(ANKARA)- Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "Tayyip Bey'in ve PKK'nın ihtiyacına göre anayasayı değiştirecekler. Normal ülkelerde toplumların ihtiyaçlarına göre, milletin değişen taleplerine göre anayasalar değişir. Bunlar Kuran değildir, ayet değildir, hadis değildir. İhtiyaç değişir, anayasa değişir, yasa değişir. Bunda bir şey yok. Ama bunu bir kişinin, bir zümrenin, PKK'nın veya Tayyip Bey'in arzusuna göre, durumuna göre, ihtiyacına göre değiştiremezsiniz. Değiştirirseniz ne olur? Kabile devlet olursunuz" dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Türkiye ve dünya gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Şehit olan Ankara İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Emre Polat'a rahmet ve merhumun ailesine sabır dileyen Çayır, "Dün Astubay Emre Polat, Türkiye ve Ankara huzurlu olsun diye, Türkiye'de anarşi olmasın diye hayatını kaybetti. Şehit düştü. Sözümün başında ona rahmet diliyorum. Ailesine sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun" dedi.

Kamuyoyunda ikinci çözüm süreci olarak bilinen sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çayır, bu sürecin bir ABD projesi olduğunu öne sürerek şu ifadeleri kullandı:

"Şehitlere ve gazilerin varlığına inat, onların verdikleri mücadeleyi yok sayarcasına fütursuzca hareket eden başta Devlet Bahçeli olmak üzere ikinci çözüm sürecini başlatan ve arka planda kendisine yer edinen Sayın Cumhurbaşkanı,  Amerika Birleşik Devletleri'nin işaretiyle başlattıkları bir senaryoda rol almaktalar. Amerika Birleşik Devletleri, Suriye'nin Kuzeyini koruma altına aldıktan sonra, yani orayı bir bağımsız PKK devleti, otonomu olarak ilan ettikten sonra döndü Türk hükümetimize; güya devleti temsil eden insanlara, ‘hadi buyurun sizinle görüşmeye hazırlar ve artık silahlar sussun’ adı altında terörden arınmış bir Türkiye projesi adı altında Türkiye'ye mesaj verdi ve Türkiye'nin bu anlamda hareket etmesini tembihledi."

"Kapıda bekleyen bir figür, el pençe divan duruyor ve onları bekliyor"

DEM Parti Eş Başkanları Tülah Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan'ın, TBMM'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çayır, şöyle konuştu:

"Düne kadar PKK ile iş tutanlara, PKK'nın siyasi uzantılarının mutlak anlamda Meclis'ten çıkarılması gerektiğini savunan, hazineden yardım almamaları gerektiğini ifade eden, onlarla el tutuşanların asla ve asla vatansever olmayacağını, hain olacağını iddia eden bir Devlet Bahçeli’nin dün verdiği resim, ülkücü şehitleri de vatan şehitlerini de bu ülke için uzuvlarını kaybetmiş insanların vicdanlarını ve gözyaşlarını kararttı. Yarım saat kapıda bekleyen bir figür el pençe divan duruyor ve onları bekliyor. Bir günden bir güne geçmişte, mazisinde yer almış arkadaşlarına göstermediği merhameti, saygıyı, sevgiyi PKK'nın siyasi uzantılarına ve PKK'ya o kadar gösteriyor ki gerçekten hepimizi şaşkına çevirdiği bir tarafa vicdanımızı kanatıyor."

"Yürütülmekte olan terörden arınmış Türkiye projesi bir Amerikan projesidir"

Çayır, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerin şu şekilde devam etti:

"Yürütülmekte olan terörden arınmış Türkiye projesi bir Amerikan projesidir. 2005'te çıkarılan 5275 sayılı yasaya göre ağırlaştırmış müebbet alan bir insan azami 30 yıl yatmaktadır. İnfaz hukukundan ve ceza hukukundan bahsediyorum. Ne demek bu? Yirmi yedi yıldır terör başı İmralı'da yatmaktadır. Kaç yıl kaldı? Üç yıl kaldı. Şu an infaz değişikliği yapılmaktadır. Üzerinde çalışılmaktadır. Ne demektedirler? Üç yıl kala dışarı çıkabilir. Duydunuz mu? Ey Türk milleti, ey dava arkadaşlarım, bu ülkeye adanmış yürekler. Maksat belli. Zaten PKK'nın dağdaki sözcüleri alenen aşikar ifade etmekteler. ‘Abdullah Öcalan  dışarı çıkmadıkça silahı bırakacak değiliz’ diyor. Kim söylüyor? Bese Hozat söylüyor. Kim söylüyor? Cemil Bayık söylüyor, Karayılan söylüyor.

