(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda yeni infaz düzenlemelerini de içeren kanun teklifine ilişkin konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Adil yargılamanız yok, insanları tutuklu koyuyorsunuz. Kovid indirimi yapmışsınız, yarısı kalmış, yarısı çıkmış. Bunları düzeltmeniz gerekirken bir fırsatçılıkla, bir kaptıkaçtı anlayışıyla sokağa çıkanları, mitinge gelenleri, poster asanları, yola domates dökenleri de cezaevine koyalım diyorsunuz. Bu çalışma takvimini kabul etmiyoruz. Bu kanun bize göre son derece değersiz, tuzaklarla dolu bir kanundur. Bu kanunun uzun uzun konuşulması gerekir. Şimdiden söylüyorum; Çarşamba günü gelip 'hadi bir müjde verelim' dediğinizde, size 'gidin işinize' diyeceğiz, haberiniz olsun" dedi.

Yeni infaz düzenlemelerini içeren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu. CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Murat Emir, kanun teklifine ilişkin şu ifadelere yer verdi:

"Tüm kamuoyunun beklediği, mahkûmların büyük bir umutla beklediği, ailelerin televizyonları başında beklediği "İnfaz Kanunu" adı altında hazırladığınız yasa teklifi nihayet geldi, çok daha önce gelmesi gerekirdi ama sıkışık bir zamana bilerek getirdiniz ve sıkıştırdınız, geldi. Bunun için değerli arkadaşlar 'dağ fare doğurdu' tanımı olmaz, dağ sırtlan doğurdu. İçerisine öyle hükümler koymuşsunuz ki, öyle şeyler yerleştirmişsiniz ki asla kabul edemeyeceğimiz, baskıyı artıracağınız, Türkiye demokrasisini geriye götüreceğiniz, cezaları artırdığınız ve kimden rahatsızsanız onu cezalandırdığınız hükümler koymuşsunuz.

"Siz kaptıkaçtı iktidarsınız. Kapalım kaçıralım, olursa olur, olmazsa muhalefeti suçlayalım"

Bir defa, yönteminiz yanlış. Sizin amacınız üzüm yemek değil, sizin amacınız bağcı dövmek. Bakın, önümüzde iki torba yasa var, birini konuşuyoruz, birini konuşacağız diyorsunuz, karar aldınız. Komisyona bugün verdiniz, 48 saat sonra Komisyon görüşecek, tam 30 madde. Tüm Türkiye'nin gözü bunun üzerinde, ayrıntılı tartışmak gerekiyor. Toplumsal kesimler var, vicdanlar kanıyor, suçlar var, suçlular var, aileler var, adil yargılanmayanlar var, 400 binin üzerinde hükümlü ve tutuklu var. Nüfusuna göre dünyanın en çok tutuklusu olan ülkesisiniz, en çok hükümlüsü olan ülkesisiniz, perişan hâldesiniz ve bekliyorsunuz, bekliyorsunuz, son gün getiriyorsunuz. Niye biliyor musunuz? Çünkü siz kaptıkaçtı iktidarsınız. Kapalım kaçıralım, olursa olur, olmazsa muhalefeti suçlayalım, 'bakın, biz tam bir bayram hediyesi verecektik ama engellediler' diyeceksiniz. Bunlar çok ucuz taktikler arkadaşlar, bunlara düşmeyin. Biz, milletimize sizi şikâyet ederiz ve derdimizi anlatırız.

"Vicdanınız yok, adalete inanmıyorsunuz, bari insanların duygusuyla oynamayın"

Kovid-19 salgını sırasında bir infaz kanunu geçti buradan; o zaman dilimizde tüy bitti, eşitlik sağlayın dedik. Birinin hükmü kesinleşmiş, evine gitti; öbürünün hükmü kesinleşmemiş, Yargıtay'da dosyası beklemiş garibin, o adam hâlâ cezaevinde, hâlâ cezaevinde. Bari bunu düzeltin dedik, bu bile yok. Bakıyorsunuz, infazın kolaylaştırılması yok. Hasta mahpuslarla ilgili bir şey yapacaktınız. Yine adli tıpa bağlıyorsunuz; adli tıp kim? Sizinkiler; kimi istiyorsa onu çıkarıyor. Ve baktığınız zaman, içinde öyle tehlikeli hükümler var ki. Mesela Anayasa Mahkemesi iptal etmiş; Bilgi Teknolojileri Kurumunun (BTK) direkt kendiliğinden iletişimi engelleme hakkı. Ya, böyle bir şey olur mu hukuk devletinde? Olmaz. Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, aynısını getirmişsiniz ve siz buna bir "reform", "yargı paketi" diyorsunuz ve insanları beklentiye soktunuz. Ya, bunu yapmayacaksınız, böyle bir aklınız, vicdanınız yok, adalete inanmıyorsunuz, bari insanların duygusuyla oynamayın.

"Kovid indirimi yapmışsınız, yarısı kalmış, yarısı çıkmış"

İnsanlar sizi izliyorlar, sizi bekliyorlar; anneler sizi bekliyor, mahkûmlar sizi bekliyor; babasına, annesine kavuşmak isteyen yavrular sizi bekliyor ama siz bu umudu tüketiyorsunuz. Önce umut yaratıyorsunuz, umut yarattınız, şimdi de 'yok öyle şey' diyorsunuz. Bakın, eliniz değmişken ne yapıyorsunuz? Yeni suçlar ihdas ediyorsunuz. Ne mesela? Mesela kara yolundaki aracın geçmesini engelleme suçu. Amacınız ne? Bir uyanıklıkla, domatesini yani harcadığının yarısını bile alamadığı için yolun ortasına domatesini dökmek zorunda olan çiftçiyi nasıl hapse atarızın peşindesiniz. Yine, insanlara eyleme gidiyorlar, "İmamoğlu'na özgürlük!" diyorlar; tir tir titriyorsunuz, korkuyorsunuz, posterini yasaklıyorsunuz, insanlar oraya gitmesini istiyorsunuz ama gidiyorlar, onun cezasını da buraya koymuşsunuz. Uyanıklar sizi, diyeceksiniz ki; 'bunları geçirin, geçirmezseniz cezaevindekiler sizin peşinize düşecek'.

Bakın, bunlardan vazgeçin; bu yol, yol değil! Bu ülkenin, bu halkın bir beklentisi var. Adil yargılamanız yok, insanları tutuklu koyuyorsunuz; Kovid indirimi yapmışsınız, yarısı kalmış, yarısı çıkmış. Bunları düzeltmeniz gerekirken bir fırsatçılıkla, bir kaptıkaçtı anlayışıyla sokağa çıkanları, mitinge gelenleri, poster asanları, yola domates dökenleri de cezaevine koyalım diyorsunuz. Bu çalışma takvimini kabul etmiyoruz. Bu kanun bize göre son derece değersiz, tuzaklarla dolu bir kanundur. Bu kanunun uzun uzun konuşulması gerekir. Şimdiden söylüyorum: Çarşamba günü gelip 'hadi bir müjde verelim' dediğinizde, size 'gidin işinize' diyeceğiz, haberiniz olsun."

Kaynak: ANKA