(ANKARA)- Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili Zeydan Karalar, başkanlık ettiği TBB Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda, "2014'te başlayan, 2019'da artarak devam eden, aslında belediyeciliğin nasıl olması gerektiğini bütün Türkiye'ye ezberleten ilçe, belde, büyükşehir belediyeleri o kadar çok halkın gönlünde yer tuttu ki, bundan rahatsız oluyorlar. Belli ki bu çalışmalar genel siyasete etki edecek ve iktidarı tehlikede olanlar Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin her etkinliğini, çalışmasını engellemeye çalışıyorlar. Bunun başka bir izahı da yoktur" dedi.
TBB Başkanvekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TBB Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı'na başkanlık etti. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile il ve ilçe belediye başkanları da katıldı.
Toplantıda Meclis 1. Başkanvekili, encümen üyeleri ve ihtisas komisyonları üyeleri seçimle belirlenecek. Toplantı kapsamında ayrıca, 2024 yılı Faaliyet Raporu, TBB Teşkilat, Görev, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Değişikliği ve 2024 yılı Bütçe Kesin Hesabı gibi gündem konuları da ele alınacak.
Karalar, açılış konuşmasında şunları söyledi:
"1453 İstanbul'un fethi, 29 Mayıs. Bu önemli günde toplantımızı yapmamızın anlamlı olduğunu söylemek istiyorum. Toplantımızda alınacak kararlar, yalnızca belediyemizin kurumsal işleyişi değil, aynı zamanda vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerin niteliği bakımından büyük önem arz etmektedir.
Bugünkü toplantımızda 2004 yılına ait bütçe kesin hesabını değerlendirecek, ek bütçe taleplerimizi masaya yatıracak, faaliyet raporumuzu gözden geçireceğiz. Bu rapor, belediyecilik anlayışımızın hesap verilebilirliğimizin ve şeffaflığımızın somut göstergesidir. Birliğimizin demokratik yapısını güçlendirmek adına başkanvekilliği seçimi, ihtisas komisyonlarıyla encümen üyeliklerinin belirlenmesi gibi önemli kararları birlikte alacağız. Birlikte yöneteceğimiz bu süreçte farklı görüşlerin zenginlik olduğuna inanıyor ve katılımcı yönetim anlayışımızdan taviz vermeden hareket edeceğimizi vurgulamak istiyorum.
"Tüm belediyelerimizin yanında durmaya gayret ediyoruz"
Kıymetli başkanlarım, değerli üyeler, her biri kendi şehrinde halkına hizmet için gece gündüz çalışan siz değerli belediye başkanlarımızın ve meclis üyelerimizin taleplerine her zaman kulak veriyor, TBB çatısı altında güç birliği oluşturacak tüm belediyelerimizin yanında durmaya gayret ediyoruz. Birliğimizin karar mekanizmalarının ortak akılla ve tüm üyelerimizin katkısıyla çalışması, sürdürülebilir kalkınma, çevresel sorumluluk afetlere hazırlık, sosyal adalet ve dijital dönüşüm gibi temel konularda ilerleyebilmemiz için elzemdir. Bugün burada alacağımız kararların tüm ülkemize örnek oluşturmasını ve yerel demokrasimizin daha da güçlenmesini diliyorum.
"Bugün burada bulunurken kalbimiz ve aklımız Ekrem İmamoğlu'yla birliktedir"
Bugün burada gündemi görüşürken aklımız ve kalbimiz ne yazık ki salonda aramızda fiziken bulunamayan ama temsil ettiği değerlerle hep yanımızda olan Sayın Ekrem İmamoğlu'yla birliktedir. Sayın İmamoğlu hem Büyükşehir Belediye Başkanı hem de Türkiye Belediyeler Birliği'nin seçilmiş başkanıdır. Bugün hukukun evrensel ilkeleri demokrasiye olan inancımız ve halkın iradesine duyduğumuz saygı gereği, onun yokluğuna sessiz kalamayız kalmamalıyız. Yerel yönetimlerin meşruiyeti, halkın özgür iradesiyle şekillenir. Bu iradeye gölge düşüren her adım yalnızca bir kişiyi değil, tüm belediyeleri yerel demokrasi ve milletin kendisini ilgilendirir. Bizler, görevimizi devraldığımız sürece yalnızca hizmet üretmenin değil, aynı zamanda adalet, hak ve hukuk zemininde birliğimizi korumanın sorumluluğunu taşıyoruz. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun en kısa sürede özgürlüğüne kavuşmasını görevi kaldığı yerden sürdürmesini ve yeniden hep birlikte çalışmamızı diliyorum. Bu süreçte dayanışmayı, sağduyu ve hukukun üstünlüğüne olan inancı sürdürmek hepimizin görevidir.
