(ANKARA) - Türk Eczacıları Birliği Başkanı Arman Üney, "ABD Başkanı Trump, dün ABD’de ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnameye imza attığını duyurdu. Trump'ın almış olduğu bu karar sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı etkileyecektir. Çünkü ABD ilaç sektörünün en büyük ve en karlı pazarı. İlaç firmalarının da en yüksek gelir elde ettiği bu pazarda yaşanan bu fiyat değişiklikleri üretici firmaların da küresel fiyat politikalarını yeniden şekillendirmesine yol açar. Avrupa'dan Asya'ya birçok gelişmekte olan ülkede yukarı yönlü fiyat baskısı olarak yansıyacağını biz öngörüyoruz" dedi.
Üney, Eczacılar Günü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de modern eczacılığın temellerini oluşturan ilk eczacılık sınıfının kurulduğu ve ilk eczacılık dersinin verildiği tarih olan 14 Mayıs 1839’dan bugüne 186 yıl geçtiğini belirtti. Kendileri için çok önemli olan bugünü 50 bini aşkın meslektaşlarıyla kutlamanın gururunu yaşadıklarını bildiren Üney, "Kamuda, akademide, ilaç sanayisinde ve eczanelerimizde hastalarımızın ilaca en kolay, en doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz. Bu yıl temamızı ‘Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanında’ olarak belirledik. Hastaların en yakın sağlık danışmanlarının eczacılar olduğunu vurgulamakla kalmıyor, güven unsurunun da altını bir kez daha çiziyoruz." dedi.
"İlaç temininde güvenli ve yasal tek adres eczanelerdir"
Gelişen teknoloji ve erişim olanakları sayesinde hemen her ürüne çok hızlı ulaşıldığını anımsatan Üney, ancak bu ürünlerin güvenilir olup olmadığının çoğunlukla sorgulanmadığını söyledi. Özellikle pandemi döneminin etkisiyle sosyal medya ve e-ticaret kanallarının yaygınlaştığını, bu alanın yeterince denetlenememesinin ise sahte ve kontrolsüz ürünlerin piyasada hızla çoğalmasına neden olduğunu anlatan Üney, şunları kaydetti:
"Sahte ilaçlar, küresel ölçekte ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası kuruluşlar tarafından bu alanda rapor edilen toplam suç sayısı 2021'e göre yüzde 38'lik bir artış göstermiştir. Bu tehditle mücadele için öncelikle güçlü yasal düzenlemeler gerekiyor. Ülkemizde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun uyguladığı İlaç Takip Sistemi gibi etkin teknolojik çözümler gerekiyor. Çünkü İlaç Takip Sistemi her bir ilaç kutusuna ayrı bir kimlik vererek üretimden son kullanıcıya kadar izlenmesini ve ilaç güvenliğini sağlıyor. Bu aynı zamanda şu anlama da geliyor; eczanelerden aldığınız ilaçlar her zaman kayıtlı, her zaman orijinal ve her zaman güvenilirdir. İlaç temininde güvenli ve yasal tek adres eczanelerdir."
"Halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir tabloyla karşı karşıyayız"
Son yıllarda vitamin, mineral ve bitkisel ürünler konusunda halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir tabloyla karşı karşıya bulunulduğunu belirten Üney, bu ürünlerin hiçbir güvenlik bariyeri ve denetim mekanizması bulunmayan internet ortamlarında ve zincir marketlerde satılmasının, sosyal medya fenomenleri tarafından reklam yolu ile tüketimlerinin körüklenmesinin son derece tehlikeli olduğuna dikkati çekti.
Bilimsel çalışmaların, internetten satılan bu tarz ilaç benzeri ürünlerin, etiketinde yazan içeriğe de sahip olmadığını gösterdiğini bildiren Üney, hatta bazı ürünlerde zararlı ve yasaklı maddelerin bulunduğunu belirtti.
Üney, şöyle konuştu:
"Aslında vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin de ilaçlar gibi iyi üretim uygulamaları olan, uluslararası standartlara uygun, güvenli tesislerde üretilmesi gerekiyor. Ayrıca 'doğal' veya 'bitkisel' olarak ifade edilen bu ilaç benzeri sağlık ürünlerinin de bilimsel veriler ışığında, kontrollü bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yüksek dozda alınan bir vitamin veya bilinçsizce kullanılan bir bitkisel takviye; özellikle anne adayları, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız için çok ciddi yan etkilere yol açabilir. Daha da önemlisi bu ürünler, hastalarımızın kullandığı diğer ilaçlarla etkileşime girerek tedavilerini olumsuz etkileyebilir, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler hekim tavsiyesi ve mutlaka eczacı danışmanlığında kullanılmalıdır. Biz eczacılar, bu ürünlerin içeriğini, potansiyel risklerini, ilaçlarla ve gıdalarla etkileşimlerini bilen, hastaya bu konuda en doğru bilgiyi ve danışmanlığı verebilecek sağlık profesyonelleriyiz. Bu bizim mesleki sorumluluğumuz ve yetkinliğimizdir. Bir ürünün doğru dozunu, kullanım süresini belirlemek ve olası risklere karşı uyarmak eczacının uzmanlık alanıdır. Vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve sadece eczacı danışmanlığıyla eczanelerden halka ulaştırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz.
