Haber: Zeynep BOZUKLU / Kamera: Cemal Berk AYTEKİN

(ANKARA) - Klinik Psikolog Eda Nur Kesti, Kurban Bayramı tatilinin ardından gelecek yaz tatilinin, öğrencilere kendilerini daha özgür hissettikleri bir aralık sunduğunu belirterek, "Tatiller, çocukların baskı altında olmamaları gereken bir süreç. Baskı hissettiklerinde hem çalışma motivasyonları gidiyor hem de odaklanmakta zorlanıyorlar. Kontrollü bir denge sağlanmalı" dedi.

Türkiye'de 9 Eylül 2024'te başlayan eğitim öğretim yılı, 20 Haziran'da sona erecek. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci, karnelerini alarak, yaz tatiline başlayacak. Klinik Psikolog Eda Nur Kesti, öğrencilerin Kurban Bayramı tatilinin ardından başlayacak yaz tatilini nasıl verimli değerlendirebileceklerini, ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

Tatillerin, çocukların sadece bedensel değil, aynı zamanda ruhsal anlamda da dinlenip güç topladıkları bir dönem olduğunu belirten Kesti, uzun süren okul temposu, sınavlar, erken kalkmalar, ödevler ve sosyal ilişkilerdeki karmaşaların, çocuklar için zaman zaman stresli olabildiğini, tatilin, bu baskıların hafiflediği ve çocukların kendilerini daha özgür hissettikleri bir aralık sunduğunu ifade etti.

"Oyunlar, serbest zamanlar, doğayla temas onların duygusal olarak yenilenmelerine yardımcı olur”

Bu dönemde çocukların duygularını ifade edebilmeleri, öz farkındalıklarını geliştirmeleri ve içsel dengeyi yakalamalarının önemine işaret eden Kesti, şunları kaydetti: 

"Oyunlar, serbest zamanlar, doğayla temas onların duygusal olarak yenilenmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda tatil, çocukların kendi ilgi alanlarını keşfetmeleri, ‘Ben neyi seviyorum, ne yapmak bana iyi geliyor’ sorularına cevap aramaları aslında onların hem duygusal alanda kendilerini fark etmelerini, hem de içsel dünyalarını keşfetmelerini sağlamaya bir olanak tanıyor. Bu tür keşifler, çocukların hem özgüvenini artırır hem de kimlik gelişimlerini destekler. Psikolojik gelişimler için tatilde çocuklara birçok aktivite önerebilirim. Örneğin, duygu günlüğü tutmak. Bu, çocuğun her gün gün sonunda kendini nasıl hissettiğini yazması ya da çizmesi, öz farkındalığını geliştirir."

Öğrencilerin rahatlama egzersizleri yapabileceklerini, basit nefes egzersizleri ya da rehberli meditasyonların, çocukların stres yönetimini öğrenmelerine yardımcı olacağını kaydeden Kesti, şöyle devam etti:

"Çocuğa sorulan, 'Eğer sen onun yerinde olsaydın ne hissederdin' gibi basit sorular içeren oyunlar, çocukların empati yeteneğini geliştirir. İlkokul, ortaokul ve lise için aynıları geçerli. Çünkü tatiller, çocukların baskı altında olmamaları gereken bir süreç. Baskı hissettiklerinde hem çalışma motivasyonları gidiyor, hem de odaklanmakta zorlanıyorlar. Tabii ki kontrollü bir denge sağlanmalı. Bu noktada çocuklarımızın en az 1,5-2 saatlik bir ders çalışma süreleri olabilir. Daha sonrasında aileyle yapılacak bir aktivite olarak da 20-30 dakika kitap okuma aktiviteleri gerçekleştirilebilir."

Kaynak: ANKA