"Masumiyet karinesi diye bir şey kalmadı"
Öncelikle muhalefet belediyelerine karşı yoğunlaşan baskı ve operasyonlarla seçilmiş başkanların yargının kesinleşlmiş kararı olmaksızın görevden uzaklaştırılması, kayyum uygulamaları, siyasallaşan yargı süreçleri ülke demokrasimize büyük zarar vermektedir. Belediyeler, kanunlara göre kurulmuş, kanunlara göre hizmet veren kamu kurumlarıdır. Belediyelerin bütün olarak suç örgütü şeması gibi gösterilmesi çok tehlikeli ve sakıncalıdır. Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini her gün görüyoruz. Soruşturmanın gizliliği kalmadı. Televizyonda iki gün önce birileri konuşuyor, iki gün sonra o konuşulanlar hemen icra ediliyor. Ekrem Başkan'ın ya da başka bir belediye başkanının 'suç örgütü lideri', 'terör örgütü üyesi' gibi nitelemelerin, masumiyet karinesine aykırılık, haksız itham, daha ortada iddianame yokken hüküm kurmak anlamına geldiği açıktır. Ya gerçekten masumiyet karnesi diye bir şey kalmadı. Soruşturmalarla ilgili birimlerin incelemeleri, müfettiş raporları gibi konular görmezden gelinirken, şüphelinin lehine olan unsurlar, hiç dikkate alınmamaktadır.
"Suçu olmayan insanları gözaltına alınması vicdanları yaralamakta, itibarları sarsmaktadır"
Tutuklama kararlarının çok kolay ve çok geniş kapsamlı olduğu görülürken, tekrar gözaltılar yapılmakta, burada hukuka uyulmayan bazı örneklerle karşılaşıyoruz. Biz aldık ama iddianame hazırlayamıyoruz, toplayalım 50 kişi. Bir şey söylerlerse iddianameye koyacak, eğer onda da bulamazsak bir 23 daha alalım. Onları da bulmazsak bir 23 kişi daha alalım. Onları da bulmasak kim alacaklar belli değil. Ifadeye çağırmak varken sabaha karşı evlerin basılması, çocukların gözü önünde işini yapmaktan başka suçu olmayan insanların gözaltına alınması vicdanları yaralamakta, itibarları sarsmaktadır. Avukatların çalışmalarına yönelik tehditler yöneltilerek savunma hakkının yeterince kullanılmaması tehlikesi söz konusudur.
"Soruşmalardan kaçmıyoruz"
İki nokta üzerinde daha durmak istiyoruz: Muhalefet partilerince yönetilen belediyelere yönelik operasyonlarda, örneğin 10 yıllık bütün dosyalar istenirken, iktidar partilerine, 'belediyelerin devraldığı yerlerde 31 Mart 2019 öncesine dair dosya yollamayın' uyarılarının yapıldığını bilmekteyiz. Sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyelerinden dosyalar alınıyor, onlar inceleniyor, başka belediyelerin incelenmediğini biliyoruz. İncelemeden, soruşturmadan kaçıyor gibi bir ifade anlaşılmasın. Hiçbirimiz ne soruşturmadan kaçıyoruz ne ifade vermekten kaçınıyoruz. Bizim alnımız ak. Bizim söylediğimiz şu: Elbette herkes yargılanabilir, yargılanmalıdır. Bir kere bu eşitlik kurallarında olmalı ve yargılamanın ötesinde gerçekten suçu ispat edilmiş, tespit edilmiş yöneticilerle ilgili işlem yapılmasını söylüyoruz. Yoksa, soruşturmadan kaçıyor değiliz.
"Kayyum olmamalı"
Tüm bunlar da hukukun güvenliğini ve adil yargılanma hakkını zedelediği için ülkemiz adına büyük üzüntü kaynağı. 2014'te başlayan, 2019'da artarak devam eden, aslında belediyeciliğin nasıl olması gerektiğini bütün Türkiye'ye ezberleten ilçe, belde, büyükşehir belediyeleri o kadar çok halkın gönlünde yer tuttu ki bundan rahatsız oluyorlar. Belli ki bu çalışmalar genel siyasete etki edecek ve iktidarı tehlikede olanlar Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin her etkinliğini, çalışmasını engellemeye çalışıyorlar. Bunun başka bir izahı yoktur. Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın belediyelerle ilgili yeni bir çalışma yapmak isteğiyle ilgili söylemleri ve hatta kayyumun daha özel şarta indirileceği ifadesi, bence şaşırtıcı. Kayyum asla olmamalı. Eğer bir belediye başkanı gerçek manada bir suç işlemiş, görevden alınmışsa seçilmiş belediye meclis üyeleri var. Onların arasından seçilmeli. Bu bir kural olmalı, 2016'dan önce olduğu gibi.
"Belediyelerimizin gelirleri yüzde 6'nın üstüne çıkmalı"
Benim bir sürü görüşmem oldu. Sayın Cevdet Yılmaz'la, Çevre, Şehircilik Bakanı'yla, Maliye Bakanlığı'yla, Sosyal Güvenlik Bakanı'yla görüştük. Sosyal Güvenlik Bakanlığı'yla görüşürken Sayın Ekrem Başkan mevcut başkandı, sonrasını ben getirdim. Şimdi orada ifade ettiğim şu, basından duymuşsunuzdur ama: Bir her belediye ekonomik olarak çok zor şartlarda çünkü pandemi, deprem ve ülkemizin geçirdiği ekonomik zorluklar, ekonomik zorlamalar dolayısıyla yaptığımız işlerin maliyetlerinin çok artması, gelirin o oranda artmamasından kaynaklı belediyeler iş yapamaz durumda. Dolayısıyla belediyelerimizin gelirleri yüzde 6'nın üstüne çıkmalı. Cumhurbaşkanı'mızın yüzde 12'ye kadar kararnameyle çıkartma yetkisi var. Biz 12 olsun istemiyoruz ama behemehal yüzde 50 artırılmalı.
