(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e fiziksel saldırıya ilişkin, "Türkiye’de olup bitenlere baktığımızda bir kesim kendisini suç işleme imtiyazına sahip hissediyor. Asıl tehlike budur. Bu zamana kadar işlenen bütün suçlarla alakalı olarak eğer muhalefete yöneltilmiş bir itham var ise o kovuşturuluyor, soruşturuluyor, yargılama süreçleri başlıyor. Ama muhalefete yönelik herhangi bir şey var ise o soruşturulmuyor, tahkik edilmiyor, derinlemesine araştırmalar yapılmıyor. Dolayısıyla da bir kesim insan eğer bu iktidara karşı birine karşı suç işleme eğiliminde bulunuyorsa cezasız kalacağına dair de bir intiba ediniyor." dedi.
Dervişoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırının ardından Özgür Özel ile telefonda görüştüğünü bildirdi.
"Herhangi bir olumsuz durum yok ama üzgün olduğunu söyleyebilirim" diyen Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Ben de en az onun kadar üzgünüm. Türkiye’de olup bitenlere baktığımızda bir kesim kendisini suç işleme imtiyazına sahip hissediyor. Asıl tehlike budur. Bu zamana kadar işlenen bütün suçlarla alakalı olarak eğer muhalefete yöneltilmiş bir itham var ise o kovuşturuluyor, soruşturuluyor, yargılama süreçleri başlıyor. Ama muhalefete yönelik herhangi bir şey var ise o soruşturulmuyor, tahkik edilmiyor, derinlemesine araştırmalar yapılmıyor. Dolayısıyla da bir kesim insan eğer bu iktidara karşı birine karşı suç işleme eğiliminde bulunuyorsa cezasız kalacağına dair de bir intiba ediniyor. Bu son derece tehlikeli bir durumdur ve adaletin işlemediği, hukukun işlemediği yerlerde kişilere kendi namı hesaplarına adalet temin ve tesis etme imtiyazı tanır gibi bir hissiyat oluşturur. Türkiye’de bu yaşanıyor. Bu yaşanan çirkinliklerin ortadan kaldırılması lazım. Ben şahsen bütün bunların arkasında yaşama geçirilmesi muhtemel senaryolara da işaret etmekte fayda görüyorum. Daha önceden bütün bunlar yaşandı. Cezasızlık söz konusu. Benzer bir şey geçmiş dönemlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bir linç girişimi vardı. Bizim kurucu Genel Başkanımız Meral Akşener’e yönelik bir takım saldırılar söz konusu oldu ve bunların hepsi cezasız kaldı ya da beklenen cezalar verilmedi.
"Beştepe’de oturan o muhterem zatı uyarıyorum vesilenizle"
Kişilerin siyaset yapma hakkına yönelik tecavüzler kendi içinde anayasal bir suç barındırır. Çünkü insanlara siyaset yapma hakkını Anayasa veriyor. Siz Anayasa'nın vermiş olduğu bir hakka yönelik saldırıda bulunursanız o sıradan, cebri bir fiil değildir. Adil bir hukuki süreçten ziyade Anayasa'nın kişiye tanıdığı haklara yönelik bir takım saldırılar söz konusu ise bu konuların derinlemelesine ele alınması lazım. Milletvekillerine, genel başkanlarına, siyasilere yapılan saldırıların tamamı hak gasbına yöneliktir. Bir saldırıda bulunuyorsunuz ve ‘Ben sana siyaset yaptırmayacağım’ demek istiyorsunuz. Anayasa'nın verdiği bir hakkı kısıtlamaya çabalıyor ya da engellemeye çalışıyorsunuz. O zaman burada başka bir suç oluşur. Bu düzene yönelik bir suçtur ve bu suçun bir şahsa atılmış tokat ya da saldırı gibi değerlendirilmesi mümkün değildir.
Onun için ben buradan uyarıyorum, daha önce de bu tarz saldırılara uğradık. Yani milletvekillerimiz, dün de bir takım saldırılar yaşandı, milletvekillerimiz, il başkanlarımız, siyasi partilerin genel başkanları… Bütün bunlar bu tür saldırılara uğradı ve karşılığında sanki adli suçlarmış gibi değerlendirildi. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik saldırılardır. Türkiye’nin anayasal devlet, hukuk devleti olma vasfına yöneltilmiş saldırılardır. Onun için ‘Aldım suçluyu, yakaladım, adalete teslim ettim, ben ne yapayım?' diyemez kimse.Buradan savcıları gerçek görevlerini yapmaya davet ediyorum. Siyasetçinin siyaset yapma hakkına tecavüz edilme hali ülkeyi başka olumsuz bir sürece taşır ve bunun adı kaos olur. Bu konuda yetkilileri uyarıyorum. Hem Adalet Bakanlığı, hem İçişleri Bakanlığı hem de Beştepe’de oturan o muhterem zatı uyarıyorum, vesilenizle.”