(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin (DMM) İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in iddialarına verdiği yanıta ilişkin olarak, "Başsavcılık görevi dolayısıyla, Boğaz'a nazır, il özel idaresinin villası Akın Gürlek'e tesis edilmiş ve bizim sanki ona özel yapılmış gibi anlatmamız büyük bir haksızlıkmış. Senden önce de yüzlerce Başsavcı geldi geçti. Onlar niye bu villada oturmadılar da sen oturuyorsun? Peki bu paraların nereden geldiğini söyleyebilecek misiniz? Bu konu büyüyecek. Böyle paçavra dezenformasyon bilgi notlarıyla değil, sorduğumuz her şeye açık, net cevap istiyoruz. Şunların da soruşturulması lazım. Bunların soruşturulması lazım" dedi. 

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelecek Maden Yasası'na ilişkin olarak, "Meclisimizin önüne bir kez daha Zeytin Kıyım Yasası'nı getirdiler. Zeytinliklerle, zeytin ağacıyla meseleleri hiç bitmedi. Her defasında getiriyorlar, bir tokat yiyorlar. Muhalefet partilerinden, köylülerden, çiftçilerden, zeytin üreticilerinden, çevrecilerden" dedi.

Emir, şöyle devam etti:

"En son bu yasayı 2022'nin Aralık ayında getirmişlerdi. Püskürtmüştük, neredeyse aynısını tekrar getiriyorlar. ÇED raporlarını değersizleştiriyorlar. Gerektiğinde acele kamulaştırma, acele el atma olanağı getiriyorlar. Bir önceki kanunun farkı, bu kez zeytinler kesilmeyecekmiş. Ne yapılacak? Taşınacakmış. Ya siz insanların aklıyla alay mı diyorsunuz? Zeytin ağacının taşımak ne demek? Bir ağaç taşınabilir ama koca koca zeytinlikler oradan kömür çıkaracaksınız, oradan cari açığı kapatacaksınız, oradan doğayı kirleteceksiniz, atmosfere sülfür yayacaksınız diye binlerce, on binlerce zeytini başka alanlara götürecek, taşıyacaklarmış. Aklımızla alay etmeyin. Zeytinlerimize el atmayın. Zeytinleri size kıydırtmayız. Bu zeytin yasasını geçirtmeyiz. Aklınızı başınıza alın ve bu yasayı daha önce yaptığınız gibi koltuğunuzun arasına koyun ve götürün. Bu yasa bu meclisten geçmeyecek. Bu ülke köylüsüyle, çiftçisiyle, zeytin üreticisiyle, çevrecisiyle, milletvekiliyle, siyasetçisiyle zeytinliğine sahip çıktı, çıkmaya devam edecek."

"Akın Gürlek, o kadar özel ki, kurşun geçirmez camları olan ve son derece lüks bir villada yaşamak zorunda kalıyor"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün partisinin grup toplantısında İBB operasyonları üstünden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e ilişkin bazı iddiaları gündeme getirmişti. Emir, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin (DMM) Özel'in Gürlek'e yönelik yanıtını değerlendirdi.

Emir, DMM'nin yanıtına ilişkin olarak, "Güya diyorlar ki, 'Özgür Özel yanlış söylemiş, gerçekler bu değil'. Peki gerçekler neymiş? Üç madde var. Üçü de görevi dolayısıyla. Akın Gürlek öyle bir kişi, o kadar özel ki, bir başsavcı olmaktan öte görevinden dolayı hassas araçlara biniyor, görevinden dolayı lüks araç tahsis ediliyor, görevinden dolayı bot şovları geziyor, görevinden dolayı özel bir lojmanda, boğaz sırtlarında havuzlu, kurşun geçirmez camları olan ve böyle son derece lüks bir villada yaşamak zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı. Emir, şunları söyledi:

"2019'da bu kadar lüks bir aracı sana tesis ettirecek özelliğin ne?"

"Akın Gürlek, senin görevin ne gerçekten? Sen başsavcı mısın? Şimdiye kadarki başsavcılar bu araçlara bindi mi? Bu şekilde bot şovlara gidip deniz teknesi, milyon dolarlık tekne baktı mı kendisine? Niye şimdiye kadar ki başsavcılar havuzlu, Boğaz'a nazır villada oturma gereği duymadı da sana yapılıyor bu? Senin bilmediğimiz bir görevin mi var? Bu soruyu cevapla.

59 araç. Bunlar AK Parti İl Başkanlığı'na tahsis edilmiş. Adliyeye, adli görevlilere, hakim, savcılara servis değil. Bunlar AKP İl Başkanlığı'na tahsis edilmiş. Bundan büyük suç olur mu? Bu tahsisin ötesinde, İmamoğlu geldikten sonra teftiş kurulu rapor hazırlamış, valiliğe göndermiş. Hiçbir işlem yapmamış, bir daha yazmışlar. 59 aracın ne işi var İstanbul İl Başkanlığı'nda? Yine ses yok, yine soruşturma yok. Niye? Ali Yerlikaya, zamanın İstanbul Valisi, şimdinin İçişleri Bakanı. Burada soruşturmaya gerek bir şey görmüyor. 'Soruşturulmasın' diyor. 'Almışsak, almışız' diyor. 'Önemsemeyin' diyor. Bizim başarılı belediye başkanlarımız, kendisinin rakibi iftiracılar üzerinden cezaevine konuyor seçime giremesin, CHP çalkalansın, CHP diz çöksün, geri adım atsın diye. Daha ne istiyorsunuz soruşturma yapmak için? Peki bunlardan 22'incisi kimin? Akın Gürlek. Akın Gürlek, bakın buradaki en lüks araç sana tahsis edilmiş 2019 yılında. Sen o sırada Ağır Ceza Başkanıymışsın. İstanbul'da kırkın üzerinde Ağır Ceza Başkanı var. Senin özelliğin ne? 2019'da bu kadar lüks bir aracı sana tesis ettirecek özelliğin ne?

