(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda belediyelere ilişkin düzenlemeler yapılmasını da içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri sürüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, "Yeterli teknik personeli olmayan belediyelerin imar uygulamalarının da Türkiye'nin kaçak yapısının artmasında, riskli yapı stokunun artmasında, tarım topraklarının imara açılmasında ciddi riskler oluşturmaktadır. Tarım toprakları hızlı bir biçimiyle hobi bahçeleri adı altında küçük küçük parsellere bölünerek kaçak yapılaşma yoluyla imara açılmaktadır. Gelecekte insanlar bu tür küçük araziler üzerinde birikimlerini değerlendirerek gayrimenkul üzerinden gelir elde etmenin hesabını yapıyorlar. Bu hem ekonomimiz açısından hem de tarihsel geleceğimiz açısından riskler oluşturmaktadır" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri sürüyor. Belediye Kanunu'nda yapılacak değişikliğe göre, bir yerleşim biriminde belediye kurulmasına ilişkin dosya o ilin valisi tarafından kendi görüşüyle birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına gönderilecek ve o yerde belediye kurulabilecek. Yeni iskan nedeniyle oluşturulan ve nüfusu 5 binin üzerinde olan herhangi bir yerleşim yerinde belediye kurulabilecek.
“Bu yasanın ana fikri ne onu bilmiyoruz, burada amaç nedir?”
“Bu yasanın ana fikri ne onu bilmiyoruz, burada amaç nedir?” diye soran CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, şunları söyledi:
"Sazlıdere barajının hemen yanındaki Sazlıbosna köyüne yapılacak olan 24 bin konut başlı başına bir yerleşim yeri oluşturacak. Su havzasının içinde oluşan 5 binin üzerindeki yerleşim yeri olsa dahi belediye bölüşemeyecek. O zaman bir mücavir alan içerisinde imar planı olmadan, plansız bir şekilde başlamış olan bu yapılarla ilgili nasıl bir düzenleme olacak? Bu yasanın içinde ana fikir ne onu bilmiyoruz. Burada amaç nedir? Bugün halihazırda Türkiye'de çok sayıda belediyede nüfus 2 binin altında düşmüş durumda. Meclis'imizin üzerinde düşünmesi gereken konu şu; nasıl oluyor da bizim özellikle Doğu Anadolu'nun iç kesimleri, Karadeniz'in tamamı, İç Anadolu'nun pek çok yerinde ilçe merkezlerimizin nüfusu artık 2 binin altına düşmeye başladı. Ciddi bir göç baskısının altında belediyeler. Demek ki burada belediyenin sadece var olması değil aynı zamanda belediyelerin o bölgelerde istihdamı sağlaması, iskan problemlerinin çözülmesiyle de ilgili bu yasa teklifinin içine 'yapılır, edilirin' dışında başka önleyici tedbirlerin alınmasına ihtiyaç var.
"Göç baskısında olan illerimiz daha da göç almaya devam edecek"
2024 yılı içinde Türkiye'de 38 ilin nüfusu azaldı. Bu illerin nüfusu toptan azalıyor, bu illerin 300'den fazla ilçesinin de nüfusu azalıyor. Türkiye geri dönülemez bir biçimiyle hem su fakiri bir ülke hem de göç tehdidi altında. Bunun yönetilebilmesi çok mümkün değil. Bu yasa AK Parti açısından da en çok oy aldığınız illerin miletvekili sayıları azalıyor. Nüfusun azalması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve bu bölgelerle ilgili yeni projelerin yapılmasına olanak sağlayacak bir düzenleme getirilmeli. Nüfusu 5 binin üzerinde açılacak olan belediyelerin tamamı büyükşehir olması dolayısıyla büyükşehirlerde oluşamaz ama ağırlıklı olarak batı illerinde meydana gelir. Zaten göç baskısında olan illerimiz daha da göç almaya devam edecektir.
“Tarım toprakları hızlı bir biçimiyle hobi bahçeleri adı altında küçük küçük parsellere bölünerek kaçak yapılaşma yoluyla imara açılmaktadır”
Yeterli teknik personeli olmayan belediyelerin imar uygulamalarının da Türkiye'nin kaçak yapısının artmasında, riskli yapı stokunun artmasında, tarım topraklarının imara açılmasında ciddi riskler oluşturmaktadır. Türkiye açısından 23 milyonluk tarım toprağımızın 19 milyon hektara düşüyor olması üzerinde düşünmemiz gereken bir noktadır. Tarım toprakları hızlı bir biçimiyle hobi bahçeleri adı altında küçük küçük parsellere bölünerek kaçak yapılaşma yoluyla imara açılmaktadır. Gelecekte insanlar bu tür küçük araziler üzerinde birikimlerini değerlendirerek gayrimenkul üzerinden gelir elde etmenin hesabını yapıyorlar. Bu hem ekonomimiz açısından hem de tarihsel geleceğimiz açısından riskler oluşturmaktadır. O nedenle imar planı yapma yetkilerinin belli nüfus altındaki belediyeler açısından yeniden gözden geçilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum."