“Sabah erkenden gelirim, suya bakarım. Ne eksik, ne fazla, anlamaya çalışırım,” diyor. “Balık acele sevmez. Stres yaparsa büyümez. Yani bu işin raconu sabır.”

DÜZENLİ BESLE, SUYU TAKİP ET, FAZLA KURCALAMA

Saffet Bey’e göre alabalık yetiştiriciliği, düzenli ama müdahalesiz bir iş. “Suyu kirletmeyeceksin, yemi abartmayacaksın. Ne eksik vereceksin ne fazla. Balığın derdi varsa önce sudan anlarsın zaten,” diye anlatıyor. Anlattığı her şey sade, abartısız ama dikkat istiyor.

“Bizde her şey yavaş,” diyor. “Hızlı büyüsün dersen işler karışır. Su soğuksa az yer, sıcakta iştahı açılır ama oksijen azalır. Bunları takip edeceksin. Teknoloji de var artık, ama her şey cihazla olmaz. Gözle görmek gerek.”

GEÇİM KAPISI AMA KOLAY DEĞİL

“Para kazanılıyor mu?” diye sorduğumuzda gülüyor: “Kazandığımız zamanlar da oldu, kaybettiğimiz de. Bu işte en çok doğa belirler kazancı. Bir yağmur, bir sıcaklık farkı her şeyi değiştirir. Ama şunu bilirim: Bu suya ne verirsen, o da sana onu verir.”

GENÇLERE KÜÇÜK BİR TAVSİYE

Gençler için bu işin hâlâ umut vadettiğini düşünüyor: “Çok büyük paralarla başlamaya gerek yok. Ufaktan denesinler. Hem toprağa, hem suya yakın olmak iyi gelir insana. Tertemiz bir yorgunluk bu.”

Muhabir: Şenay Güner