(ANKARA)- “Mülakat mağduru" öğretmen adaylarının Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önündeki eylemi sürüyor. Öğretmen adaylarının sözcüsü Özkan Özdemir,  komisyonlar arası puanlamaların objektif yapılmadığını belirterek, "KPSS puanı muadili puan veren komisyonlar sınava giren adayların performansına bakmaksızın blok puan uygulama sistemine gitmiştir. Ancak verilecek puanlar bile önceden belirlenmişken bazı komisyonların verdiği puanları yanlış toplamasından dolayı mağduriyet gün yüzüne çıkmıştır" dedi. 

"Mülakat değerlendirmelerinde mağduriyet yaşadıkları" gerekçesiyle Türkiye’nin birçok ilinden Ankara'ya gelerek adalet ve hak arayışını sürdüren öğretmen adaylarının, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önündeki nöbetleri 193. gününde devam ediyor. Öğretmen adaylarının sözcülüğünü yapan Özkan Özdemir'in bugün yaptığı açıklamaya Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergün, Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi de destek verdi.

Özdemir, komisyonlar arası puanlamaların objektif yapılmadığını öne sürerek şu ifadeleri kullandı:

"Elimizde somut belgelerle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan Sözleşmeli Öğretmenlik Sözlü Sınavları’nda yaşanılan şaibeleri gerek sınavı yapan Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileriyle gerek yasama ve yürütme temsilcileriyle gerekse de halkımıza paylaşıyoruz. İlk günden bu yana komisyonlar arası puanlama farkını ortaya çıkaran sebeplerden başlamak üzere hem komisyonlardaki puanlama hatalarını hem de mülakatlarda verilen puanların hangi gerekçeye dayalı olarak verildiğini anlatmaya çalıştık. 20 ilde kurulan 245 komisyon tarafından yapılan sözlü mülakatlarda bazı komisyonların KPSS puanını muadili bir puan vererek değerlendirme yaptığını, kimilerinin ise sadece KPSS puanının 2 puan üstü takdir hakkı kullandığını, kimilerinin ise bunun 5-10 puan üzerinde bağımsız olarak bir değerlendirme yaptığını ifade etmiştik. Ancak söz konusu komisyon arası puanlama farkına sebep olan olgu eski uygulamaya dayalı olarak komisyonların hareket etmesi. KPSS puanı muadili puan veren komisyonlar sınava giren adayların performansına bakmaksızın blok puan uygulama sistemine gitmiştir. Ancak verilecek puanlar bile önceden belirlenmişken bazı komisyonların verdiği puanları yanlış toplamasından dolayı mağduriyet gün yüzüne çıkmıştır. Yani bugün elimize geçen bu kararda olduğu gibi komisyonlar verecekleri puanları doğru hesaplamaları durumunda tıpkı 1611 mülakat mağduru öğretmene söylediği gibi Yusuf Tekin'in ‘haksızlık yoktur’ söylemi bu öğretmenimiz için de geçerli olacaktır. Ama derler ya kaderin üzerinde bir kader vardır diye işte tam bu noktada komisyonların aday daha sınava girmeden KPSS puanının aynısını vermek üzere bir puanlama mutabakatına vardığı ancak aralarında toplama işlemini bile beceremeyen komisyon üyesinin olduğu ortaya çıkmıştır. 193 gündür duyurduğumuz bu durum aslında bazı komisyonların ‘yuvarlama yapacağım’ diyerek puanları önceden belirlemesinden kaynaklanıyor. Peki Yusuf Tekin böyle bir durum olmasına rağmen bu işlemlerin hukuki olduğunu son derece şeffaf yapıldığını nasıl savunuyor? Sözlü sınavda görevlendirilmek üzere üç komisyon üyesi ortalama 76 olacak şekilde öğretmenimizin performansına birinin 75, birinin 76, birinin de 77 puan vererek takdir hakkını kullandığını görüyoruz. Ancak 77 puan veren komisyon üyesinin toplam puanları incelendiğinde bu puanın 78 olması gerektiği ortaya çıkmıştır. Yani komisyon üyelerinin mülakat puanını KPSS puanının muadili bir puan vermek üzere mutabakat sağladığı adaya elenmesi gerekirken basit bir toplama hatasından dolayı bir noktada atama hakkı elde etmiştir. Dedik ya Allah'ın adaleti şaşmaz diye. Bu durum kamuoyunda öğretmenimizin ödüllendirilmesi olarak görülebilir. İşte bu noktada biz buna adalet diyoruz."

Özdemir açıklamasında mülakat mağduru öğretmenlerin maddi hatalı rubiklerini ve bir mülakat mağduru öğretmen için verilen yürütmeyi durdurma kararını kamuoyu ile paylaştı. 

"Bir an önce bakanlık bu sorunu çözsün"

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, "Burada bariyerler kurmuşlar. Haklarını rahatça gündeme getiremiyorlar. Mahkeme kararları da var. Bir an önce bakanlık bu sorunu çözsün. Bu arkadaşlarımızı görevlerinin başına iade etsin" ifadelerini kullandı.

"1611 öğretmenimiz 193 gündür bakanlığın önünde nöbet tutuyor"

Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergün de "Ne yazık ki Türkiye'de bir milyonu aşkın öğretmen hemen her gün her hafta bakanlığın önündeyiz. Burada 193 gündür haklı mücadelesini Bakanımıza ve yanındaki insanlara anlatmaya çalışan öğretmenlerimiz, 1611 öğretmenimiz 193 gündür bakanlığın önünde nöbet tutuyor ve bakanımız azarlamanın yanında işte şu gördüğünüz tabloyu koyuyor. Bakınız bakanımızın işte koruyucu duvarları. Peki soruyoruz Sayın Bakan'a bu bariyerleri kim için koydunuz? Haklıysanız neyden korkuyorsunuz? En az 15 tane yürütmeyi durdurma kararı almışken, emsal kararlar peş peşe gelirken öte yandan proje okul mağduru öğretmenlerimiz bir gecede yine herhangi bir kriter olmaksızın kadro hakları gasp edilirken, kontenjan haksızlığına uğrayan atanmayan öğretmenlerimiz Milli Eğitim Bakanlığı'na gelmeyip nereye gitsinler" dedi.

"Yusuf Tekin'in bu tavrını kabul etmediğimiz gibi kınıyoruz"

Destek için gelen Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu da "Yusuf Tekin gerçekten büyük bir haksızlığa imza attığı gibi bu yaptığı haksızlığı kabul etmek yerine burada bulunan meslektaşlarımızı terörize etmeye çalışıyor. Bunlar Anadolu insanı aynı bizim gibi üniversite okudular, diplomalarını aldılar, KPSS'ye girdiler ve bir mülakat sonucu haksızlığa uğradılar. Yusuf Tekin haksızlığa uğradıklarını kabul ederek onların haklarını teslim etmek yerine, mahkeme kararlarını uygulamak yerine, ortadaki belgelere göre karar vermek yerine televizyonlarda bir algı operasyonu yapıyor. Artık bu algı da yetmeyince bu çocuklarımız gençlerimiz hakkında çok ciddi ithamlarda bulunuyor. Biz  Yusuf Tekin'in bu tavrını kabul etmediğimiz gibi kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: ANKA