CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun katılmadığı duruşmaya ilişkin “Duruşmanın yeri, yapıldığı ortam adil yargılama hakkının bir parçasıdır aynı zamanda. İngilizlerin yargı bakımından söylediği çok önemli bir söz vardır; ‘adaletin gerçekleşmesi yetmez, gerçekleşeceğinin görülmesi de gerekir.' Dolayısıyla burada, Silivri’de, cezaevi kampüsü içerisinde duruşma olmaz, duruşma salonu olmaz ve burada yapılan duruşmalar görünüşte olsa bile adil yargılama ilkelerine aykırıdır. Avukatların gelmekte güçlük çektiği, aleniyetin sağlanamadığı ortamlarda duruşma olmaz” dedi.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri’deki cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye ( İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Tanrıkulu, ziyaretin ardından İmamoğlu ve avukatlarının katılmadığı ‘bilirkişi’ davası duruşmasına ilişkin şunları söyledi:

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız ve Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun duruşması vardı. Görevini yapanları etkilemeye teşebbüs suçundan ilk duruşması yapılacaktı. Ancak duruşma yeri Çağlayan Adliyesi olarak kararlaştırılmıştı. 24 saat içerisinde duruşma yeri değiştirildi ve Silivri’deki kampüsün 2 nolu duruşma salonuna alındı. Hem avukatları hem bizler hem de kendisi bu duruşmaya katılmayı reddettik.

"Bütün bu uygulamaların sorumlusu AK Parti’nin uygulamalarıdır"

Duruşmanın yeri, yapıldığı ortam adil yargılama hakının bir parçasıdır aynı zamanda. İngilizlerin yargı bakımından söylediği çok önemli bir söz vardır; ‘adaletin gerçekleşmesi yetmez, gerçekleşeceğinin görülmesi de gerekir.' Dolayısıyla burada, Silivri’de, cezaevi kampüsü içerisinde duruşma olmaz, duruşma salonu olmaz ve burada yapılan duruşmalar görünüşte olsa bile adil yargılama ilkelerine aykırıdır. Avukatların gelmekte güçlük çektiği, aleniyetin sağlanamadığı ortamlarda duruşma olmaz. Bunu öteden beri söylüyoruz. Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu kampüs içerisindeki ilk duruşma 20 Ekim 2008 tarihinde yapıldı. O zamandan bu zamana birçok duruşma, birçok yargılama yapıldı. Ergenekon, Gezi, 15 Temmuz yargılamaları ve birçok yargılama burada yapıldı. Tümüyle ilgili olarak adil yargılama bakımından, savunma hakkı bakımından büyük sorunlar yaşandı ve 2008’den bu yana da AK Parti iktidarı var. O nedenle hep söylüyoruz; bütün bu uygulamaların sorumlusu AK Parti’nin uygulamalarıdır.

"Bu yargılanmaların tümü siyasidir"

Ekrem İmamoğlu’nun arkadaşları, başkanlarımız, siyasetçiler hukuki nedenlerle değil, tamamen siyasi kaygılarla yargılanıyorlar, tutuklandılar, gözaltına alındılar. Bu yargılanmaların tümü siyasidir. AK Parti’nin siyasi ajandasına uygun olarak yargı eliyle yürütülmektedir. Ayrıca, son 82 günde 262 kişi gözaltına alındı, 154 kişi İBB soruşturmaları kapsamında tutuklandı, Türkiye’nin değişik cezaevlerine gönderildi. Öteden beri bu davaları izleyen, takip eden, avukat olarak katılan, baro başkanı olarak katılan bir insanım. Aynı zamanda insan hakları avukatıyım. Bununla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği birçok karar var. Tutuklanan veya hükümlü olan yurttaşların yakınlarının, ailesinin bulunduğu yere en yakın yerde tutulması lazım. Eğer tutuklu ise yargılamasının yapıldığı yerde tutulması lazım. Daha uzak yerlere nakledilmemesi lazım. Ama biliyoruz ki bu uygulamalar öteden beri var. En belirgin örnek; halen Edirne’de tutuklu olan Selahattin Demirtaş’tır. 8,5 yıldır ailesi Diyarbakır’da, yargılaması Ankara’da olduğu halde Türkiye’nin en uzak yerinde, ikametgahına en uzak yerde Edirne’de tutuluyor ve ailesi, yakınları, avukatları her hafta Edirne’ye gitmek zorunda kalıyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘Gülmez Türkiye’ kararı var. Tam da bu konuya ilişkin verdiği karar var. Anayasa Mahkemesi’nin birden çok kararı var. Bu konuya ilişkin kararı var. En belirgin kararı ‘Karaca kararı’dır. 2023 yılında verilmiştir. Başka yerde tutulan yurttaşlarımızla ilgili vermişlerdir. Bütün bu kararlar olmasına rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı, Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen, yurttaşlarımız hakları ihlal edilerek başka cezaevlerine sürgün ediliyor. Buradan 3 temel hak ihlal ediliyor; 1, kötü muamele ve işkence yasağı. 2, adil yargılama ilkelerine aykırıdır, savunma hakkı kısıtlanmaktadır. 3, özel yaşam ve aile yaşamlarına müdahale vardır bu nakillerle.”

Kaynak: ANKA