"PKK'nın harf değiştirmiş örgütleri varlığını devam ettiriyorlar"

Peki gerçekten ülkemiz, bu coğrafya silahtan, terörden, kavgadan arınacak mı? Ortada bir illüzyon var. Değerli kardeşlerim milletimiz avutulmakta ve milletimize yalan söylenmektedir. Ortada bir yalan var. Bu işi yürüten başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Sayın Bahçeli milletimize doğruları ifade etmemektedir. Soruyorum buradan kendilerine; KCK nedir, kendini feshetmiş midir? PEJAK nedir, kendini feshetmiş midir? YPG Suriye'nin kuzeyinde yapılanmış olan sunni devlet, onun temsilcisi kendini feshetmiş midir? ‘Yok efendim onlar başka’. PKK'nın harf değiştirmiş örgütleri varlığını devam ettiriyorlar. Bizim siyasiler milletimize dönüp hükümet dahil, ‘Efendim artık silahı bırakıyorlar’. Hani nerede bıraktılar? Ne zaman bırakacaklar? Nasıl bırakacaklar? Hepsi yalan dolan."

"Tayyip Bey'in ve PKK'nın ihtiyacına göre anayasayı değiştirecekler"

Bahçeli'nin ikinci çözüm sürecine ilişkin TBMM'de komisyon kurulması talebine karşı çıkan Çayır, şu ifadeleri kullandı: 

"Şimdi Sayın Bahçeli'nin çağrısıyla Meclis'te komisyon kurulacağı ifade ediliyor. Günah komisyonu, günahı sırtlama komisyonu. Günahı bölüşüyorlar, yalanı bölüşüyorlar, güya sorumluluğu bölüşüyorlar. Şu an Meclis'te kurulacak olan komisyon bu kadar şehidin, bu kadar gazinin, çocuklarının gözyaşının bir şekilde yok edilmesi komisyonu. İnfaz yasası değiştirilecek, genel af ilan edilecek, Anayasa'da değişiklikler yapılacak. Milletimiz duysun ve bilsin, Tayyip Bey'in kendinden başka düşündüğü bir şey yoktur. Ey Yüce Türk Milleti! Vallahi billahi inansam ki eski Tayyip Bey var 2009'daki, 2008'deki, 2005'deki enflasyon yükseldiğinde, döviz yükseldiğinde, çırpınan ‘niye yükseliyor, niye böyle olur?’ diyen bir cumhurbaşkanı aynı hassasiyette olsa biz şu an burada siyaset yapmamızın gereği kalmazdı. O Tayyip, bu Tayyip değil. Şimdi umursamıyor. Bir tek gayesi var, ‘yerimde durayım, gücü elimde tutayım ve devam edeyim’. Ne zamana kadar? Hak vaki olana kadar. Dert bu, deva bu, istek bu. Bunun için ne yapması gerekiyor? Bunun için Anayasa'da değişiklik yapılması gerekiyor. Neye ihtiyaç var? Meclis'te çoğunluğa ihtiyaç var. Bunun için herkesle iş birliği yapılabilir mi? Yapar.  Dün 2023'te  yarıştığı Kılıçdaroğlu'na, ‘PKK ile iş tutuyorsun’ dedi. ‘Bunlar PKK ile işbirliği yapıyor’ dedi mi, dedi. Bunlara oy vermeyin’ dedi mi, dedi. Sen şu anda kucağa oturdun. Sen PKK ile iş tutmayı bırak, ortaklığın ötesine geçtin. Anayasa'yı değiştirmek için DEM’le, siyasi uzantılarla işbirliği yapıyorsun. PKK ile işbirliği yapıyorsun, APO ile müzakere ediyorsun. Millete yalan söylüyorsun.  Peki buradan murat nedir? Murat şu; Anayasa'yı iki türlü değiştirmeyi düşünüyorlar. Milletin ihtiyacına göre değiştirmeyecekler. Tayyip Bey'in ve PKK'nın ihtiyacına göre anayasayı değiştirecekler. Normal ülkelerde toplumların ihtiyaçlarına göre, milletin değişen taleplerine göre anayasalar değişir. Bunlar Kuran değildir, ayet değildir, hadis değildir. İhtiyaç değişir, anayasa değişir, yasa değişir. Bunda bir şey yok. Ama bunu bir kişinin, bir zümrenin, PKK'nın veya Tayyip Bey'in arzusuna göre, durumuna göre, ihtiyacına göre değiştiremezsiniz. Değiştirirseniz ne olur? Kabile devlet olursunuz, millet olmazsınız. Bu anlamda yapılacak değişikliklere sokakta her yerde meşru hakkımızı kullanacağımızı, sesimizi yükselteceğimizi, gövdemizi barikat yapacağımızı herkes bilmelidir."

