Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Moskova’da görüştü. Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Lavrov, şöyle konuştu:
“Devlet Başkanımız Kremlin’de Sayın Fidan ile yaptığı görüşmede, Türkiye ile pozitif bir şekilde önemli projelerin hayata geçirilmesinin ve ikili iş birliğimizin geliştirilmesi noktasında olan iyi niyet ve kararlılık bir kez daha teyit edildi. Dışarıdan gelen tüm engellere rağmen ikili iş birliğimizi tarihi bir temeli var. 25 Mayıs tarihinde Rusya-Türkiye arasındaki anlaşmasının imzalanmasının 33’üncü yıl dönümünü kutladık. 3 Haziran’da Sovyet Rusyası ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 105’inci yıl dönümünü kutlayacağız.
Üst düzeyde varılan mutabakatların yerine getirilmesinde nasıl adım atacağımız konusunda önemli bir toplantı yaptık. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı devam ediyor. TürkAkım doğal gaz boru hattının güvenliğinin sağlanmasını ele aldık. 52 milyar doları aşan ticaret hacmimizin artışını kaydettik. Bizim ilişkilerimizi çeşitlendirip önemli diğer alanların açılması konusunda çaba göstereceğiz. Karma Ekonomik Komisyonu’nun 19’uncu toplantısını haziran ayı sonunda Moskova’da yapılacak. Onun hazırlıkları devam ediyor.
“Rus turistler Türkiye’yi tercih ediyor”
Rus turistler Türkiye’yi tercih ediyor ve tercih etmeye devam ediyor. Bir rekor kırıldı geçen sene. Rus turistlerin sayısı diğer ülkelerden gelen turist sayısını aştı. Bu konuda misafirperverliğiniz için minnettarız.
Uluslararası konularda bizim yaklaşımlarımızı teyit ettik. Özellikle Suriye konusunda yakın diyalog içerisinde olmaya hazırız. Suriye’nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve siyasi birliğinin gerçekleşmesi için pozisyonlarımız örtüşüyor. Suriye hükümetinin geçiş döneminde karşı karşıya oldukları meydan okumaları aşması konusunda yardım sağlanabilir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki konuların üzerinde yakın bir diyalog ve iş birliği içinde olabiliriz.
“Gazze’de olup bitenler kabul edilemez”
Filistin konusunda Rusya ve Türkiye pozisyonları örtüşüyor. Gazze’deki olup bitenlerin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Batı Şeria’daki durumun kabul edilebilir olduğunu düşünmüyoruz. Hem Rusya hem Türkiye olarak Filistin devletinin kurulmasından yanayız. Çok sayıda Filistinli öldü, öldürüldü, yaralandı ve bu sayı maalesef artıyor. Biz tüm imkanlarımızı kullanacağız. Özellikle bölge ülkeleriyle temas halinde olacağız. BM’de bu şiddetin durdurulması için elimizden geleni yapacağız. Daha önce varılan mutabakatların yerine getirilmesi, ateşkesin sağlanması için tekrar çaba göstereceğiz. Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Rusya olarak irtibat halinde olacağız.
Devlet Başkanı’nın kabulünde ifade edildiği gibi Ukrayna konusunda diyalog içerisinde olacağız. 16 Mayıs’ta İstanbul’da doğrudan Rusya ve Ukrayna arasındaki istişare yapılmıştır. Sayın Putin Sayın Trump ile telefon görüşmesi arasında böyle bir temas girişiminde bulunduk. Sayın Erdoğan ve Sayın Fidan tarafından desteklendi. Türkiye’nin de katkı yapmaya hazır olmasını takdir ediyoruz.
Müzakerelerin başarısı şuna bağlı. Eğer biz bu müzakerelerde ihtilafın temel sebeplerini imha edebileceksek faydalı olabilir. Biz Sayın Fidan ile çok faydalı müzakere yaptık. Faydalı olduğunu düşünüyoruz. Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğinin sağlanması konusunda temas halinde olacağız.
Batı’dan kışkırtmalarla Kiev makamları her türlü provokasyona geliyor. Türkiye ile diyaloğumuz devam edecek. Rusya-Türkiye ilişkilerinin geleceği parlaktır.”
“Türkiye-Rusya ilişkileri istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynamakta”
Fidan ise şunları kaydetti:
“Dün önemli görüşmelerimiz oldu. Sayın Putin tarafından kabul edildim. Kendilerine Cumhurbaşkanımızın en içten selamlarını ve değerli mesajlarını ilettim. İstanbul’daki görüşmelerde Rus heyetine başkanlık eden Devlet Başkanı Danışmanı Sayın Medinski ve diğer Rus yetkililerle bir araya geldik.
Değerli dostum Lavrov ile ikili ilişkilerimizin bütün alanlarını ve küresel ilişkileri, küresel sorunları detaylı olarak ele alma imkanımız oldu. Coğrafyamız çok hızlı bir şekilde değişiyor. Böyle bir dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler istikrar ve güvenliğin sağlanmasında her zamankinden daha önemli bir rol oynamakta. Gündemimizde yer alan konuları her seviyede doğrudan ve samimiyetle ele alabiliyoruz. Liderlerimiz arasında yıllara dayanan özenle ve samimiyetle inşa edilmiş sağlam bir ilişki var. Bu iletişim ilişkilerimizi sağlıklı ve sonuç odaklı yürütmemizi sağlıyor.
