(İZMİR) – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Egemenlik Evi’nde düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin 19 Mayıs mitingi, belediyelerin ekonomik durumu, toplu iş sözleşmeleri, İZBAN’daki sorunlar, kamuoyu yoklamaları ve CHP Kurultayı’na dair yürütülen soruşturmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Egemenlik Evi’nde basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla 19 Mayıs’ta Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşecek mitinge tüm İzmir’i davet eden Başkan Tugay, “19 Mayıs her yıl farklı etkinliklerle kutladığımız özel bir bayram. Bu sene farklı bir anlam yüklendi. Cumhuriyet Halk Partisi, yurdun çeşitli illerinde demokrasi ve adalet çağrısıyla yaptığı mitinglerden İzmir mitingini 19 Mayıs’ta yapmaya karar verdi. Bizim için daha anlamlı bir güne dönüştü. Uzun süredir partimizin üst kademesinden yoğun bir çalışma var. Bizler de destek olmaya çalışıyoruz. 19 Mayıs’ta İzmir’in demokrasiye, Cumhuriyet değerlerine, adalete sahip çıkmasına şahitlik edeceğiz. Yurttaşlarımızın duyarlılığını biliyoruz. Ekrem İmamoğlu'na en güçlü desteği veren şehirlerden birisi İzmir oldu. Genel anlamda da İzmir, demokrasi duyarlılığı en yüksek şehirlerden birisi olmuştur. Bugün içinde bulunduğumuz süreçte, demokrasiye adalete ne kadar ihtiyacımız olduğunun bilincinde olan bir şehir olarak, yurttaşlarımızın o gün orada birlik ve beraberlik içinde bir duruş sergileyeceğine inanıyorum. Ben de herkesi o buluşmaya davet ediyorum. Evimizde televizyon karşısında, gazete okurken ya da bu konuyu konuşurken hissettiğimiz o tedirginlik, o adaletsizlik duygusuyla ilgili söyleyecek sözü olan, ne tarafta olduğunu göstermek isteyen herkes o gün orada olmalıdır. Bir kişinin eksik, bir kişinin fazla olması diye bakılmamalıdır. Yangını söndürmeye giden karınca misali tarafını belli etmelidir. Biz de İzmir’in tarafını belli etmek üzere o gün orada olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Yüzde 45’lik kesintiler hesapları altüst etti

Tugay, belediyelerin ekonomik zorluklarına dikkat çekerek, yüksek enflasyon ve faiz ortamında belediye bütçelerinin giderek daraldığını ifade etti:

“Bugünlerde bizlerin en çok konuştuğu konu, gündemimizde en çok konuşulan konu genel olarak belediyelerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, darlıklar. Geçen yıl gerçekten zor bir yıl oldu 2024 yılı. Seçim yıllıydı ama onun dışında ülkenin yüksek enflasyonlu, yüksek faizli tablosu gerçekten çok yordu. Belediye gelirleri artmıyor. Buna karşı giderleri artarak devam ediyor. Böyle bir tablo içerisinde bir de seçim yapıldı ve o ortamda olabildiğince yatırımlarda devam ettirilmeye çalışıldı. Bütçe kesinleşme rakamlarına baktığınızda hedeflerden çok uzaklaşılmadığını görebiliyoruz. 2025 yılıyla ilgili biz 2024'te göreve geldikten sonra tasarruf yapacağız, harcamalara dikkat edeceğiz, hedeflerimizi doğru belirleyeceğiz. Ve o nedenle 2025'i çok daha iyi geçireceğiz diye hesaplamıştık. Ta ki bu geçmiş dönemlerden gelen vergi ve SSK borçlarının bence hukuksuz bir şekilde belediye kaynaklarından kesilme kararına kadar. Bir hazırlık yapılmış olsa, bununla ilgili önceden belediyeler hazırlanmış olsa, bir süreçle beraber bu adım adım uygulansa kabul edilebilir. Ama böyle hazırlıksız bir anda tak diye bu karar verilince ve belediye bütçelerinin yüzde 45'ini bulan oranda kesintiler olunca 2025 ile ilgili yaptığımız bütün hesaplar ister istemez alt üst oldu.

