(İSTANBUL) - Marmara Denizi'nde, geçen yıldan bu yana müsilaj (deniz salyası) tehdit oluşturmaya devam ediyor. Dalgıç Yener Kuşculuoğlu, yeni müsilaj dalgası hakkında "İklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artışı, ülkemiz denizlerinde 'Akdenizleşme' denilen durumun oluşmasına yol açmaya başlamıştır. Bunun en temel ve yegane örneğini ise Marmara Denizi’nin derinliklerinde bulunan Akdeniz suyunun sıcaklığının 17 derece ölçülmesi olarak gösterebiliriz. Normal koşullarda yıl boyunca 14-15 dereceyi geçmeyen Marmara’nın derinliklerinde artık suyun sıcaklığının 17 derece seviyelerine eriştiğini görüyoruz. Bu durum, denizlerdeki çözünmüş oksijen seviyelerinin düşmesine yol açarak, denizlerdeki canlılığı topyekün tehdit etmektedir. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Marmara Denizi ve barındırdığı biyolojik çeşitlilik direnmeye devam ediyor" dedi.

Marmara Denizi'nde 2024 Aralık – 2025 Şubat döneminde yaşanan müsilaj dalgası, 2021 yazındaki görüntüleri andırarak kamuoyunun dikkatini yeniden bu çevre felaketine çekti. 2021’de de Çanakkale Boğazı’nda görülen müsilaj 4 yıl sonra yeniden bir tehdit haline geldi. Dalgıç Yener Kuşculuoğlu yeni müsilaj dalgası hakkında şunları söyledi:

"Nisan ve Mayıs aylarının görece serin ve yağışlı geçmesi, müsilajı oluşturan fitoplanktonik organizmaların biyolojik faaliyetlerini yavaşlatarak yeni müsilaj oluşumların hızını azalttı. Bu süreçte ortaya çıkan düşük hacimli müsilaj kütleleri ise akıntıların etkisiyle dağılabildi ve birikim yapamadı. Ancak bu durum, tehdidin sona erdiği yönünde bir algı yaratmamalı. Müsilaj Prens Adaları civarında şu an gözükmüyor ama bu müsilajdan kurtulduğumuz anlamına gelmiyor, müsilaja sebep olan kirlilikle ilgili hiçbir gelişme yaşamadık ayrıca arıtma santralleri hala yetersiz aslında birkaç sene öncesine göre pek bir ilerleme kaydedemedik. Güney Marmara’da hala müsilaj var biz de yakında görürüz. Müsilajın oluşmasındaki temel dinamikler, organik materyal zengini su kütlesi ve bu su kütlesine düzenli olarak devam eden deniz deşarjları ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, hâlâ etkilerini sürdürüyor. Yaşadığımız bu geçici rahatlama, yalnızca bölgesel atmosferik koşulların sağladığı kısa süreli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

"Denizlerdeki canlılığı topyekun tehdit etmektedir"

İklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artışı, ülkemiz denizlerinde 'Akdenizleşme' denilen durumun oluşmasına yol açmaya başlamıştır. Bunun en temel ve yegane örneğini ise Marmara Denizi’nin derinliklerinde bulunan Akdeniz suyunun sıcaklığının 17 derece  ölçülmesi olarak gösterebiliriz. Normal koşullarda yıl boyunca 14-15 dereceyi geçmeyen Marmara’nın derinliklerinde artık suyun sıcaklığının 17 derece seviyelerine eriştiğini görüyoruz. Bu durum, denizlerdeki çözünmüş oksijen seviyelerinin düşmesine yol açarak, denizlerdeki canlılığı topyekun tehdit etmektedir. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Marmara Denizi ve barındırdığı biyolojik çeşitlilik direnmeye devam ediyor. Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin Adalar ilçesinde bulunan Marmara’nın ilk Denizel Koruma Alanı olan Tavşan Adası’nda düzenli gerçekleştirdiği dalışlarında, Sivriada’dan nakledilen 400 adet derin deniz mercanın sağlıklarının ve biyolojik fonksiyonlarının son derece olumlu olduğu ve gerçekleştirilen nakil alanın çevresinde boyutları 2 ile 5 santimetre arasında değişen yeni mercan kolonilerinin oluşmaya başladığı gözlemlenmiştir."

Kaynak: ANKA