"Türkiye'de hiç olmayan bir uygulama, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler aldı diye böyle bir uygulama yapıldı"
Geçmiş borçları kesmenizden dolayı belediyelerin ekonomik sıkıntıya girmesini, normal şartlarda borcu olmayan belediyeler bile iş yapamaz durumda. Türkiye'de hiç olmayan bir uygulama sadece ve sadece belediyelerin büyük bir bölümünü, büyükşehirlerin büyük bölümünü Cumhuriyet Halk Partili belediye aldı diye böyle bir uygulama yapıldı diyebiliriz rahatlıkla. Ekonomik krizler olur. Devlet bir yapılandırma çıkarır. geçmiş faizleri siler, uygun faizle yapılandırır. Bu bir yöntemdir. 'Kimlerin borçlarını affetmediniz ki?' dedim, 'Sonuçta biz millete hizmet eden devletin bir parçasıyız. Biz Ankara'nın hasmı değil, yardımcısıyız. Biz ne kadar iyi görev yaparsak Ankara'nın olumlu faydalanmaması mümkün değil. Size de olumlu yansır' dedim. Bu birinci tercihimiz. İkinci tercihimiz, faizleri silin, 12 ayda alın. Çünkü bunlar çok geçmişten gelen borçlar olduğu için, söylediklerinin aksine biriken, bize devredilen borçlar. Bize çok borç devri olduğu için borçlarının bir bölümünü ödeyemeyen arkadaşlarımız var. Dolayısıyla bir dağ gibi birikmiş borçları temizleyin. Arkasından bunu uygun kullanmayan, kötü yöneticilik yapan belediye başkanı tedbir olarak SGK'ya vergi yatırmayan belediyenin borçlarını bir ay sonra kesin ama bunu temizleyin ya da kestiğiniz parayı anaparaya sayın, anapara bitsin. Ondan sonra faizleri tahsil edin. Üç yöntemi verdim ben. Daha bir ses yok. Görüşmelere devam edeceğiz. Ben ısrarcıyım bu konuda. 100 lira borcunuz varsa bunun 50 lirası faiz, 50 lirası ana para, 100 lira yatırdığınız zaman 50 lirası faizle kesiliyor. Ne zaman bitecek belli değil.
"Çok büyük sıkıntı içindeyiz"
Belediyeler hakikaten gelirleri kesilsin diye son günler çok şey yaptılar. Mesela bazı illerde hipodrom varsa oradan eğlence vergisi aldırdık. Eğlence vergisi, yüzde 50'si büyükşehire, yüzde 50'si merkez ilçelere dağılırdı. Onu da kestiler. Şimdi bir ihdas meselemiz vardı. Bazen zorunlu olarak işe yaramayan yolları, parkları iptal ediyorsunuz, belediyeye ihdas ediyorsunuz. Onları ya siz bir sosyal tesis yapıyorsunuz ya da eğer gerekirse satıp gelir elde ediyorsunuz. Onu da iptal ettiler. Dolayısıyla gerçekten çok büyük sıkıntı içindeyiz. Belediyelerin iş yapma kabiliyetini kısmak, onları engellemek yerine tam tersi önlerini açmak, gelirlerini artırmak ve doğru çalışan belediyenin halkına, milletine daha iyi hizmet etmesini sağlamak gerekiyor. Eğer bir belediye başkanı parayı iyi kullanmıyor ise ama dağ gibi borçları erittikten sonra, borçlarını ödemediği takdirde bir ay sonra kesebilirsiniz. Çünkü kanun sizin elinizde. Bunları yapıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.
"Türkiye Belediyeler Birliği eskisine oranla çok daha adil bir dağıtım yapıyor"
Türkiye Belediyeler Birliği eskisine oranla çok daha adil bir dağıtım yapıyor. Ekrem Başkan'ın başlattığı adil dağıtımı, biz de sürdürüyoruz. Bugün de bir dağıtım yapacağız. Yaklaşık yüzde 57-58'i Cumhuriyet Halk Partililere yüzde 40'ın üstündeki dağıtımı da bizim dışımızdaki partilere dağıtacağız. Sadece onu yapmayacağız. Hangi belediyenin teknik olarak bir sorunu varsa bize başvursun, teknik olarak yardım yapacağız. Biz Türkiye'nin önemli sorunlarıyla ilgili çok ciddi teknik çalışmalar yapıyoruz. Bugün kürsel ısınmadan dolayı en çok zarar gören illerin başında Adana geldiği için 'Başka bir su kullanımı mümkündür' diye 13 Haziran'da teknik panel yapacağız. Bunun dışında değişik illerde teknik çalışmaları, yardımları yapmaya devam edeceğiz."