Belediyenin ekonomik durumunun problemli olmasının nedenleri üzerine biraz bir şeyler söyleyecek olursam 3 aşağı 5 yukarı her yada aslında neden aynı. ekonomisi kötü. Ülkenin ekonomisi şu anda sadece belediyeleri değil. Hükümeti de, özel şirketleri de çok ciddi şekilde etkiliyor. Bu çok net olarak bu konuyu konuştuğumuz her kurumla sohbetimizde ortaya çıkıyor. Faizler bir türlü düşmedi. Bu Ekrem İmamoğlu yapılanlardan sonra ülkenin ekonomisinde de bir çalkantı oldu. Oradan ilave bir faiz artışı, enflasyon artışı da yaşadık hep beraber. Enflasyon düşmedi, faizler düşmedi, döviz yükseliyor. Döviz ile alınan her türlü ürün o girdi maliyetleri yükseldi. Bunlardan dolayı dolayı yoldan her şey sürekli yükseliyor, yükselmeye devam ediyor. Buna karşılık üretim artışı olmadığı için ülkenin genelinde üretim ve ihracat artışı da olmadığı için maalesef ülkenin ekonomisi düzelmiyor. Aslında o kadar basit. yönetenler bir türlü bu işi toparlayamadılar. O yüzden ülkenin ekonomisindeki o genel sıkıntı bütün kurumların olduğu gibi belediyelere de yansıyor. Belediyelerin tabii siyasi bir yapısı var ve hizmette yarışmak zorundalar. Ben hizmet yapmıyorum diyemezler. Dolayısıyla özellikle biliyorsunuz seçim dönemleri seçimden sonra vaatleri yerine getirilmesi gereken dönemlerde o nedenle de şartlar zorlanıyor."

“Harcama kalemlerinde en büyük pay personel giderlerinde”

Belediyelerin keyfi harcama yaptığı yönündeki eleştirilere de yanıt veren Tugay, şunları söyledi:

“Personel giderleri bütün belediyelerde birinci sıradadır. Personel giderlerinden kaynaklanan vergi ve SSK giderleri ikinci sıradadır. Şimdi artık yeni bir kalem var. Bunların faiz giderleri, vergi ve SSK'da bugün ödemediğiniz her bir kuruş için bir sonraki ay yıllık yüzde 48 üzerinden ortalama, şu anda daha da yüksek faiz konuluyor. Bir sonraki ay o faizin de faizini ayrıca hesaplıyorlar. Bu kadar yüksek faiz olmasa, kadar yüksek enflasyon olmasa, personel maliyetleri yükselmeyecek, vergi ve SSK giderleri yükselmeyecek. Daha dengeli bir bütçe yapısı olacak. Aslında en temel sorum bu inanın ve uzun zamandır bu. Yani 2021 yılından beri o ekonomik krizin hepimizi vurduğu günden bugüne durum böyle. Biz de en yüksek harcamamızın personel gideri olduğunun farkındayız, bilincindeyiz. Ben çalışan her bir arkadaşımızın hakkına, hukukuna en yüksek saygıyı hissediyorum. Bununla ilgili hiçbir sorun yok. Olamaz zaten."

“Her bir arkadaşımızın hakkına, hukukuna en yüksek saygıyı hissediyorum”

Toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başkan Tugay, “İZELMAN ve İZENERJİ’de görüşmelerimiz devam ediyor. Aslında 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak bir rakam üzerinden konuşuyoruz. Hak edilmiş bir rakam üzerinden anlaşmaya çalışıyoruz. Bugünlerde hem İzmir’de hem Türkiye’de anlaşılmış olan rakamları ödemeye hazırız. Aşağı yukarı benzer tekliflerde bulundu arkadaşlarımız. Çalışan her bir arkadaşımızın hakkına, hukukuna en yüksek saygıyı hissediyorum” ifadelerini kullandı.

