(ANKARA) – Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bugün TÜİK’in enflasyon verileri, bir kez daha yargı kararlarının gereği yerine getirilmeden açıklandı. TÜİK frene bastı. Hükümetin enflasyon hedefini tutturmak için enflasyonu düşük gösteriyorlar” dedi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama sırasında “Gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama” pankartı taşınırken, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “TÜİK şaşırma, sabrımızı taşırma”, “İnadına sendika inadına DİSK” sloganları atıldı.
DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, TÜİK açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeklikten uzak olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
“Bugün yine TÜİK önündeyiz, özellikle son 3 yıldır TÜİK önüne çokça geliyoruz çünkü TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamı hepimizin bildiği gibi bu ülkede emeğiyle geçinen herkesin ücretini, maaşını, ayıklarını belirliyor. Türkiye’de bütün emek gelirleri, işçilerin ücretleri, memurların maaşları, emeklilerin aylıkları her şey TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verisine göre şekilleniyor ve TÜİK bu ülkenin 90 yılı aşkın bir geleneği olan cumhuriyet ile neredeyse yaşıt ve bütün bir toplum adına doğru verileri, doğru rakamları üretmekle yükümlü olan TÜİK, bu kadar büyük bir geleneğin üzerinde hizmet vermesi gereken TÜİK, maalesef özellikle enflasyon konusunda gerçekleri açıklamaktan giderek daha fazla uzaklaşıyor. Üstelik bunu DİSK olarak yürüttüğümüz yargı mücadelesi sonucunda kesinleşmiş mahkeme kararlarına da uymayarak yapıyorlar. O nedenle bugün bir kez daha gelirde adalet mücadelemizin bir parçası olarak TÜİK önündeyiz ve TÜİK önünden sesleniyoruz. Yargı kararlarını uygulayın gerçekleri açıklayın, ekmeğimizle oynamayın.
“TÜİK’in görevini doğru yapmaması milyonların ekmeği ile oynaması demektir”
On milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin geliri enflasyon karşısında hızla erirken bugün burada bir kez daha TÜİK önünde hukukun ve hakikatin peşindeyiz. Milyonlarca çalışanı ve emekliyi ilgilendiren enflasyon verileri bugün açıklanırken biz bir kez daha burada, TÜİK’e sesleniyoruz: Yargı kararlarını uygulayın ve enflasyon hesabının temelini oluşturan madde fiyat listesini açıklayın! Milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin ekmeğiyle oynamaktan vazgeçin. Bugün TÜİK’in enflasyon verileri, bir kez daha yargı kararlarının gereği yerine getirilmeden açıklandı. TÜİK frene bastı. Hükümetin enflasyon hedefini tutturmak için enflasyonu düşük gösteriyorlar. Aylık enflasyon 1,53, yıllık 35,4, 5 aylık enflasyon 15,09 olarak açıklandı. Oysa birkaç gün önce İTO aylık 2,83 yıllık 46,6 açıklamıştı. TÜİK’in bugün açıkladığı resmi enflasyon oranları sadece istatistiki bir veri değildir. Resmi enflasyon oranları işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin ücretlerini doğrudan etkilemektedir. TÜİK’in görevini doğru, şeffaf ve hukuka uygun biçimde yapmaması ve gerçek enflasyondan oldukça uzak veriler açıklaması, milyonların ekmeği ile oynamak anlamına gelmektedir.