Bahçeli'nin komisyon önerisine ilişkin parlementoda varlığını sürdüren siyasi parti gruplarına çağrıda bulunan Çayır, "Parlamentoda bulunan bazı partilere seslenmek isterim; İYİ Parti'ye, Yeniden Refah Partisi'ne ve hala sağ duyusunu koruyan diğer partilere sesleniyorum. Sakın Meclis'te kurulacak olan komisyona üye vermeyin. Günaha, ihanete ortak olmayın" dedi.

"Şimşek yalan söylüyor"

Türkiye'de derin bir ekonomik kriz olduğunu belirten Çayır, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e tepkgi göstererek şunları kaydetti:

"Yüce Türk Milleti haberiniz olsun. Durumumuzu bilelim ki ona göre ayağımızı uzatalım. Hükümet yalan söylüyor. Şimşek yalan söylüyor. Ben konuşmasını izledim. Parası olan adamlar, bankerler oturtmuş sunum yapıyor. Sunum yapan kim? Türkiye Cumhuriyeti'nin Hazine ve Maliye Bakanı. Ne diyor? ‘Gelin parayı bize getirin, yüksek faiz alın, paranıza para katın’ diyor. Kime diyor? Bankerlere, Avrupa'nın bankerlerine, Katar'ın Merkez Bankası'na, Kuveyt'in bilmem nesine diyor. Kimin parasını alacaklar? Fakir fukara milletin parasını alıp, daha fazla faiz alıp geri gidecekler. Çözüm mü? Çözmedik. Hep bunu yaptınız. Yaptınız da ne oldu? Hiçbir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı parası olanları bir yere toplayıp, ‘gelin bize para getirin size daha fazla para vereceğiz, faiz vereceğiz’ diyemez. Üretime çağır. ‘Gel fabrika aç kazan’ de anlayayım. ‘Gel yatırım yap’ de  anlayayım. ‘Tefecine gel’ diyemez hiçbir bakan. Tefeciliğe çağıramaz Bu, ülkenin izzetini ve şerefini kirletmektir. Hazinesini çalmaktır."

"Temmuz'da hükümet asgari ücrete zam yapmazsa vay asgari ücretlinin haline"

Çayır, son düzenlenen asgari ücretin enflasyon karşısında eridiğini, temmuzda ara zam yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Şimdi asgari ücreti 22 bin 500 yaptılar değil mi? Hemen bir ay içerisinde 10 bini gitti zaten. 10 bin lirası gitti, kaldı 12 bin 500. Ve gittikçe de eriyor. Eğer temmuzda hükümet asgari ücrete zam yapmazsa vay asgari ücretlinin haline. Emekler Yaşıyor mu? Yaşamıyor mu? Arafta mı? Arafatta mı? Belirsiz. Allah yardımcıları olsun. Dar gelirlinin Allah yardımcısı olsun" diye konuştu.

Kaynak: ANKA