"Ticaret savaşları ilaç sektörünün maliyetlerinin yükselmesine neden oluyor"
Dünyada yaşanan son gelişmeler, ilaç sektörünün de yeni bir döneme girdiğini işaret ediyor. ABD-Çin çekişmesi, küresel tedarik zincirlerinin aşırı merkezileşmesinin yarattığı riskleri açıkça ortaya koydu. ABD Başkanı Trump, dün ABD’de ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnameye imza attığını duyurdu. Yaşanan ticaret savaşlarının ilaç sektörünün maliyetlerinin yükselmesine, tedarik zincirlerinin bozulmasına ve küresel ölçekte ilaca erişim sorunlarının baş göstermesine neden olacağı görülüyor. Bunun için her zaman söylediğimiz gibi ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak ülkemizin stratejik, ekonomik ve sağlık politikalarının merkezinde yer almalıdır. Sağlık güvenliği, ekonomik güvenlik kadar önemlidir. Ham madde stratejisinden AR-GE yatırımlarına, ihracattan eczacının rolüne kadar bütüncül bir yol haritası ortaya koymak durumundayız. Ülkemiz, kendi ilacını üretme kabiliyetini artırmak ve uluslararası rekabette yerini güçlendirmek zorundadır. Bunu başarabilmek için kamu, özel sektör ve meslek örgütleri olarak hep birlikte çalışmamız gerekiyor."
"Kamuda eczacı varlığı güçlendirilmeli"
Üney, yeni mezunların potansiyelini sağlık sistemine tam olarak entegre etmek için yeni bir istihdam vizyonuna ihtiyaç bulunduğunu belirterek, "Kamu, özel sektör, hastaneler, ilaç endüstrisi ve dağıtım kanalları dâhil olmak üzere sağlık ekosisteminin tamamında eczacı sayısını stratejik olarak artıracak politikalar tasarlanmalıdır. Kamuda eczacı varlığının güçlendirilmesi, hastalarımızın daha nitelikli ve daha güvenli ilaç hizmeti almasının temelini oluşturacaktır. Aynı zamanda, ilaç endüstrisinde ilacın gerçek uzmanı olan eczacılarımızın hak ettiği yeri almasını sağlayacak ve inovasyonu teşvik edecek özel istihdam stratejilerinin geliştirilmesi kritik önemdedir. Kamuda çalışan ve kamudan emekli olan eczacı meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ile hak kayıplarının telafi edilmesi, öncelikli ve önem verdiğimiz konular arasında yer almaktadır. Sağlık ve tedavi süreçlerinin vazgeçilmez unsuru olarak, stratejik bir rol üstlenen kamu eczacılarının maruz kaldığı ayrımcılıklara son verilmelidir." diye konuştu.
"Trump'ın aldığı karar sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı etkileyecektir"
Üney, açıklamanın ardından bir gazetecinin, "ABD Başkanı Trump'ın imzaladığı, ülkesinde ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnamenin Türkiye'ye yansımasının ne olacağına" ilişkin sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Trump'ın almış olduğu bu karar sadece ABD'yi değil, tüm dünyayı etkileyecektir. Çünkü ABD ilaç sektörünün en büyük ve en karlı pazarı. İlaç firmalarının da en yüksek gelir elde ettiği bu pazarda yaşanan bu fiyat değişiklikleri üretici firmaların da küresel fiyat politikalarını yeniden şekillendirmesine yol açar... Avrupa'dan Asya'ya birçok gelişmekte olan ülkede yukarı yönlü fiyat baskısı olarak yansıyacağını biz öngörüyoruz. Tabii bu ilaç firmalarının AR-GE bütçelerinde kesintilere ve klinik araştırma yatırımlarında da daralmalara yol açabilir. Bu durumda yenilikçi tedavilere erişimi zorlaştırırken özellikle Türkiye gibi ülkelerde ithal ilaçlarda maliyetlerin yükselmesine ve bazı ürünlere erişimde sıkıntılar yaşanmasına sebep olabilir."