“DİSK olarak üç yıldır TÜİK’in kamuoyundan sakladığı verilerin peşindeyiz”
İşte bu nedenle biz geçtiğimiz hafta Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde idik. Davanın davasının davası için bir aradaydık. Bir kamu kurumunun mahkeme kararlarına uyması için mahkemedeydik. Bilindiği gibi TÜİK Haziran 2022’de enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan 'madde fiyat listesini' açıklamaktan vazgeçmişti. Madde fiyat listesi enflasyon hesabında dikkate alınan mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarını gösteren bir listeydi. Bu liste yoluyla TÜİK’in ortalama enflasyon hesabını kısmen denetlemek mümkündü. Hangi mal ve hizmetin ortalama fiyatının ne olduğunu görmek mümkündü. Ancak TÜİK bu veriyi tam da yüksek enflasyonlu bir döneme girdiğimizde karartarak enflasyon hesabını denetlemeyi olanaksız bıraktı. O günden bugüne TÜİK’in enflasyonu belirlerken hangi malı kaç liradan hesapladığını bilmiyoruz. Çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığımız gerçek enflasyonla TÜİK enflasyonu arasındaki farkın nerelerden kaynaklandığını göremiyoruz. DİSK olarak üç yıldır TÜİK’in kamuoyundan sakladığı verilerin peşindeyiz. TÜİK’e dava açtık ve davayı kazandık. Mahkeme TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamasına karar verdi. Ancak iki yıldan uzun bir süredir TÜİK yönetimi yargı kararlarını uygulamıyor. İdare mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşmiş yargı kararını uygulamayan ve suç işlemekte ısrar eden TÜİK yönetiminin yargı kararına uyması için tekrar dava açmak zorunda kaldık. Bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz.
“TÜİK’in yayımladığı enflasyon verilerine kimse güvenmiyor”
TÜİK’in yayımladığı enflasyon verilerine kimse güvenmiyor. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes gerçek enflasyonun resmi enflasyondan çok daha yüksek olduğunu yaşayarak görüyor. Ülkeyi yönetenler ise sorunları çözmekle değil örtbas etmek ile meşgul olmaya devam ediyor. Yılın ilk dört ayında işçiler, emekçiler, emekliler resmi enflasyon karşısında 177 milyar lira gelir kaybına uğradı. Kimsenin güvenmediği resmi enflasyona göre bile oldukça ağır olan bu gelir kaybını telafi etmesi gerekenler, bu gelir kaybını telafi edecek ücret artışlarını sağlaması gerekenler ise işi gücü bırakmış resmi enflasyonu düşük göstererek gelir kaybını görünmez kılmaya çalışıyor. TÜİK’in yargı kararlarına meydan okurken ve enflasyon verilerini gizlerken kimden güç aldığı ortadadır. TÜİK’in bu hukuksuzluğu ile siyasi iktidar ve işverenler kazanırken, milyonlarca işçi, emekçi ve emeklinin sofrasındaki ekmek, çocuğunun beslenme çantasındaki yemek küçülmektedir. Hukuk tanımaz TÜİK’ten de TÜİK’e suç işleme cesareti verenlerden de er ya da geç hesap sormak hepimizin boynunun borcudur. Ülkeyi yönetenlerin ve onların emrindeki memurların, beğenmediği mahkeme kararlarına ve yeri geldiğinde Anayasa’ya uymamayı alışkanlık haline getirdikleri bir sürecin içerisindeyiz. Hiçbir hakkımızın hukuki güvence altında olmadığı, idarecilerin hukuk tarafından denetlenemediği bir düzen bu ülkenin işçisini, emekçisini, gençlerini, kadınlarını, çocuklarımızı ve geleceğimizi tehdit etmektedir. Bu tehdide karşı hakkımızı, hukukumuzu korumak için mücadele vermek zorundayız. Bu mücadele ekmeğimiz için, geleceğimiz için ve memleketimiz için verdiğimiz bir mücadeledir.