Rusya ile ticaret, yatırım, enerji ve turizm alanlarında son derece önemli bağlarımız bulunuyor. Buna ilişkin birtakım verileri Sayın Lavrov da paylaştı. Rusya’dan doğal gaz tedarikimizin sürdürülmesi ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin bir an önce faaliyete geçmesi için çaba sarf ediyoruz. İkili ilişkilerimizi jeopolitik sınamalardan etkilenmeyecek biçimde derinleştirmek arzusundayız.
“Müteakip görüşmelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettim”
Sayın Putin bizzat yetkilendirdiği bir heyeti İstanbul’a göndererek müzakerelerden nispeten pozitif sonuçlar elde edilmesini mümkün kılmıştır. Görüşmelerde mutabık kalınan takasın geçtiğimiz hafta sonu tamamlanmasından memnuniyet duyuyoruz. İlerleyen süreçte müzakerelerin süratli bir şekilde ateşkese ve ardından kalıcı bir barışa evrilmesini de umut ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın tüm taraflara ifade ettiği üzere Türkiye bu süreçte her türlü desteği vermeye her daim hazırdır. Buradaki temaslarımda müteakip görüşmelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu da ifade ettim. Buna ilaveten, Karadeniz’de seyrüsefer emniyetine verdiğimiz önemin de altını bir kez daha çizdim. Bu konuda da Rus dostlarımızla temasta kalmaya devam edeceğiz.
“Suriye yönetimi halkının ve uluslararası toplumun desteğini büyük ölçüde temin etti”
Son 5 aylık dönemde Suriye'de siyasi ve ekonomik istikrar ile güvenliğin tesisi bakımından önemli gelişmeler yaşandı. Suriye yönetimi yürütülen dezenformasyon kampanyalarına rağmen halkının ve uluslararası toplumun desteğini büyük ölçüde temin etmiş durumda. Suriye yönetiminin terörle ve organize suçlarla mücadele alanlarındaki kabiliyet ve imkanlarını da her geçen gün daha da geliştirdiğini görüyoruz. Tüm askeri grupların ulusal bir ordu ve merkezi bir komuta altında bir araya getirilmesi yönündeki çabaları da destekliyoruz.
Amerika ve Avrupa Birliği'nin (AB) yaptırımların kaldırılması yönünde aldığı kararlar da son derece önemlidir. Bu yaptırımların kaldırılmasını teminen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Bu çabaların sonuç vermesinden büyük memnuniyet duyuyoruz.
“Gazze’de devam eden soykırım bir an önce durmalı”
Türkiye ve Rusya olarak Suriye'nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması için çalışmaya devam edeceğiz. Eş zamanlı olarak Suriye halkının refah ve istikrara kavuşması için çaba harcamayı sürdüreceğiz. Sayın Lavrov ile Suriye meselesine ilave olarak yine bölgedeki en önemli şu anda kanayan yara Gazze meselesini, Filistin meselesini de ele alma imkanımız oldu. Orada devam eden soykırımın, insanlık dramının bir an önce durması gerekmekte. Aksi takdirde her zaman ifade ediyoruz, İsrail'i de içine alacak büyük bir kaosun, yayılmanın önüne kimsenin geçmesi mümkün değil. Bu kadar kan, gözyaşı ve acı neticesiz kalmaz. Bunun bir an önce durması gerekiyor. İnsanlık ve uluslararası toplum burada kaybettiği sınavı yeniden kazanmak için elinden gelen bütün çabayı göstermek zorundadır.
Hem Rusya’yı da Türkiye’yi de ilgilendiren ortak coğrafya olan Güney Kafkasya’daki barış sürecini de desteklediğimizi bir kez daha desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. Burada Azerbaycan liderliğinin fevkalade ferasetli adımlarla attığı bölgeyi normalleştirmeye yönelik adımları da yürekten destekliyoruz.”
“Müteakip görüşmelerin Türkiye’de yapılması konusundaki talebimizi ilettik”
Ortak açıklamanın ardından Fidan ve Lavrov gazetecilerin sorularını yanıtladı. Fidan, Putin tarafından kabulünde Ankara’dan hangi mesajları getirdiği ve Ankara’ya hangi mesajları götüreceği ile Rusya ve Ukrayna’nın mutabakat metni hazırlayıp hazırlamadığı soruları üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Rusya-Ukrayna arasında devam eden görüşmelerin bir neticeyle sonuçlanması önem kazanmakta. Birincisi İstanbul’da yapılan görüşmelerin üzerinden geçtik. Müteakip görüşmelerin de Türkiye’de yapılması konusundaki talebimizi kendilerine ilettik. Bu konuda her türlü katkıya hazır olduğumuzu kendilerine ilettik.