"Senden önce de yüzlerce Başsavcı geldi geçti. Onlar niye bu villada oturmadılar da sen oturuyorsun?"

Boat Show'a gitmiş. Tekne bakmaya, tekne fuarına gitmiş. Boğaz'a nazır bir ev tercih etmesi, havuz tutkunu olduğunu anlamamıza yetiyor. Diyor ki, '2022'de görevim gereği gittim'. Her şeye görevi gerek. Botların altına giriyor, üstüne çıkıyor, dolaşıyor, bakıyor. Üstelik böyle resmi kıyafetle falan değil. '2022'de resmi bir nedenle gittim' diyor. 2024'de yat bakmaya gitmişsin sen.

Başsavcılık görevi dolayısıyla Boğaz'a nazır villa, il özel idaresinin villası Akın Gürlek'e tesis edilmiş ve bizim sanki ona özel yapılmış gibi anlatmamız büyük bir haksızlıkmış. Senden önce de yüzlerce Başsavcı geldi geçti. Onlar niye bu villada oturmadılar da sen oturuyorsun? Peki bu paraların nereden geldiğini söyleyebilecek misiniz? Bu konu büyüyecek. Böyle paçavra dezenformasyon bilgi notlarıyla değil, sorduğumuz her şeye açık, net cevap istiyoruz. Şunların da soruşturulması lazım. Bunların soruşturulması lazım. Bu 59 İstanbul AKP İl Başkanlığı'na nasıl verdiniz? Burada 15 milyar liranın üzerinde bir kamu zararı var.

"Biz toplumsal muhalelefeti örgütlemeye, bu adaletsizliğe karşı çıkan herkesle yan yana gelmeye devam edeceğiz"

Ekrem İmamoğlu 3 defa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Ne diyordu? 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır'. Ekrem İmamoğlu'nun Türkiye'yi alacağını bildiği ve Ekrem İmamoğlu'nu saf dışı bırakmak için 3 gizli tanık, üç savcı, üç sulh ceza hakimi ile tutuklu yargılama süreci yürütülüyor. Bizim de buna razı gelmemizi, buna boyun eğmemizi bekliyorlar. Bilsinler ki asla boyun eğmeyeceğiz. Bütün vatandaşlarımız görüyor ve bütün vatandaşlarımız -yüzde 80'lere yakın- yargılama değil siyasi operasyonu olduğunu söylüyor. Dolayısıyla toplumsal muhalelefeti örgütlemeye, adaletsizliğe karşı çıkan herkesle yan yana gelmeye ve mitinglerimize devam edeceğiz. Bu akşam Avcılar'dayız. Pazar günü Tekirdağ'da olacağız."

"Cumhuriyet Halk Partili belediyeler değil, vatandaşları cezalandırıyorsunuz"

Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'li belediyelerin SGK borçlarını hatırlatmasına ilişkin sorusuna Emir, şu yanıtı verdi: 

"Cumhuriyet Halk Partili belediyeler çok başarılı. 'Şöyle bir sarsmak lazım, silkeleyin bunları' diye talimat verdi. Şunu söyleseydi anlardık: 'SGK'nın alacakları var. Bakanıma söylüyorum, bütün SGK alacaklarının peşine düş. Bu alacakları getir, hazineye koy' dese dersiniz ki bu olabilir. Bir yönetici bunu yapabilir. Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri silkeledi. Bu bile zaten amacın ne olduğunu ortaya koydu. O silkelemekle başlanan süreç bugün tutuklamalarla, belediyeleri çalışamaz hale getirmekte devam ediyor. Ne yaparlarsa yapsınlar. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerinin başarılı çalışmalarını önleyemediler.

Söz konusu AKP'li belediye olunca ne oluyor? Bütün borçlar siliniyor. Zeytinburnu Belediyesi'nin iki şirketinin borcu var. Diyor ki, 'Benim bu borçlarıma karşılık şunları kabul edin. Ben de borçlarımı ödemiş sayılayım'. Peki ne bunlar? Ortaokul binası, iki cami, bir karakol. AKP'li belediye, camiyi, ortaokulu, polis karakolunu gösteriyor. Onu gören SGK, bakan, bürokrat, 'ha tamam bu senin borcunu karşılar' diye imza atıyor. Bizim belediyelerimiz, 'yeniden yapılandıralım, borcumuz borç ödeyeceğiz' demesine rağmen, 'hayır, silkeleyeceğiz' denildi. Burada cezalandırdığınız Cumhuriyet Halk Partili belediyeler değil, kreşlerden yararlanan küçük yavrular, çocukların içtiği süt, yoksulların aldığı kent lokantalarında karın doyurdukları kadınlarıdır. Vatandaşları cezalandırıyorsunuz. İktidarınız için her şeyi göze almışsınız ve vatandaşlarla cezalandırmaktan çekinmiyorsunuz."

Kaynak: ANKA