Haber: Meltem Karakaş

(ESKİŞEHİR) - Eskişehir 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde çalışan savunma sanayi işçileri, toplu sözleşme sürecindeki belirsizlik ve artan hayat pahalılığı nedeniyle geçinemediklerinden yakındı. Kiralar maaşları aşarken, birçok işçi ek iş yapmak zorunda kalıyor. İşçiler, yetkililere “Kamu işçisi oto yıkamada, düğün salonunda çalışıyor. Artık dayanacak gücümüz kalmadı” diye seslendi. 

Eskişehir’de 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü'nde çalışan savunma sanayi işçileri, 6 Şubat’ta başlayan ve arabulucuda tıkanan toplu iş sözleşmesi süreciyle ilgili yaşadıkları ekonomik sıkıntıları ve beklentilerini dile getirdi. İşçiler, düşük maaşlar nedeniyle ek iş yapmak zorunda kaldıklarını, bu durumun artık toplumsal bir soruna dönüştüğüne işaret etti. 

"Geçim sıkıntısı belimizi büküyor"

30 yıllık kamu işçisi Mehmet Kapucu, fabrikada en yüksek kıdeme sahip olmasına rağmen haziran maaşının 41 bin 500 TL olduğunu söyledi. Maaşların ortalama 35 bin lira, kiranın da 25 bin lira olduğuna dikkat çeken 15 yıllık kamu işçisi Deniz Güngör, işçilerin ek iş yaparak geçinmeye çalıştığını söyledi. Geçim sıkıntısının ciddi boyutlara ulaştığını belirten Kapucu, “Bizim devletimizden, hükümetimizden çok büyük bir beklentimiz yok. Talebimiz belli, Kamu Koordinasyon Kurulunda ya da Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS)’e sunulan teklifin arkasında durulması. Bizim için aslında kâfi olmasa bile bize nefes aldıracak şekilde güncellenmesi gereken bir durum. Lakin buna da razı olacak duruma gelmiş durumdayız” dedi.

Kapucu, arabulucu sürecinin sona erdiğini ve görüşmelerin yüksek hakem kuruluna taşınmak üzere olduğunu belirtti. Bu belirsizlik sürecinin iş yerindeki moral ve motivasyonu ciddi şekilde etkilediğini vurgulayan Kapucu, “Altı Şubat’ta başlayan görüşmelerde bugüne dek hükümetten herhangi bir teklif gelmemesi, bizlere yüzde 1 dahi reva görülmemesi çok üzücü. Savunma sanayi işçileri olarak bizler devlete hizmet ediyoruz. Canla başla çalışıyoruz. Ama aidiyet duygumuz zedeleniyor. İş yerinde huzur kalmadı. Biz çalışırsak ülke kazanır, ama biz şu an kazanmıyoruz” diye konuştu.

“Yıllık 11,5 milyar TL katma değer üretiyoruz”

Savunma sanayisinde yüksek katma değer ürettiklerini belirten Kapucu, “Sadece benim çalıştığım fabrikanın yıllık ülkeye sağladığı katma değer 11 milyar 500 milyon TL. Yaklaşık 2 bin personel çalışıyor. Kişi başı 5,5 milyon TL’lik katma değer üretmişiz. Biz devletten bunun yalnızca yüzde 10’unu istiyoruz. Bu, bizim refaha ulaşmamıza yeter. Enflasyon farkı alamadık, refah payı yok. Maaşlarımız zamanla eridi. Kalifiye işçi kalmayacak, savunma sanayi el atılmazsa” dedi.

