kaybetmelerine ilişkin davanın duruşmasının ardından açıklama yapan müdahil avukatlarından Ayşe Sarıçiçek, "Biz mahkeme heyetine, yargılamaya ve adalete güveniyoruz. Sonuna kadar da tek talebimiz bu konuda suçlu, kusurlu ve hatalı olanların cezalarını alması. Başka Özge’ler, başka çocuklar ölmesin. Bir kişi böyle pisi pisine ölüyorsa da cezasını alsın'' dedi.

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki 42 sanıklı duruşmanın görülmesinin ardından olayda hayatını kaybeden Özge Ceren Deniz’in avukatı Ayşe Sarıçiçek adliye önünde açıklama yaptı.

Dosyaya gönderilen bilirkişi raporuna itirazda bulunmaları sonrasında ek bilirkişi raporu alındığını anlatan Sarıçiçek, şunları kaydetti:

"Mahkemeye vermiş olduğumuz detaylı dilekçede bilirkişi raporundaki tüm eksiklikleri dile getirdik. Bunun üzerine dosya yeniden heyet bilirkişisine gönderildi. Kusur derecelerinin belirlenmesi ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma 17 Temmuz'a ertelendi. Bu arada Özge Ceren Deniz’in tıp öğrencisi olan iki kız kardeşi de davaya katılma talebinde bulundu. Onlar bu andan itibaren dosyada katılan durumunda, müşteki sıfatıyla yer alacaklar.

Biz mahkeme heyetine, yargılamaya ve adalete güveniyoruz. Sonuna kadar da tek talebimiz bu konuda suçlu, kusurlu ve hatalı olanların cezalarını alması. Başka Özge’ler, başka çocuklar ölmesin. Bir kişi böyle pisi pisine ölüyorsa da cezasını alsın.''

''Dava çok yakından ve hassasiyetle takip ediliyor''

Özge Ceren Deniz'in KKTC vatandaşlığı da bulunması sebebiyle davayı takip eden Lefkoşa Milletvekili Talip Atalay da, ''Ailesinin gönlünün bir nebze olsun rahatlayabileceği bir cezai müeyyidenin ve sonucun Yüce Türk mahkemeleri tarafından takdir edileceğine inancımız tamdır. KKTC'de dava çok yakından ve hassasiyetle takip ediliyor. Çünkü Kıbrıs Türk halkı bu konuda son derece üzgün ve perişan. Ve sonuna kadar da davanın takipçisi olma düşüncesindeyiz. İnşallah gelecek duruşmalarda daha fazla arkadaşımızla davamızı takip edeceğiz" dedi.

Bazı denetimlerde ve mevzuatta eksikler bulunduğunu ifade eden Atalay, siyasetçiler başta olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşların hem mevcut olanı uygulama hem de yetmeyeni iyileştirme sorumluluğu olduğunu anlattı.

Atalay, bir can kaybının haber konusu olarak gündeme gelip, sonra unutulmaması gerektiğini belirterek, "Bu gibi durumlarda daha duyarlı olmalıyız. Hepimiz yasal eksiklerimizi gidermeliyiz. Görüşü, düşüncesi, siyasi tarafı ne olursa olsun, bu meseleler mevzu bahis olmamalı. Bu bir can meselesidir. Çünkü geri alamayacağımız tek şey yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı geri alınamaz. Bu yüzden hepimizin çok daha duyarlı olması gerekiyor" dedi.

Atalay, şunları söyledi:

"Bir linç kültürü üzerinden konuşmak istemiyorum, bu doğru olmaz. Ama gerçekten sorumluluk sahibi insanlar olarak, yetkililer olarak mutlaka hem geniş halk kitleleri hem de yetkili ve sorumlu birimler bu konuda duyarlılık göstermelidir. Yeni Özge’lerimizi kaybetmeyelim. Başka canlar, isimleri ve coğrafyaları ne olursa olsun, kaybedilmesin. Bu acıları tamamen sona erdiremesek bile, en azından azaltmak ve tekrarını önlemek için elimizden geleni yapalım.”

“Asıl sorumlular bu düzeni kuranlardır”

Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi'nin eğitimci olması nedeniyle duruşmayı Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da takip etti.

Özbay, duruşmanın ardından şunları söyledi:

“Bu facianın asıl sebebi, yurttaşların vergi vererek alması gereken kamu hizmetinin kamu tarafından yerine getirilmemesiyle alakalı. Kamu hizmetinin özelleştirilmesi, taşerona devredilmesiyle alakalı. Herkes sorumluluğu birbirine atıyor. Gerçek sorumlu ülkedeki en temel insani ihtiyaçları bile taşeronlaştıran sistemdir. Bu ne yazık ki bir gencimizin hayatına mal olmuştur. Bu tarz acıların yaşanmaması için devletin kamusal sorumluluğu üstlenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Sürekli birbirinin üzerine atılan sorumluluklar var ama asıl gerçek sorumluluklar bu düzeni kuranlardır. Bana göre gerçek sorumlular, daha ağır cezayla yargılanması gerekenler mahkeme salonunda değil.” 

 

Kaynak: ANKA