(TBMM) - İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, TBMM Genel Kurulu'nda, "Yirmi üç yıllık AK Parti iktidarındaki infaz indirimlerinde anayasal düzene ve devlete karşı işlenen suçlar, uyuşturucu, cinayet ve cinsel suçlar hariç tutulurken meslek hâline getirilmiş suçlar infaz indiriminden yararlandılar. Hırsızlık, dolandırıcılık, adam yaralama, adam kaldırma, rüşvet, zimmet, irtikap, daha birçok suç ya vatandaşa karşı ya da kamu güvenine karşı işlendi. Bu suçların mağduru ister kamu ister vatandaş olsun, mağduriyetlerinin giderilmesi aranmadan keyfi infaz indirimleri yapıldı. Geldiğimiz nokta ise yapanın yanına kâr kalan bir Türkiye oldu" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 10. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor.
Teklifin birinci bölümü üzerine söz İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, 10. Yargı Paketi'yle getirilen düzenlemelerin dışında kalan yargı sorunlarına dikkat çekti. İktidarın uygulamalarıyla cezasızlık algısının oluştuğunu belirten Poyraz, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki yargı paketini bekleyen tutuklular, hükümlüler ve yargılananlar dışında bu suç ve iddiaların mağdurları da var. Toplumun geri kalanı için de bu süreç birçok açıdan örnek teşkil edecek. 396 ceza infaz kurumu var. Toplam kapasite 300 bin, mevcut tutuklu ve hükümlü sayısı ise 416 bin. Sadece bu rakamlar bile bize tartışmamız ve çözmemiz gereken esas konuları işaret ediyor. Yirmi üç yıllık AK Parti iktidarında 7 paket halinde Anayasa değişikliği yapıldı. 2002'de haksız ve hukuksuz bir şekilde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasını engelleyen maddelerdeki değişiklikle başlayan süreç 2017'de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine evrildi. Tüm bu değişiklikleri analiz ettiğimizde hepsinin tek bir kişi için yapılan değişiklikler olduğu karşımıza çıkıyor. Devleti yönetenlerin toplumsal sözleşmeye uymaması vatandaş için de örnek teşkil ediyor. İki yılda bir sosyal güvenlik affı, üç yılda bir vergi affı, beş yılda bir infaz indirimi derken kanunlara, kurallara uyan, vergisini ödeyen, devletle karşı karşıya gelmeyen vatandaşın devlete güveni ve kurallara riayeti âdeta köreliyor.
İnfaz indirimi tutuklu, hükümlü ve tutuksuz yargılananları, onların değerli ailelerini ilgilendirdiği kadar işledikleri ve işledikleri iddia olunan suçların mağdurlarını da ilgilendirmektedir. Şüphesiz, köşesinden olup bitenleri sessizce izleyen toplumun da bu süreçten endişe ve beklentileri oluşmaktadır. Yirmi üç yıllık AK Parti iktidarındaki infaz indirimlerinde anayasal düzene ve devlete karşı işlenen suçlar, uyuşturucu, cinayet ve cinsel suçlar hariç tutulurken meslek hâline getirilmiş suçlar infaz indiriminden yararlandılar. Hırsızlık, dolandırıcılık, adam yaralama, adam kaldırma, rüşvet, zimmet, irtikap, daha birçok suç ya vatandaşa karşı ya da kamu güvenine karşı işlendi. Bu suçların mağduru ister kamu ister vatandaş olsun, mağduriyetlerinin giderilmesi aranmadan keyfi infaz indirimleri yapıldı. Geldiğimiz nokta ise yapanın yanına kâr kalan bir Türkiye oldu.
"Devleti baba kabul etmiş vatandaş hem öksüz hem yetim kalmıştır"
Bugün, adam yaralama ya da adam kaldırma suçlarının hemen hemen tamamı büyük ya da küçük bir çete adına icra ediliyor ama failler suçu meslek hâline getirdikleri için ve kolluk ve yargı bunu ispatlayamadığı için itiraf etmiyorlar, bu infaz indiriminden onlar da faydalanacak. Islah oldular mı olmadılar mı bilmem, niyet okuyucusu da değilim, infaz indiriminin hassas bir konu olduğunu ve toplumun tamamının merkeze alınması gerektiğini ifade ediyorum. İnfaz indirimi uygulansın, varsa mağduriyetler de giderilsin ancak devletin ya da şahısların zararlarının tazminini, şahsa karşı işlenen suçlarda da mağdurun rızasını şart koymak mecburiyetindeyiz. Bu şart konulmadan bu düzenleme eksik ve yetersizdir.
AK Parti iktidarında, devlete ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar ve kişilere karşı işlenen suçların yanına, uygulamada yeni bir suç tipi daha eklendi: AK Parti'ye karşı işlenen suçlar. Türk Ceza Kanunu'nda buna ilişkin bir başlık ve bölüm olmadığı için, varlığını Türk varlığına değil iktidara adamış olan kolluk ve yargı bürokrasisi eliyle bir şekilde de kılıfına uydurulmaktadır ya da uydurduklarını sanmaktadırlar. AK Parti'ye karşı işlenen suçların yargılama süreçleri son derece hızlı, cezalandırma politikası son derece şedit, tutuklama başta olmak üzere, infaz uygulamaları son derece etkili uygulanıyor. Yirmi üç yıllık iktidarınızda keyfî uygulamalar ve öngörü yoksunluğuyla, kanuna kurala uyan, vergisini ödeyen, devleti ana, devleti baba kabul etmiş vatandaş hem öksüz hem yetim kalmıştır. Devlet aklı, devlet ahlakı, hatta devlet refleksi bu toprakları uzun zaman önce terk etti. Deprem, barınma ve ekonomik sıkıntı yüzünden eğitimine ara veren üniversite öğrencileri için af, hâlâ FETÖ'nün verdiği sicil notları ve istihbarat notlarıyla gizli sicilleri lekelenen kamu görevlileri için disiplin affı da bu Meclis'in çözmesi gereken asli meselelerin başında geliyor."