Şu anda esir takası birinci aşamada tamamlandı. İstanbul’da alınan kararlardan ikincisi olan karşılıklı şartların gönderilmesi konusunda da bana Rus tarafından Sayın Putin ve Sayın Lavrov’dan verilen bilgi şu anda bu şartların hazırlanmakta olduğu. Hazırlanır hazırlanmaz karşı tarafa iletileceği meselesi var. Sayın Putin ile yapılan görüşmelerde Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşasıyla ilgili süreçte karşılaşılan bazı aksaklıklar ve bunların giderilmesi yönünde görüşmelerimiz oldu. Rus tarafının bu konuda ne kadar hassas olduğunu Sayın Putin’in bu konuyu bütün detaylarıyla yakından takip ettiğini bir kez daha görme imkanımız oldu. Diğer taraftan Türkiye gaz ihtiyacının büyük bir bölümünü Rusya’dan temin etmekte. Bunun kesintisiz ve uygun bir şekilde devam etmesi önemli. BOTAŞ ile Gazprom arasında devam eden görüşmeler var. Bu konuda da Sayın Putin’in desteğini istirham ettik. Gündeme getirilen bazı diğer konular da var. Çok verimli bir görüşme oldu.”
“Biz sadece ve sadece askeri tesislere saldırdık”
Lavrov, Rusya’nın savaşmaya devam etmek isteyip istemediği, ABD’nin Rus müzakereci Medinski’nin değişmesiyle ilgili değerlendirmeleri ve ABD ile Rusya arasındaki olası bir esir takası sorulan Lavrov şöyle konuştu:
“Ukrayna bütün ateşkes dönemlerinde kasıtlı bir şekilde gerek enerji tesislerimize, sivil tesislere, Rusya’nın sivil halkına hedef alan saldırıları devam ediyordu. Maalesef kayıplarımız var, yaralılarımız var sivil halk arasında. ABD dahil olmak üzere Batı, görmezlikten geliyordu, bunu görmüyor. Batı elitleri Rusya’yı stratejik yenilgiye uğratmak istiyor. Görmek istemiyorlar ya da ilgili ekipler onlara haber bültenleri göndermiyorlar. ABD’deki mevcut iktidarı Biden hattına itmek istiyor, yani savaş hattına itmek istiyor. Bütün bu güçler gerçekten ne olduğunu çok iyi anlıyorlar aslında. Biz bu saldırılara cevap verdik. Suçlu cezayı almalıdır. Zelenski ve onun komutası neden bizden karşılık aldığını çok iyi anlıyorlar. Biz sadece ve sadece askeri tesislere ve askeri amaçlarla kullanılan tesisleri darbe vurduk, saldırı yaptık.
Biden dönemine kıyasla biz Amerikan tarafıyla iyi, normal bir diyalog içerisindeyiz. Eğer ABD tarafı bize bir mesaj göndermek istiyorsa bize direkt söyleyebilir. Dedikodu yapmaya gerek kalmamıştır. Sayın Medinski, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin tarafından tayin ediliyor, diğer ülkenin başkanı tarafından değil.
Sayın Putin ve Sayın Trump son telefon görüşmesinde esir takası konusunda bir mutabakata vardılar.”
“İstanbul’daki platformun ev sahipliği çok iyi”
Bakan Lavrov, Rusya ile Ukrayna arasında bir sonraki temasın nerede olabileceğine ilişkin soruya, “İstanbul’daki platformun ev sahipliği ve misafirperverliği çok iyi” ifadeleriyle yanıtladı.
“Elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz”
Türkiye’nin ev sahipliği yapmaya devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine Bakan Fidan, “Bu ev sahipliğine her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik. Bunun bir görev olduğuna inanıyoruz bölgemiz için, dünya barışı için bir görev. Cumhurbaşkanımız savaşın başından beri gerçekten uluslararası kamuoyunda çok güçlü bir barış çağrısı yapmakta. Çünkü aynı bölgede yaşıyoruz, aynı havzadayız. Bunun her iki tarafın da mutabık kalacağı şekilde çözülmesi arzumuzdur. Bu konuda elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Lider diplomasisi üzerinden Türk-Rus ilişkilerinde köklü adımları hızlı atabiliyoruz”
Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine Fidan şu değerlendirmeyi yaptı:
“Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin önemli bir köşe taşı liderlerimizin oluşturduğu güvene dayalı ilişki. Lider diplomasisi üzerinden Türk-Rus ilişkilerinde köklü adımları daha hızlı şekilde atabiliyoruz, önemli kararlar alınabiliyor. Hem Sayın Putin hem Sayın Erdoğan önemli küresel sınamalardan geçmiş mücadeleci iki lider. Bu iki liderin uzun yıllardır birbirlerini tanıyor oluşu, güvene dayalı ilişki geliştirmesi, her iki taraf da ihtilaf ettikleri noktaları mutabık kaldıkları noktaları fevkalade iyi bilmekteler. Son derece olgun bir şekilde ihtilafları parantez içerisine alıp mutabık kaldıkları noktalarda gündemleri iki ülkenin lehine ilerletebilmekteler.”