(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda, CHP’nin protesto hakkını kullanan gençlere yönelik kötü muamelelerin araştırılmasına ilişkin grup önerisi, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, "Sokak bir haktır, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak anayasal bir haktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, gençlere geleceği emanet eden bir vizyondan, barışçıl gösteri yapan gençleri hapse atan intikamcı bir yönetime dönüştü. AKP için iktidarda kalmanın yolu işte bu şiddet ve baskı anlayışıdır. Çok net düşman hukuku uygulanmaktadır" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP’nin protesto hakkını kullanan gençlere yönelik kötü muamelelere ilişkin araştırma önergesinin gündemin önüne alınarak görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AK Part ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. MHP oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, şunları söyledi:
“19 Mart sivil darbesinin ardından bir buçuk aydır Türkiye'nin birçok kentinde milyonlarca insan sokaklarda, meydanlarda adaletsizliğe direniyor. Darbe girişiminin ardından yüzlerce genç anayasal protesto hakkını kullandığı için gözaltına alındı ve tutuklandı. 27 Mart'ta İçişleri Bakanlığımız protestolar nedeniyle 2 bine yakın kişinin gözaltına alındığını ve 260 kişinin tutuklandığını belirtti. 49 genç ise hala tutuklu. Protestolardaki gözaltı süreçlerinde yüzlerce işkence ve kötü muameleyi duyduk, bazılarına ise bizzat şahit olduk. Protestolarda yakın mesafeden tazyikli su, yoğun biber gazı, darp uygulamaları, saatlerce ters kelepçeyle bekletme, yerlerde sürükleme, gözaltı süresince aç ve susuz bırakma, cinsel şiddet, küfür, tehdit...
Hukuksuzluk, sert müdahale var, işkence var, darp olayı zaten var. Bir ifadede ise şunlar yer alıyor; 'Gözaltına alınırken hiç direnmememe rağmen yüzümüz asfalta yapıştırıldı, defalarca darp edildim. Yüzüme copla vuruldu, yerlerde saçımdan sürüklendim. 7-8 saat boyunca ters kelepçeyle bekletildik'. Gözaltından emniyetten savcılığa sevk edilirken otobüste saatlerce aç, susuz tuvalet imkanı olmadan bekletildiler. Ama daha kötüsü kadınlar çıplak aramaya maruz kaldı. Kendi çocuklarınızın, yakınlarınızın çıplak aramaya maruz kaldığını düşünün. Yatarı olmayan bir suçtan gözaltına aldığınız, tutukladığınız gençlerden bahsediyorum. Bu emri verenler de uygulayanlar da nasıl insanlar merak ediyorum. Siz bu suçların hesabı sorulmayacak mı zannediyorsunuz? Hepsinin hesabı sorulacak.
"Biz geleceğimize sahip çıkan gençlerle gurur duyuyoruz"
Bir başka genç; 'Mitingden sonra kendimi arbedenin olduğu alanda buldum. Yürüyordum, yürürken alındım. Polisten kaçmadık bile çünkü suçlu olan kaçar, biz yanlış bir şey yapmadık. Ben içtiğim suyun çöpünü bile çantama koymuşum, polise mi şiddet uygulayacağım?'. Bu insanlar özgürce yaşamak istiyor. Ama siz ifade özgürlüğünü kullanan bu insanları şiddetle bastırıyorsunuz. Sokak bir haktır, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak anayasal bir haktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti gençlere geleceği emanet eden bir vizyondan, barışçıl gösteri yapan gençleri hapse atan intikamcı bir yönetime dönüştü. AKP için iktidarda kalmanın yolu işte bu şiddet ve baskı anlayışıdır. Çok net düşman hukuku uygulanmaktadır.
Genel Başkanımız Özgür Özel'e saldıran şahıs gibi birçok cani, katil, hırsız elini kolunu sallayarak geziyor ama Ekrem İmamoğlu, Can Atalay, Gezi tutukluları, gençler içeride. Biz geleceğimize sahip çıkan gençlerle gurur duyuyoruz. "