(İSTANBUL) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan üç avukata destek için yaptığı sosyal medya paylaşımından dolayı X hesabına erişim engeli getirilmesine tepkiler sürüyor. (İBB) Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un avukatı Serkan Günel, “İfade özgürlüğüne yönelik bu müdahale asla kabul edilemez. Susturulmak istenenlerin, sesini kısmak yerine daha da yükseltmesi gereken günlerden geçiyoruz. Hep birlikte adalet diye haykıralım, korkmadan doğruları söylemeye devam edelim! Hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri savunan hiçbir ifade suç değildir!” dedi.
Avukat Serkan Günel, kendisinin de gözaltına alındığı sürece ilişkin paylaşım yapan İmamoğlu'na getirilen engelle ilgili bir açıklama yaptı. Günel "Ekrem İmamoğlu’nun, İBB Soruşturmasında görev alan 3 avukat olarak gözaltına alındığımız gün avukatlara destek için yapmış olduğu paylaşım hesabının kapatılmasına gerekçe gösterilmiş. Bu paylaşımın hiçbir yerinde TCK 214. maddenin ihlali olmadığını anlamak için hukukçu olmaya bile gerek yok. Ancak yine de dilimiz döndüğünce anlatalım: Bu paylaşımın hiçbir yerinde şiddete çağrı veya suça teşvik yer almıyor." dedi.
Günel'in açıklaması şöyle:
"Türk Ceza Kanunu’nun 214. maddesi 'Suç işlemeye alenen tahrik' suçunu düzenler. Yani bir kişi, belirsiz sayıdaki insanları alenen (açıkça) suç işlemeye teşvik ederse bu suçu işlemiş olur. Kanun, bu şekilde başkalarını suç işlemeye kışkırtanlara 6 aydan 5 yıla kadar hapis öngörüyor. Ama gerçekten böyle bir kışkırtma var mı, ona bakmak gerek.
TCK 214’ün unsurları açıktır: Suç oluşması için ortada gerçekten bir suça teşvik olmalı. Failin, yani paylaşımı yapanın, belirsiz bir kitleyi (halkı veya insanları) suç sayılan bir eyleme yöneltmeye çalışması gerekir. Üstelik yapılan çağrının kamu barışını bozacak nitelikte, en azından böyle bir tehlike doğurabilecek mahiyette olması aranır (hukukta buna “somut tehlike” kriteri denir). Kanun koyucu, sırf böyle bir suç işlenmesi ihtimalinin bile toplum huzurunu zedeleyebileceğini öngörerek bu fiili cezalandırıyor. Yani ortada ne kadar “tehlikeli” bir çağrı var, buna bakılır.
"Bu mesaj hangi suçu işlemeye teşvik ediyor?"
Gelelim Sn. İmamoğlu’nun tweetine: Bu mesaj hangi suçu işlemeye teşvik ediyor? Açıkçası, hiçbirini. Paylaşımda ne insanlara şiddet uygulama, ne mala zarar verme, ne de herhangi bir kanunsuz eylem yapma çağrısı bulunuyor. Tam tersine İmamoğlu, “şikayetçi olun… sesinizi yükseltin” diyerek vatandaşları hukuki haklarını kullanmaya ve seslerini duyurmaya davet etmiştir. Bu sözlerde, bırakın suç işlemeye teşviki, hukuksuzluğa karşı yasal yollarla itiraz çağrısı vardır.
"Siyasetçinin, haksızlıklara isyan eden sert üslubunu sırf bazılarını rahatsız etti diye suç saymak, hukuk devletinde kabul edilemez"
Unutmayalım, hem Anayasa Mahkemesi hem de AİHM’in içtihatlarına göre siyasi nitelikte ifadeler, sert bile olsa, ifade özgürlüğü koruması altındadır. Eleştiri hedefi olan makam yüksek ise (örneğin hükümet veya yargı mensupları) tolerans eşiği daha da yüksek olmalıdır. AİHM defalarca vurgulamıştır: İfade özgürlüğü, yalnızca hoşa giden, zararsız veya önemsiz görülen düşünceler için değil; aynı zamanda rahatsız edici, şok edici düşünceler için de geçerlidir. Çoğulculuk ve demokrasi bunu gerektirir. Dolayısıyla bir siyasetçinin, haksızlıklara isyan eden sert üslubunu sırf bazılarını rahatsız etti diye suç saymak, hukuk devletinde kabul edilemez.
Sn. İmamoğlu’nun sözleri şiddet içermeyen siyasi eleştiridir ve hukuken korunmalıdır. Ortada açık ve yakın bir tehlike de yoktur – yani bu sözler kamu düzenini bozmak bir yana, tam da kamu düzeni içinde hukuka uygun tepki çağrısıdır. Ne AİHM standartlarına göre ne de Türk yargısının kendi kriterlerine göre bu sözleri 'suç işlemeye alenen tahrik' olarak nitelemek mümkün değildir. Somut tehlike kriteri oluşmamıştır, çünkü kimse bu çağrı nedeniyle suç işlemeye yönelmez; yönelmedi de.
"Hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri savunan hiçbir ifade suç değildir!"
Ayrıca avukatlara destek vermek asla suç olamaz. Avukatlar, hukukun ve adaletin temel unsurlarıdır; onlara yönelik haksız bir muameleyi eleştirmek her demokratik toplumda doğal ve beklenen bir tavırdır. Bir Belediye Başkanının ve CB adayının, gözaltına alınan avukatlara sahip çıkması hem insani hem vicdani görevidir. Demokratik bir toplumda böyle bir destek açıklamasını cezai soruşturma konusu yapmak, ancak hukukun evrensel ilkelerine tamamen aykırı bir anlayışın ürünü olabilir. Son olarak, ifade özgürlüğüne yönelik bu müdahale asla kabul edilemez. Susturulmak istenenlerin, sesini kısmak yerine daha da yükseltmesi gereken günlerden geçiyoruz. Hep birlikte adalet diye haykıralım, korkmadan doğruları söylemeye devam edelim! Hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri savunan hiçbir ifade suç değildir!"