TBMM’de 28’inci yasama yılının ikinci yarısında görev yapacak TBMM Başkanı'nın belrlenmesi amacıyla 3 Haziran Salı günü seçim yapılacak. AK Parti Grubu, 272 milletvekilinin imzası ile Meclisi Başkanlığı için adayı Numan Kurtulmuş’un başvurusunu TBMM Genel Sekreterliği’ne yaptı. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, şunları kaydetti:
"Bu dönem içerisinde başkanımızın siyasi birikimi, tecrübesi, entellektüel donanımı ve diğer parti gruplarıyla dostane ve samimi diyaloğu geçmiş iki yıllık dönem içerisinde önemli çalışmalara imza atmamıza vesile oldu. Anayasamızın 4'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası ile Meclis İç Tüzüğünün 10'uncu maddesinin ilgili fıkraları uyarınca iki yıllık dönem sonrasında Meclis Başkanlığı seçimleri ile beraber yasama döneminin 2'nci döneminin nasıl başlayacağı ifade ediliyor.
AK Parti grubunda bulunan 272 milletvekilimizin imzası ile İstanbul Milletvekilimiz Sayın Numan Kurtulmuş başkanımızı tekrar aday olarak önerdik, öneriyoruz. Biraz önce TBMM Genel Sekreterliğimize bu imzaların ekinin yer aldığı başvuru dilekçemizi ilettik. Ben önümüzdeki dönemde Başkanımızla yakın çalışmaya devam etmeyi arzu ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir çok defa vurgu yaptığı, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşma noktasında Meclisimiz önümüzdeki dönemlerde çok önemli bir misyon edinecek. Biz Sayın Başkanımızın siyasi birikimi, tecrübesine ve diğer siyasi parti grupları ile yakın diyaloğuna, çözüm odaklı yaklaşımlarına güveniyoruz. Biz de Meclis olarak, AK Parti grubu olarak, Meclis Başkanımızın, Meclis çalışmalarında ortaya koyacağı çalışmalarda en üst seviyede katkı koymaya devam edeceğiz."
"Önümüzdeki dönemde en önemli meselemizin 'Terörsüz Türkiye' ile ilgili oluşturulacak olan çalışmalara öncülük etmektir"
Kurtulmuş, "272 arkadaşımızın imzasıyla 2'inci dönem için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına aday gösterilmem dolayısıyla, Grup Başkanımıza, Grup Başkanvekilleriimize ve grupta bulunan milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki dönem Türkiye’nin fevkalade önemli bir sürece girdiğini biliyoruz. Hem dünya siyasetindeki güç dengelerinin yer değiştirmesi hem Türkiye’nin bu bölgede önemli bir bölgesel güç, hatta ciddi bir küresel aktör haline gelmiş olması, Türkiye’nin gerçekten güçlü şekilde yoluna devam etmesi için siyaset çok daha önemli bir hale getirmektedir. Siyasi partiler, farklı fikirlere sahip olsa da nihayetinde TBMM çatısı altında temsil edilen siyasi partilerin arasında çok köklü bir işbirliği, eğer bu yapılamıyorsa en azından çok kuvvetli bir diyaloğun var olması ve memleketin meselelerinin karşılıklı müzakere ile konuşarak, görüşerek halledilmesi için bir çabanın ortaya konulması şarttır.
Hele de Türkiye’de artık terörün tamamen ortadan kaldırılması ile ilgili yeni bir sürece girilmişken, 'Terörsüz Türkiye' hedefinin en kısa zamanda, en ufak bir zehirlenmeye müsaade edilmeksizin tamamlanması için şimdiye kadar yapılan çalışmalar belli noktaya gelmiş ve bundan sonra bu işin TBMM çatısı altında, şeffaf şekilde, bütün halkımızla birlikte, halkın temsilcileri olan siyasi parti temsilcileri ile birlikte yürütülmesi bir sorumluluk olarak TBMM’ye gelmiştir. Ben de Meclis Başkanı olarak bundan sonraki süreçte eğer 3 Haziran’da Meclis'teki irade tekrardan seçilmemizi uygun görürse, milletvekililerimizin desteğiyle birlikte önümüzdeki dönemde en önemli meselemizin 'Terörsüz Türkiye' ile ilgili oluşturulacak olan bu çalışmalara, çabalara öncülük etmek ve destek vermektir.