“Emekli ikramiyeleri enflasyon karşısında harçlığa dönmüş durumda”
Bu mücadelenin bir parçası olarak yüksek enflasyon dönemlerinde asgari ücretin yılda dört kez güncellenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Asgari ücret 2025’in daha ilk dört ayında, TÜİK’in bugün mahkemeye konu olan resmi enflasyonu karşısında bile 3 bin lira eridi. Bu durum karşısında, Asgari Ücret Tespit Komisyonu acilen toplanmalı, asgari ücreti güncellemelidir. Önümüz bayram. Emeklilere ikramiye yatacak. Emekli ikramiyeleri enflasyon karşısında harçlığa dönmüş durumda. TÜİK'in baskılanmış enflasyon verileriyle bile artsaydı bayram ikramiyesi 4 bin TL değil 11 bin 460 TL olacaktı. İkramiyelerden öte, bu ülkede en düşük emekli aylığı değil insanca yaşamaya aç kalmamaya bile yetecek düzeyden çok uzak. Yıllarca çalışarak bu ülke için değer üretmiş yurttaşları, emekliliğinde insanca yaşatmasını güvence altına almak bu ülkeyi yönetenlerin yok saydıkları bir diğer görevleridir. Bunun için en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmeli ve tüm emekli aylıkları bu oranda güncellenmelidir. Üçüncü meselemiz de kamuda çalışan işçi arkadaşların yaşadıkları ağır gelir kaybının telafi edilmesidir. Hükümet yüzbinlerce işçinin toplu iş sözleşmesini geciktirerek işçilerin enflasyon karşısında ezilmesine yol açmaktadır. Fiyatlar her gün artıyor, enflasyonist bir ortamda TL her gün daha da değer kaybediyor, ancak kamu işçileri hâlâ 2024 yılı sonunda aldığı ücret ile yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Buradan bir kez daha hükümeti işçileri enflasyona ezdiren bu keyfi tulumdan vazgeçmeye ve kamu işçilerinin haklı taleplerini derhal karşılamaya çağıyoruz.
“Ekmeğimize, demokrasiye, ülkemize ve geleceğimize sahip çıkacağız”
Bizler biliyoruz ki, işçi sınıfının tüm mücadele deneyimleri göstermiştir ki, bu haklı taleplerimizi kazanabilmenin biricik yolu örgütlenmektir. İşçi sınıfının asgari ücrete, asgari yaşamaya mahkûmiyetine son vermenin biricik yolu sendikalı olmaktır, örgütlü olmaktır. DİSK olarak başlattığımız örgütlenme seferberliği doğrultusunda üye sayılarımız hızla artıyor, sendikalarımız barajları aşıyor. Anadolu’nun dört bir yanında bizlerle buluşan ve buluşmayı bekleyen tüm sınıf kardeşlerimizle önümüzdeki dönemde bir araya geleceğiz. Örgütlü bir işçi sınıfı birilerinin hoşuna gitmeyebilir. Örgütlü işçi sınıfı daha fazla ekmek, daha adil bir bölüşüm demektir. Ama aynı zamanda örgütlü işçi sınıfı, örgütlü bir toplum, demokratik bir Türkiye anlamına gelmektedir. İşçi sınıfının örgütlenmesi bu açından, demokrasiye ağır darbeler vurulan bir süreçte, memleket meselesidir. İşçi sınıfının örgütlenmesinin ve hak mücadelelerinin önüne çıkarılan her engel ise demokrasinin karşısında çıkan engeldir. Bugün TÜİK önünden bir kez daha ilan ediyoruz ki, ekmeğimize de sahip çıkacağız, demokrasiye de sahip çıkacağız, ülkemize ve geleceğimize de sahip çıkacağız."
“Toplu iş sözleşmesini işçilerin onayıyla sonuçlandıracak adımların atılmasını biz de bekliyoruz”
İzmir’deki grevin son durumunu da değerlendiren Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“İzmir’de 23 bin Genel-İş üyesi arkadaşımız toplu iş sözleşmesindeki uyuşmazlık nedeniyle grevde. Grevde sendikamızın esas olarak talebi eşit işe eşit ücret. Öncelikle grev bizim yasal, anayasal hakkımızdır. Eşit işe eşit ücret ise yine yasal, anayasal ve evrensel bir ilkedir, evrensel bir haktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bu anlamda aynı işi yapan işçi arkadaşlarımızın arasında uçuruma varan ücret farklılıkları var. Asıl mesele budur. Bu noktada tarafların, sendikamızın, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminin müzakere sürecini devam ettirerek grevi olumlu bir biçimde sonuçlandıracak, toplu iş sözleşmesini işçilerin onayıyla sonuçlandıracak adımların atılmasını biz de bekliyoruz. Hep birlikte bu müzakere sürecinin içinde olmaya ve sonuçlandırmaya çalışacağız."