“Sadece kuru maaşla yaşamaya çalışıyoruz”

Kapucu, kamu işçilerinin hiçbir ek gelire sahip olmadığını belirterek, “Bu ay 41 bin 500 TL maaş alacağım. Bu ücretle geçinemiyorum. Yeni işe başlayan arkadaşlar ya da yeni aile kuranlar nasıl geçinsin? Kiralar 20 bin liraya dayanmış. Eğitim, kırtasiye, yakacak, bayram yardımı yok. Aldığımız sadece kuru bir maaş. Geçim derdi çok büyük. Bir domates 70, muz 120 lira. Aldığımız maaşa göre rakamlar uçmuş durumda. Çok zor durumdayız, sesimizi duyurmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kira 25 bin, maaş 35 bin lira”

15 yıllık kamu işçisi Deniz Güngör de artan geçim yüküne dikkat çekti. Güngör, “Savunma sanayi işçileri ağır ekonomik koşullarda eziliyor. Kiralar 25 bin liraya ulaşmış durumda, ama maaşlarımız 34-35 bin TL seviyesinde. Bu şartlarda nasıl geçinilsin? Çocuğunu okula nasıl gönderecek bu insanlar? Beklentilerimiz yüksek ama toplu sözleşme süreci bu beklentiyi karşılamaktan çok uzak” dedi.

“Ek iş yapmadan geçinemiyoruz”

Geçinmek için ek iş yapmak zorunda kaldıklarını belirten Güngör, “15 yıldır çalışıyorum. Hiç böyle bir dönem yaşamadım. Kimisi oto yıkamaya gidiyor, kimisi düğün salonunda garsonluk yapıyor, pazarda çalışıyor. Ek iş yapmadan ayakta kalmak mümkün değil. Bu tablo artık işçinin kendi derdi olmaktan çıktı, toplumsal bir mesele haline geldi. Genel merkezimizin bu tablo karşısında eylem planını bir an önce açıklaması gerekiyor. Bizi alanlara çıkarmaları gerekiyor” diye konuştu.

“İki kırmızı çizgimiz vardı”

Toplu sözleşme taslağında iki temel taleplerinin olduğunu hatırlatan Güngör, “Birincisi yüzde 70 oranındaki kaybımızın telafi edilmesi, ikincisi ise savunma sanayi işçileri için özel bir toplu sözleşme sürecinin yürütülmesiydi. Ancak geldiğimiz noktada ne taleplerimiz karşılandı ne de sahada güçlü bir eylem refleksi gösterildi” dedi.

“Süreç tıkandı, dramatik durum toplumsal sorun haline geldi”

TÜRK Harb-İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak da TÜHİS’in hâlâ teklif sunmamasının sözleşme sürecini tıkadığını söyledi. Atak, “Maalesef büyük umutlarla yürütülen sözleşme süreci sona ermek üzere. Eğer bu günlerde bir anlaşma olmazsa süreç yüksek hakem kuruluna taşınacak. Tüm ısrarlarımıza rağmen Milli Savunma Bakanlığı ve TÜHİS’ten gereken desteği göremedik. İşçilerin beklentileri karşılanmadı. Artık bu dramatik durum bir toplumsal sorun haline geldi” ifadelerini kullandı.

“Tecrübeli işçiler istifa ediyor”

Atak, sürecin uzaması ve çözümsüzlük nedeniyle iş yerlerinden istifaların başladığını belirterek, “Savunma sanayisinde tecrübe çok önemlidir. Ancak şimdi emekliliği gelen çekip gidiyor. Tecrübeli kadroları kaybediyoruz. Bu ülke için büyük bir kayıptır. Bunu önlemenin tek yolu; özlük haklarında, maaşlarda, iş yeri düzeninde ciddi iyileştirmeler yapılmasıdır” diye konuştu.

Atak, “2023 kamu çerçeve protokolü ile 2025 arasında işçiler yüzde 69 oranında kayba uğradı. Beş puan, on puan artışlarla bu kapanmaz. Savunma sanayide güçlü olmak istiyorsak, bu kayıp telafi edilmelidir. Aksi halde yapılan iyileştirmeler sadece yara bandı olur. Kalıcı çözüm şart” dedi.

 

Kaynak: ANKA