(TBMM) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi”nde; "Ana sorularımızdan birisi şu olmalıdır; hangi kararlarımızı ve yetkilerimizi yapay zekaya terk edeceğiz? İnsanoğlunun üzerinde yoğunlaşması gereken temel sorulardan birinin bu olduğunu düşünüyorum. Bir başka soru yapay zeka insanın tamamlayıcısı mıdır, insanın ikamesi midir? Kapitalizmin çok kar elde etme dürtüsü yapay zekayı korkarım ki insanın ikamesi haline getirecek bir sürecin önünü açabilir. İnsansızlaştırma tehlikesini ciddi bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu, son toplantısında Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında Veriden Karara Ulusal Yapay Zeka Zirvesi gerçekleştiriyor. Zirvede üniversiteler, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de yer alıyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyonun çalışmalarını önemsediğini belirterek Meclis'te kalıcı bir komisyon haline gelebileceğini ifade etti. Kurtulmuş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Teknoloji ve insan arasındaki ilişki bir taraftan insanın zorlandığı birtakım işleri teknolojiye, araç ve gereçlere, makinalara yaptırabilme isteğinin bir parçasıdır. Bugünden geriye baktığımızda önemli dönüş noktalarından biri insanın kol gücünü kendisi yerine yapacak makinaların yapıldığı sanayi devrimidir. Bu büyük hamle bazı temel konulardaki insani endişeleri yok sayarak devreye girmiştir. Şehirleşmenin getireceği sorunlar, çevre meseleleri gibi. Açık konuşmak gerekirse kapitalizmin ilkesi yoktur. Kapitalizmin tek bir ilkesi vardır o da para kazanmaktır. Zaman içinde kapitalizm bu zaafını sistem içerisinde birtakım mekanizmalarla geliştirmeyi ortaya koyabilmiştir. Bunlardan birisi kura koymaktır yani profesyonelleşmektir. Bunlardan bir diğeri denetlemek diğeri ise cezalandırmaktır. Sanayileşmenin öngörmesi gereken bazı ‘insani’ eksikler göz önüne alınamadığı için ortaya insanoğlu için önemli bedeller çıkmıştır. Bugün hala o sorunlarla yüzleşiyoruz.
Bu süreç içinde de yine önceden öngörülemeyen ya da gözardı edilen birtakım sosyolojik ve insani sorunların ortaya çıktığını da biliyoruz. En önemlisi özellikle emek alanında ortaya çıkan birtakım değersizleşme ve hatta yok olmasıdır. Bundan 10 sene sonra bu Meclis'in içinde konuşacak arkadaşlar dünyaya yön veren yeni bir teknolojik dönemden bahsedecekler. Bu dönem artık sanayi ötesi dönemle birlikte yakın dönem insanlık tarihinin üçüncü büyük dönüşüm dönemidir. Burada insanın sadece zihin gücünün değil aynı zamanda insan adına karar verebilecek otonom birtakım akıl mekanizmalarının ortaya konulması çabalarıdır. Bu çabaların başında bizim açımızdan önemli olan büyük bir başarı ile sürdürdüğümüz teknolojik dönüşüm sürecinde geri kalmamak şöyle dursun önde olmak mecburiyetimizin olduğunun altını çizmek isterim. Takip eden değil takip edilen bir Türkiye olma mecburiyetimizin bulunduğunu ifade etmek isterim.
"Dünyada teknoloji devlerinin büyük patronlarının artık devlet başkanı gibi davranıyor"
Yüksek teknolojiler bizim gibi potansiyeli olan ülkeler için bulunmaz bir nimettir. Bizden daha çok gelişmiş olan ülkelerle aramızdaki mesafeyi sanayileşme döneminde 20- 30 senede kapatma imkanı varken bugünün dünyasında birkaç ay birkaç yıl sürebilecek hızı bize kazandırabilir. Yapay zekaya ilişkin şimdiden bütün tedbirleri alınarak, uluslararası alanda da regülasyonu gerçekleştirilmesinin hayati olduğunu düşünüyorum. Yapay zeka da bizatihi iyi ya da kötü değildir. Teknolojinin arkasındaki vicdanın, hikmetin ve irfanın en az teknolojinin kendisi kadar önemli olduğunu ifade etmek isterim.
Dünyada teknoloji devlerinin büyük patronlarının artık sadece şirket CEO'ları ya da sahipleri değil devlet başkanı gibi davranmaya başladıkları da insanların gözünün içine sokularak gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede ne yazık ki şirket gibi davranan devletlerle devlet gibi davranan şirketlerin birbirine karıştığı bir dönemi yaşıyoruz. Onun için bu süreçte yüksek teknolojideki bu gelişmeleri en iyi şekilde gerçekleştirmek, anlamak, bunları da gerçekten regülasyonlarını yaparak yararlı olacak büyük teknolojiler haline dönüştürmek vazifelerimizden birisidir.
"Devletlerin elinde önemli bir egemenlik aracı olarak kullanacağının da farkındayız"
İnsanoğlu kol gücünün yerine makinaları koydu, zihin gücünün yerine bilgisayarları koydu. Şimdi yapay zekayla birlikte insanın doğal algoritmalarını taklit ettirerek insanı dışsal hale getiriyor ama insanda hala kalan ve insanı makinadan ayıran ana sebepleri yerine getirecek teknolojik gelişmeleri gerçekleştiremiyor. Vicdanı, insafı, merhameti, dayanışmayı taklit edecek ve yerini alacak makinaları gerçekleştiremiyor.
Ana sorularımızdan birisi şu olmalıdır; hangi kararlarımızı ve yetkilerimizi yapay zekaya terk edeceğiz? İnsanoğlunun üzerinde yoğunlaşması gereken temel sorulardan birinin bu olduğunu düşünüyorum. Bir başka soru yapay zeka insanın tamamlayıcısı mıdır, insanın ikamesi midir? Kapitalizmin çok kar elde etme dürtüsü yapay zekayı korkarım ki insanın ikamesi haline getirecek bir sürecin önünü açabilir. Burada dikkatli olmamız gerekiyor. İnsansızlaştırma tehlikesini ciddi bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Yapay zekanın bu kadar büyük imkanlara sahipken uluslararası ilişkilerde bazı devletlerin elinde önemli bir egemenlik aracı olarak kullanacağının da farkındayız. Bunun için bu alanda da uluslararası alanda da fevkalade ciddi şekilde yapay zekanın kullanılabilmesi bizim için de önemli bir meseledir."