Haber: Osman BEKAR
(AYDIN) - Aydın'ın Bozdağan ilçesi Alamut köyünde hayvancılık yapan Ahmet Çelik, geçmişte 20'nin üzerinde olan beslediği hayvan sayısının 5'e düştüğünü belirterek, "Üretici 2-3 yıldır zararına dahi olsa üretmeye çabalıyor, direniyor. Bir torba gübre bin lirayı bulmuş, mazot 47,5 lira olmuşken, biz sütü 14,5 liraya satmaya çalışıyoruz. Hayvancılığa devam etmek istiyor ama yapamıyoruz. Ben bırakacağım, yarın başkaları bırakacak. Gelecek nesil de bu işi yapamayacak" dedi.
Çelik, hayvancılık yapmanın her geçen gün zorlaştığını söyledi. Eskiden 22 baş hayvanı olduğunu belirten Çelik, şimdi 5 baş hayvanı olduğunu onları da satmayı düşündüğünü ifade etti. Üretici Ahmet Çelik şunları söyledi:
"Çocukluğumdan beri hayvancılıkla uğraşıyorum. Atalarımızın hayvanlarla toprak işlediği, ekin ektiği, harman yaptığı ve geçimini sağladığı günleri hatırlıyorum. O dönemlerde teknoloji bu kadar gelişmiş olmasa da insanlar topraktan ve hayvandan kazandıklarıyla hem geçiniyor hem de mutlu olabiliyordu. Bugün ise elimizde onca teknolojik imkan varken para kazanamıyor, geçinemiyor ve mutsuzuz. Her şey çok pahalı, yakıt fiyatları aldı başını gidiyor. Artık üretemez hale geldik. Hayvancılığa ilk başladığımızda hayvan sayımız azdı. Hayvancılığın iyi olduğu dönemlerde hayvan sayımızı 22 başa kadar çıkardık. Ancak sonrasında zarar etmeye başladık. Yem fiyatları, işçilikler ve diğer maliyetler sürekli arttı, buna karşılık kazancımız sürekli düştü. Bu durum bizi hayvan sayımızı azaltmaya zorladı ve şu an elimde sadece 5 baş hayvanım kaldı. Ne yazık ki bu 5 baştan da kar ettiğimiz söylenemez, aksine zarardayız. İşçilik maliyetinden kaçınmak için tüm işleri eşim ve ben kendimiz yapmamıza rağmen durum değişmedi. Önümüzdeki yıllarda bu 5 baş hayvandan da vazgeçmek zorunda kalabiliriz.
"Sütçülük son zamanlarda iyice kötüye gitti"
Hayvancılığın sadece yem, veteriner hizmetleri ve tohumlama masrafları yok. Elektrik, su, mazot, gübre gibi sayısız gideri var. Sütçülük ise son zamanlarda iyice kötüye gitti. Biz sütü 14,5 liradan satarken, marketlerde sütün litresi 30- 35 liraya çıkıyor. Bir fincan kahve 20 lirayken, biz bir litre sütü 14,5 liraya satmakta zorlanıyoruz. Son üç beş yıldır sürekli zarardayız ve bu yüzden hayvancılığı bırakma noktasına geldik. Devlet desteklemeleri de ne yazık ki komik rakamlara düştü. Damızlık birliğine üye olanlara verilen desteklemeler farklı ve yetersiz kalıyor. Banka kesintileri de işin cabası. Bu desteklemelerin hiçbir cazibesi kalmadı. Şu an elimizdeki simental ırkı hayvanlarımızın sadece iki tanesi sağılıyor, diğerleri gebe. Bu ırk çok süt vermez, en fazla 20- 22 litre süt verirler ki bu da maliyetleri karşılamıyor. Çocukluğumdan beri severek yaptığım bu işi, gücüm yettiği sürece 2- 3 yıl daha sürdürmeye çalışacağım.
"Gelecek nesil bu işi yapamayacak"
Hükümetten tek talebimiz, çiftçiliğe ve üreticiye biraz daha değer vermesidir. Çiftçi büyük şeyler istemiyor; sadece karnını doyuracak, ailesinin geçimini sağlayacak ve kimseye muhtaç olmayacak kadar bir gelir istiyor. Üretici 2-3 yıldır zararına dahi olsa üretmeye çabalıyor, direniyor. Bir torba gübre bin lirayı bulmuş, mazot 47,5 lira olmuşken, biz sütü 14,5 liraya satmaya çalışıyoruz. Bu nasıl olacak bilmiyorum. Hayvancılığa devam etmek istiyor ama yapamıyoruz. Ben bırakacağım, yarın başkaları bırakacak. Gelecek nesil de bu işi yapamayacak. Peki o zaman insanlar et yemeyecek mi? Çocuklar süt içmeyecek mi? Yoğurt, peynir tüketemeyecek mi? Herkes bırakırsa bu ürünler üretilemez hale gelecek ve her şeyi yurt dışından almak zorunda kalacağız.
"Eşim ve ben hiçbir şey harcamasak bile torunlarımıza yetmez"
Benim gibi binlerce insan bu işi bırakmak zorunda kalacak. 14 bin 600 lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışacak. 4 bin lira ikramiyeyle ne yapabiliriz ki? Çocuklarımıza harçlık vereceğiz, bayramda üstlerine başlarına bir şeyler alacağız. Bayram, özellikle dedeler ve torunlar için çok özeldir. Biz çocuklarımıza ya harçlık veremeyeceğiz ya da üstlerine başlarına bir şeyler alamayacağız. 4 bin lira bayram harçlığı, dört torunum için bile yetersiz kalıyor. Eşim ve ben hiçbir şey harcamasak bile torunlarımıza yetmez."