(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan buğday alım fiyatlarının çiftçinin maliyetini karşılamadığını belirterek, "Burada 13 lira verilmesi çiftçiye 'bu işi yapma' demektir. Bu durumda buğday üretiminde önemli bir düşüş var bu da ithalatta bağımlılığı arttırıyor. Çiftçilerimiz de buğday ekiminden giderek uzaklaşıyor" dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan hububat alım fiyatlarının düşüklüğüne tepki gösterdi. Gürer, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Hububat alım fiyatları TMO tarafından açıklandı. Yine çiftçilerin beklentilerinden çok uzak ve onların maliyetlerinin altında bir rakamla süreç yürütülüyor. TMO, destekler dahil buğday için alım fiyatını 13 bin 520 lira olarak açıkladı. Bunun 2 bin 520 lirasını destekler oluşturuyor. 11 bin liraya gelen bir alım fiyatı görülüyor. Geçen sene bu rakam 9 bin 250 liraydı. Çiftçilerin girdi maliyetlerindeki artışa orantılı bir alım fiyatı açıklaması yapılmamış oldu ve çiftçiler bu durumda yine mağduriyet yaşayacaklar. 

Makarnalık buğday için de desteklerle birlikte açıklanan fiyat 16 bin 20 lira oldu. Arpada ise 11 bin liralık bir fiyat açıklandı. Ülkemizin içnde bulunduğu ekonomik koşullar ve girdi maliyetlerindeki artışların yanı sıra dolu, don gibi iklim değişikliği nedeniyle oluşan olumsuzlukar nedeniyle çiftçilerimiz büyük bir sıkıntı içindeler. Yalnızca kuru tarım için oluşan masraf unsurları 18 lira 80 kuruş. Oysa verilen destekle birlikte 13 lira 50 kuruş oldu. Böylece çiftçilerin beklentisi yine karşılanmadı. Sulu tarım için ise 17 lira 25 kuruşluk buğdayın maliyeti var. 

Buğdayın maliyet tablosunu açıklayan Gürer, şunları söyledi:

"Tarla kirası bin 250 lira. İlk sürüm 125, tohum bedeli 550, ekim 150, gübre 750, gübreleme işçilik bedeli 35, ilaçlama, hasat ve faizlerle birlikte 18 lira 80 kuruş kilo fiyatı çıkıyor. Burada 13 lira verilmesi çiftçiye 'bu işi yapma' demektir. Bu durumda buğday üretiminde önemli bir düşüş var bu da ithalatta bağımlılığı arttırıyor. Çiftçilerimiz de buğday ekiminden giderek uzaklaşıyor. Onun için verilen alım fiyatının düşüklüğü nedeniyle revize edilerek en azından maliyetine göre bir fiyatlandıra yapılsaydı çiftçi rafahı için önemli bir adım olurdu. Buğdayda ve arpada açıklanan alım fiyatı düşük tutulmuştur."

"İhracatın gerçekleştiği iller açısından büyük bir sıkıntı yaşanıyor"

Gürer, yaşanan zirai don felaktetine ilişkin yaptıkları iincelemeleri aktararak şunları söyledi:

"Çiftçilerimizin içinde bulunduğu durumun olumsuzluğu devam ediyor. Bu sene yaşanan don da 65 ili içine alan bir boyuta ulaşmıştır. TBMM'de kurulan Zirai Don Araştırma Komisyonu olarak pek çok ilde yerinde alan ziyaretleri gerçekleştirdik. Alanda durum gerçekten vahim. Kayısıda yüzde 65'lik bir kayıp varken, Malatya'da bu oran neredeyse yüzde yüze erişmiş. Ağacın dalında ürün yok, çiftçinin cebinde para yok. Borçlarını ödemekte üreticilerimiz sorun yaşıyor. Zeytinde yüzde 40, nektarinde yüzde 32, fındıkta yüzde 27, cevizde yüzde 27, portakalda yüzde 12, üzümde yüzde 18'lik bir kayıp var. Bölgesel olarak baktığımızda kimi yerlerde bu oran yüzde yüzlere ulaşıyor. Özellikle ihracatın gerçekleştiği iller açısından büyük bir sıkıntı yaşanıyor."

Bu durumun illerin genel ekonomisini etkilediğini belirten Gürer, "Dondan sonra kredilerin arttığını görüyoruz. Bu da üreticimizin borç yükünün her geçen gün arttığını ortaya koyuyor. Çiftçimizin nakit ihtiyacı artarken alınan kredileri ödemekte zorlanıyorlar. Tarımda istihdam önemli ölçüde geriledi. Mevsimlik işçilerin de büyük bölümü önemli ölçüde işsiz kalacak" dedi.

 

Kaynak: ANKA