“Ben elimden geleni yapacağım”

Toplu iş sözleşmesi sürecinde tıkanan konuları açıklayan ve Büyükşehir'in başka bir şirketinde 26 Mart 2024 günü yapılan toplu iş sözleşmesine değinen Başkan Tugay, bu sözleşmeye göre ücretlerde yüzde 60, 6 ayda bir de enflasyon artı üç puan şeklinde de bir artış yapıldığının altını çizdi. Bu artışla birlikte maaşların bugün 90 ve 100 bin TL civarında olduğunu aktaran Başkan Tugay, şunları söyledi:

“Toplu iş görüşmeleri için sendikaların genel merkezine giderek yönetimlerine konuyu doğrudan aktardık. Belediyemizin bütçesi el verse ben arkadaşlarımız adına çok sevinirim. Belediyedeki tüm arkadaşlarımıza bu rakamları verebilsek bizim için mutluluk kaynağı olur. Şu an görüşmelerde arkadaşlarımız da seçimden önce yapılan bu anlaşmayı örnek göstererek ücret talep ediyorlar. Belediyemizin bütçesinin bunu karşılamasının mümkün olmadığını söylüyoruz. 22 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesinde bütün paramızı versek yine yetmiyor. Buna karşılık makul tekliflerle anlaşmaya çalışıyoruz. Ben zaman zaman çalışanlarımızı üzecek, kışkırtacak laflar duyuyorum. Bizim çalışanlarımıza duyduğumuz sevgi ve saygıyı kimse tartışamaz. Böyle bir şey yok. Hepimiz arkadaşlarımızla beraber İzmir halkına en iyi hizmeti yapmak için omuz omuza çalışan iş arkadaşlarıyız. Bugüne kadar benim yönetimimde gereksiz her türlü harcamadan uzak durmak için gerekli çabayı gösterdik. Bundan sonra çok daha sıkı tedbirler almaya hazırım. Ama ne kadar tedbir alırsak alalım, şu anda o rakamları ödeyecek bir gücümüz yok. Böyle bir bütçe yok. Türkiye’de de bu rakamları veren kurum yok. Biz şu an yüzde 26 oranında bir artışı ilk 6 ay için önermiş olduk. İkinci 6 ay enflasyon farkıyla bir artış olacak. Teklif ettiğimiz en düşük ücret, 60 bin ila 77 bin arasında bir rakam olmuş olacak. Bunun kötü bir teklif olduğunu düşünmüyoruz. Buna karşılık sendikanın bize ilettiği tek teklif de yüzde 110 civarında bir artış talebi. Herkesin yakın zamanda diğer belediyelerin imzaladığı sözleşmelere bakmasını, oradaki rakamlarla bizim teklifimizi kıyaslamasını, yapacağımız pazarlığın da onun üzerinden yürümesini rica ediyorum. Bu konu mutlaka çözülecek. Umuyorum aklıselimle, şehri üzecek, insanları üzecek bir sonuç doğurmadan çözülecek. Çözülmek zorunda. Ben elimden geleni yapacağıma söz veriyorum” diye konuştu.

“İZBAN'da iki başlılık bitmeli”

Tugay, İzmir'in kent içerisindeki en uzun ulaşım ağına sahip olan İZBAN'da yaşanan sefer gecikmelerine dair de yapılan araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Göreve başladığı günden bu yana İZBAN yönetimindeki iki başlılık nedeniyle sıkıntılar yaşadıklarına dikkat çeken Başkan Tugay, şunları söyledi:

