Hem öğretmenlikteki yıllarını, hem gençlerle kurduğu bağı, hem de eğitim sistemine dair görüşlerini samimiyetle anlattı. Onunla sohbet ederken, sadece bir eğitimciyle değil, gençleri gerçekten dinleyen ve anlamaya çalışan bir insanla konuştuğumuzu fark ettik.
"ÇOCUKLARI ANLAMAK GEREK"
“Her gün çocukların gözünün içine bakarak çalışıyoruz. Bazen yorgun, bazen kırgın, bazen umutlu geliyorlar. Onlara sadece bilgi değil, anlayış ve güven vermek zorundayız,” diyor Karaman. Eğitimciliği sadece bir meslek olarak değil, hayat biçimi olarak gördüğünü anlatıyor. “Bizim işimiz sadece ders anlatmak değil. Bazen sadece birini dinlemek, onun hayatında ciddi bir fark yaratabiliyor.”
BİZ DE BİR ZAMANLAR ONLAR GİBİYDİK"
Öğrencilerle empati kurmanın önemine dikkat çeken Karaman, “Biz de o sıralarda oturduk, biz de genç olduk. Zorlandık, anlaşılamadık. Şimdi elimizde bir fırsat var. Gençleri yalnız bırakmamak,” diyor. Ona göre, kuşak farkı büyük bir uçurum değil, doğru kurulmuş bir köprüyle aşılabilecek bir mesafe.
EĞİTİM SADECE KİTAPLARDA DEĞİL
Eğitimin sadece müfredatla sınırlı kalmaması gerektiğini savunuyor. “Hayat bilgisi dersine gerek yok derlerdi eskiden, ama bugün en çok ona ihtiyacımız var gibi. Birbirimize saygı, empati, sabır. Bunları okullarda yaşayarak öğreniyoruz,” diyor.
MALATYA’NIN YARALARINI EĞİTİMLE SARIYORUZ
Depremin ardından Malatya’da yaşanan zorluklara da değiniyor Karaman. “Okul sadece bilgi değil, aynı zamanda güven demek. O yüzden bizler burada elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Çocuklara bir nebze olsun huzur verebilirsek, bu bize yetiyor.”
EĞİTİM
İsmail Ömer Karaman’ın her cümlesi, gençlere duyduğu inançla dolu. “Bir öğrencinin gözünde ışık yanarsa, biz görevimizi yapmışız demektir,” diyor.