"Bir başka mesele de Türkiye’nin yeni bir Anayasa mecburiyetidir"
28. dönem, TBMM’nin önünde duran bir başka mesele de Türkiye’nin yeni bir Anayasa'ya mecburiyetidir. Yeni anayasanın yapılabilmesi için siyasi partilerin arasındaki görüşleri yakınlaştırarak, memleketimizin ihtiyacı olan, özgürlükçü, demokratik, katılımcı, çoğulcu ve çağın gereklerine uygun bir milli anayasayı yapmak mümkün olur. Bunun için hep birlikte çaba sarf edeceğiz. Biz demokraside milletin gücünden başka hiçbir güce eyvallah etmeyiz. Milletin gücünü esas alırız ve bu anlamda TBMM önümüzdeki süreçlerde milli iradenin merkezi olarak Türkiye’de demokrasinin kalbi olarak, üzerine düşen sorumlulukları ümit ederim ki yerine getirir. Terörsüz Türkiye’yi gerçekleştirerek bu milletin 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin yarısında ayağına büyük bir pranga olarak vurulan terör belasından kurtulur. Terörsüz bir Türkiye aynı zamanda terörsüz bir bölge demektir.
Terörsüz bir bölge, bu bölge halklarının tamamının hakkaniyet, eşitlik, adalet ve refah içerisinde yükselmesi, yücelmesi demektir. Türkiye böylece 'Terörsüz Türkiye' sürecini gerçekleştirerek bu bölgenin hep birlikte güçlenmesine katkı sunacaktır. Önümüzdeki süreçte diğer parti gruplarından gelecek olan desteklerle birlikte de 3 Haziran'da yapılacak olan seçimleri hep birlikte bekleyeceğiz ve bu seçim yarışının da bir nezaket içerisinde devam etmesini ümit ediyorum."
"Parlamenter disiplini en kuvvetli olan ülkelerden birisi Türkiye'dir"
Bir gazetecinin, "Bir süre Genel Kurul yönettiniz. Bu sürede Genel Kurul'daki tespitleriniz ne oldu? Bir değişikliğe ihtiyaç var mı?" sorusuna Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:
"Şimdi vallahi şunu söyleyeyim iki hafta kesintisiz herhalde Meclis'i böyle yöneten olmamıştır ama diğer partilerle de özellikle ana muhalefet partisiyle de yaptığımız mutabakat gereği, arkadaşlarımıza verdiğim sözü de yerine getirerek gerçekten uzun bir mesai harcadık. Şunu gördüm. bu kadar uzun süre yönetince Meclis'i daha yakından tanıma imkanını gördüm.
Meclis'teki bir yasanın çıkması sırasında, partiler arasındaki görüşler çok aykırı noktada durmasına rağmen müzakere edildiğinde nasıl uzlaşılabileceğini pratik olarak görmüş olduk. Partiler karşılıklı görüşlerini revize ettiler ve ortaya uzlaşı çıktı. Dünyanın birçok yerini dolaşıyoruz, birçok parlamentoyu ziyaret ediyoruz. Bunu gerçekten büyük iftiharla söylerim. Parlamenter disiplini en kuvvetli olan ülkelerden birisi Türkiye'dir. En çalışan parlamentolardan birisi Türkiye'dir.
TBMM hem Genel Kuruluyla hem komisyonlarıyla fevkalade disiplinli bir çalışmayı yürütüyor. Bu çalışmaların içinde olan bütün arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Ayrıca ben iki yıllık süre içerisinde şunu da takdirle gözlemlediğimi ifade etmek isterim. TBMM, bütün uluslararası platformlarda başarıyla temsil edilmektedir. Hiçbir arkadaşımız kendisiyle ilgili alanda hangi alanda görevliyse bütün bu uluslararası çalışmalarda yer alıyorlar ve Türkiye'nin hiçbir uluslararası platformda koltuğu boş kalmıyor. Ben bu 2 haftalık yoğun mesaim sırasında çok keyif aldığımı, evet yorulduk açıkçası yani yorulmadık desek olmaz. Yorulduk ama sonuç itibariyle bir de şunu gördüm. Çok aykırı fikirlerin bile bu iki hafta içerisinde çok nezih bir üslupla dile getirildiğine şahit oldum. Bundan dolayı arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.
"Kaliteli ve güçlü bir yasama sürecini gerçekleştiren bir İç Tüzüğe ihtiyaç var"
Mevcut İç Tüzüğün uygulanmamasından ya da yanlış eksik uygulanmasından ya da farklı farklı uygulanmasından kaynaklanan bazı durumlar var. Bir de bundan sonra inşallah geçen sefer hazırladık ama Allah nasip eder bu konuda devam edersek Meclis Başkanvekillerimizle birlikte Başkanlık Divanı'nda bir karar alarak hepimizin ortak tutum içerisinde olmamız. Kim Meclis'i yönetirse yönetsin. Yıllardır gözlemlerim çerçevesinde mecliste yeni bir İç Tüzüğe ihtiyaç olduğu ayan beyan ortadadır. Komisyon çalışmasını esas alan ve herkesin sözünü çok rahat şekilde söylediği ve meclisin çalışma şeklini de daha insani hale getiren kapsamlı, kaliteli ve güçlü bir yasama sürecini gerçekleştiren bir İç Tüzüğe de ihtiyaç var. İnşallah bunu da yapmak nasip olur."