(ANKARA) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Anayasa değişikliği çerçevesinde ailenin korunması, ailenin ana ve babadan müteşekkil ve evlilik bağıyla oluşan kutsal bir müessese olduğu anayasada şüpheye yer bırakmayacak şekilde sarahatle yer almalıdır” dedi.
Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın başkanlığındaki konfederasyon Başkanlar Kurulu üyelerini Meclis Başkanlığı Divan Salonu’nda kabul etti.
Kabulde, Memur-Sen'in 81 ilde yürüttüğü "Anayasa Değişsin Aile Korunsun" kampanyasında toplanan 5 milyon 293 bin imzanın bulunduğu dilekçe konfederasyon Genel Başkanı Yalçın ile Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın tarafından Kurtulmuş’a sunuldu.
Kurtulmuş, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en büyük emek örgütlerinden Memur-Sen'in 5 milyon 293 bin imza toplamasının fevkalade değerli ve önemli olduğunu belirtti.
“Bu, siyaset üstü bir meseledir, hatta din ve diyanet üstü de bir meseledir”
Aileyi tahrip etmeye dönük olarak küresel ölçekte bir büyük kampanya yürütüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Bu, bugünün işi de değildir. 1970’lerden itibaren başlayan, sürekli adım adım ilerletilen ve bugün gelinen noktada da artık toplumların kök hücresi olan aileyi berhava etmeyi kendisine hedeflemiş olan birden çok akımla karşı karşıyayız. Bunların hiçbirisi kabul edilemez. Bu, siyaset üstü bir meseledir; hatta din ve diyanet üstü de bir meseledir. Sadece Türk toplumuna, sadece Müslümanlara ait bir hassasiyet değil, dünyanın her yerinde toplumun geleceğini önemseyen, aileyi toplumun ana çekirdeği olarak kabul eden herkesin, toplumlarının geleceğine sahip çıkmak bakımından ailesine sahip çıkması zorunludur. Anayasa değişikliği çerçevesinde ailenin korunması, ailenin ana ve babadan müteşekkil ve evlilik bağıyla oluşan kutsal bir müessese olduğu anayasada şüpheye yer bırakmayacak şekilde sarahatle yer almalıdır.”
Kurtulmuş, Türkiye'de artık başörtülülerin her yerde olduğunu ve olması gerekenin de bu olduğunu söyleyerek, "Ne yazık ki uzun yıllar memlekette anormal olan, insanlık dışı olan ve temel insan hak hürriyetlerine aykırı olan uygulama; bir zulüm aracı olarak, toplumu terbiye etmek, hizaya sokmak için uygulandı. Bunlar geride kaldı ama şimdi bu geride kalmış olan dönemi hatırlayarak, bunun da anayasal güvence altına alınması, hükümetlerin uygulamasının dışında, kim iktidara gelirse gelsin, anayasadaki güvence dolayısıyla insanların bu haklarına kimsenin dokunamayacağı bir Türkiye'yi kurmak hepimizin boynunun borcudur" ifadelerini kullandı.
“Türkiye'de bir anayasa yapım süreci parlamentonun sorumluluğu altında”
Mecliste yeni bir anayasa yapmanın mümkün olduğunu ve parlamento aritmetiğinin de buna çok daha önemli bir politik zemin hazırladığını düşündüğünü belirten Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Meclis Başkanı olduğum ilk günden itibaren çeşitli vesilelerle yeni anayasa yapmanın bu parlamentonun boynunun borcu olduğunu, millete karşı bir sorumluluğu olduğunu, yeni anayasanın sivil, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı, çağın gereklerine uygun ve milletin ihtiyaçlarını, demokratik taleplerini karşılayan bir anayasa olması gerektiğini, bunun için parlamentoda bu kadar yüksek bir temsil olmasına rağmen, sadece partilerin görüşlerinin değil, sizin gibi sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, akademi çevrelerinin, hukuk çevrelerinin görüşlerinin de alınarak iyi bir hazırlık süreciyle, olgunlaştırılmış bir tartışma sonucunda hazırlanacak olan metinlerin parlamentoda büyük bir çoğunlukla kabul edilmesini arzu ederiz.
Bu istikamette çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Siyasi bazı gerilimler dolayısıyla planladığımız takvimden biraz sarkmalar olsa da bu takvimin yürüyeceğini ve Türkiye'de bir anayasa yapım sürecinin parlamentonun sorumluluğu altında olduğunu ifade etmek isterim. Sizin bu imzanız da bu süreçte sivil toplum bakımından TBMM'ye ilk müracaat olarak gelmiş oldu.
Sizler vasıtasıyla açıklamak isterim. Bütün sivil toplum kuruluşlarımıza, 'Benim de anayasayla ilgili bir teklifim vardır' diyen bütün kesimlere kapımızın açık olduğunu, TBMM çatısı altında bütün bu tekliflerin değerlendirileceği bir birim vasıtasıyla konunun olgunlaştırılacağını ifade etmek istiyorum.”