“Devlet Demir Yolları (TCDD) rayların bakımı, sinyalizasyon ile ilgili sorumlulukları yerine getirmiyor. Raylar farklı trenlerin seferleri için de kullanıldığından dolayı aksamalar yaşanıyor. Bu nedenle İZBAN seferleri düzelmiyor. Bütün konu TCDD'nin bu sisteme katkısındaki eksikliklerle ilgili. Gecikmelerin nedenlerine baktığımızda 2024'te yüzde 81'inden TCDD sorumlu. Yüzde 8'i İZBAN kaynaklı. Bu yılın ilk üç ayında yüzde 72 TCDD, yüzde 15 İZBAN ve yüzde 13 diğer nedenlerden kaynaklı. Daha önceki dönemlerde bu oranlar daha düşük. 2024'te özellikle işletme sıkıntısı var. 2023'ten 2024'e geçerken TCDD'nin rayları kullanmak için İZBAN'dan aldığı ücret yüzde 300 arttı. Türkiye'de hiçbir şey bu kadar artmıyor. Yapılan ana sözleşmeye uygun davranılmamış. Bundan sonraki dönemde halka en iyi hizmeti vermek için biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Burada büyük oranda çalışması gereken TCDD'dir. Bu iki başlılık bitmeli. Ya tamamen belediyeye ya da tamamen TCDD'ye geçmeli. Önemli olan en doğru kararın verilmesi.”

Anketlerde destek arttı

Yapılan kamuoyu yoklamalarına da değinen Tugay, "Kasım ayında yapılmış bir anket var. Kasım ayında yapılan anket oranından sonra nisan ayında ben Büyükşehir adına bir anket yaptırdım. Neticede ilk yapılan ve bize iletilen ankette İzmir'de bize oy vermiş olan yurttaşlarımızın aynı oranda desteğinin devam ettiğini ikinci yaptığımız ankette bunun ilkine göre en az dört puan daha yukarıda olduğunu gördük. Bu genel bir memnuniyetin ifadesidir. Yani memnuniyetsiz olunan konular tabii ki var. Bunlar çok açık ama bu dönem içerisinde hiçbir şey yapmadan beklemedi belediyeler, özellikle büyükşehir belediyesi. Yaşadığımız pek çok krize karşı gerçekten çok gayretli çabalar içerisinde olduk" ifadelerini kullandı.

“Kurultay soruşturması komik bir şey dönüştü"

CHP kurultayıyla ilgili yürütülen soruşturmada kendi iletişim kayıtlarının istenmesine ilişkin soruya ise Tugay şu yanıtı verdi:

“Kurultay soruşturmasının artık komik bir şey dönüştüğünü düşünüyorum. Ben defalarca söyledim. Kendim o süreçte görüştüğüm pek çok insanla ideolojik olarak yani partinin daha iyi noktaya gitmesiyle ilgili olarak pek çok şey söyledim ama kimseyle alışverişim olmadı. İsteyen istediği kadar çıkarıp bakabilir. Hiçbir endişem yok. Benim dışımda olan süreçle ilgili bilmediğim şeyler var mıdır? Gerçekten bilmiyorum yani. Bilemem. Ama bildiğim hiçbir alanda özellikle değişimi savunan insanların hiçbirisi etik dışı bir yönteme sapmadılar. Böyle bir şeyin gerçek olduğunu düşünmüyorum. Ama işte partimizle ilgili kamuoyunda itibar azaltmayı amaçlayan pek çok çalışma yapılıyor. Bunlardan birisi de bu kurultayın şaibeli olduğuna dair iddianın büyütülmeye çalışılması. Bunun için sırf olağanüstü kurultay yaptı biliyorsunuz. Aynı delegelerle, hemen hemen delegelerin tamamının desteğini alarak yeniden aynı isimler seçildi en başta genel başkanımız. Artık bu tartışmanın bitmesi lazım. Bu konunun anlamsız bir şekilde uzatılmaması lazım. Ama Türkiye'yi siyasette ne yazık ki böyle bir dönem yaşıyor. Diliyorum, aklı selim galip gelir ve demokrasinin yara almaması için herkes daha mantıklı davranır."

 

Kaynak: ANKA