(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Hakvaki olana kadar buradayız" sözlerine ilişkin, "Ben en baştan beri kendisinin ömür boyu bir başkanlık talebi olduğunu, onu hedeflediğini, Türkiye'de yaşanan birçok tartışmanın da aslında buna endeksli olarak yaşama geçirildiğini ifade ettim. ‘Emrihak vaki oluncaya kadar buradayız’ demesinden kastı nedir diye kendisine sorun. Bu vesileyle de ben kendisine uzun ömürler dilerim ama inşa ettiği rejimin de sonuna geldiğimizi de söyleyebilirim" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, SİYASAM’ın ''Yaza Merhaba'' etkinliğine katıldı. Dervişoğlu, burada yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

''Önce bir SİYASM’ın özelliğini anlatayım; burası bir siyaset araştırma merkezi. Genç akademisyenler çalışıyor burada. Tecrübeli hocaların, tecrübeli siyasetçilerin katkısıyla çok önemli hizmetlere imza atıyorlar. Günün spekülatif sorularıyla onların bu güzel gününün etkilenmesini istemiyorum. Dolayısıyla SİYASAM yöneticilerin, başta Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Cenk Özatıcı olmak üzere, enstitü başkanımız Bekir Ali Yüksel Bey'e de teşekkür ediyorum." 

"İnşa ettiği rejimin de sonuna geldiğimizi de söyleyebilirim"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Hakvaki olana kadar buradayız" sözleri ve İnfaz Yasa Teklifi'ne ilişkin sorular üzerine Dervişoğlu, şöyle konuştu:

''Şimdi bu benim cevaplayacağım bir soru değil, Tayyip Bey ile ilgili olan kısmı. Çünkü ben en baştan beri kendisinin ömür boyu bir başkanlık talebi olduğunu, onu hedeflediğini, Türkiye'de yaşanan birçok tartışmanın da aslında buna endeksli olarak yaşama geçirildiğini ifade ettim. 'Emrihak vaki oluncaya kadar buradayız' demesinden kastı nedir diye kendisine sorun. Bu vesileyle de ben kendisine uzun ömürler dilerim ama inşa ettiği rejimin de sonuna geldiğimizi de söyleyebilirim.

İnfaz Yasası ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi iktidar partisinin Meclis devamsızlığı yüzünden defalarca kapatıldı çalışma günlerinde. Dolayısıyla bir dönem boyu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılması mümkün olabilecek işleri, bir bayram tatili öncesini sıkıştırmaya çalışmış olmaları hali aslına bakarsanız Meclis'in mahabetine yakışmayacak bir yaklaşım biçimidir. Hızlıca kanun maddeleri torba yasa olarak Türkiye Millet Meclisi'ne geliyor, hızlıca komisyondan geçiriliyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de oylanarak yürürlüğe giriyor.

Aynı yöntemi kullandılar. Yasa henüz Meclis'te görüşülmedi, komisyonda görüşüldü. Bu yasalar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından hazırlanan yasalar değil. Saray bürokrasisi bu yasaları siyasal pozisyonlarına göre bir zamanlama içerisinde belli bir takvime sıkıştırıyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de dayatıyor. O sebeple mutlak suretle çok sayıda eksikliğinin bulunduğunu kabul etmeleri lazım. Onlar da bunu yapıyorlar. Ayrıca komisyonda görüşülürken de bazı maddelerin muhalefet milletvekillerinin gayretleri ve müdahaleleriyle çekildiğini biliyoruz. Ama iktidar sonbahar da bir infaz yasası hazırlığı içerisinde olduğunu gösteriyor ve bunu bu yasal düzenlemelerle ilgili olarak halkın eğilimlerini kontrol ettikten sonra, ölçtükten sonra yapacaklarını ifade ediyorlar ki bu Türk milletine ve Türkiye'ye laboratuvar görevi yüklemiş olduklarını delalet ediyor. Son derece uygunsuz. Milletin ihtiyacına karşılık değil, iktidarın beklentisine cevap verecek bir stratejiyle hazırlandığı gerçeğiyle buluşturuyor bize. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de görüşürken yine muhalefet şerhlerimiz üzerinden kanunu eleştireceğiz ama kanunlar biliyorsunuz sayısal çoğunlukla çıkıyor. İktidar partisi bu hızlıca getirdiği kanun teklifini hızlıca oylatarak yürürlüğe sokacak gibi duruyor." 

"Bizim milletin beklentilerine cevap vermek gibi ciddi bir sorumluluğumuz var"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Rudaw Türkiye’ye yaptığı açıklamalarının ardından kendisinin verdiği tepki hatırlatılarak, bu konudaki düşüncelerinin sorulması üzerine Dervişoğlu, şunları kaydetti:

''Ben çok fazla lafın arasına şüphe gizleyen birisi değilim. Çok konuşup çok hataya elverişli bir üslubun sahibi de değilim. Zamanı gelince konuşuyorum. Şimdi bir haber üzerine o açıklamayı yaptım. Sonra o haberi de X paylaşım sitesinde kaldırdıklarını duydum. Şimdi haberi yapanlar mı kaldırdı? Başkaları mı kaldırttı? Onu bilmiyorum. Ama orada yazanlarla ilgili Sayın Özgür Özel'in de bir açıklama yapması gerekiyor. Ve oradaki konularla ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. Yani yerel özellik üzerinden, vatandaşlık tanımı üzerinden, ana dilde eğitim üzerinden bir takım beyanlarda bulunurken herkesin kimi, neyi, nasıl temsil ettiğini düşünerek görüş sarfetmesi lazım.

Bir siyasal eleştiridir benim yaptığım. Herkesle aynı fikirde olmak zorunda olmadığım gibi aynı şeyleri söylemek durumunda da değilim. Zaten herkes önümüzdeki dönemle ilgili kendi siyasi beklentilerine uygun bir yol haritası tanzimine uğraşıyor. Ama bizim milletin beklentilerine cevap vermek gibi ciddi bir sorumluluğumuz var. Herkesin de aynı ciddiyet içerisinde hareket edeceklerini diliyor ve umuyorum."

 

Kaynak: ANKA