(TBMM) - DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, "Yangın öncesi önlemler almadan, yeterli ekipman, teknoloji ve personel de olmadan verilen süre taahhütleri asla anlam taşımaz. Yıllarca bize, ‘THK’nın uçakları hurda, çalışmaz, tamiri bile masraf olur’ dendi. O uçaklardan 8 tanesi satışa çıkartıldı, hem de 3 tanesi aktif çalışabilir durumdayken. Bunu bedelini ormanlar ödüyor. Bu doğrudan siyasi bir tercih. Yıllar içinde halkın vergileriyle alınmış bir kapasite bilinçli olarak devre dışı bırakılıyor" dedi.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesinde Türkiye'de yaşanan orman yangınlarına dikkat çekmek için TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Yangınların zararlarının doğal olduğu kadar siyasi sebeplerinin de olduğuna dikkat çeken Rızvanoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

"5 Haziran Dünya Çevre Günü yaklaşıyor ama ne yazık ki biz bu günü kutlamak yerine çevre için üzülmeye hazırlanıyoruz. Çünkü daha yaz tam anlamıyla gelmeden Türkiye’nin farklı yerlerinden orman yangınları haberlerini alıyoruz. İzmir’den, Aydın’dan, Antalya’dan haberler gelmeye başladı. Bu yaz da risk yüksek, tehdit de çok büyük. Türkiye çok acı tecrübeler yaşadı bu konuda. Bu tecrübelerden sonra 2025 yılına gerçekten hazırlıklı mıyız? Orman yangınları artık sadece bir doğa olayı değil. Bu bir iklim krizi meselesi, bu bir kamu yönetimi testi, bu aynı zamanda bir afet politikası sorunu.

Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre sadece 2024 yılında Türkiye’de 3 bin 797 orman yangını çıktı. Bu yangınlarda 27 bin hektar alan kül oldu. Bu da yaklaşık 39 bin futbol sahası büyüklüğünde bir kayıp demek. 2021’de çok büyük bir yangın yaşadık Türkiye’de ve o yıl 2 bin 793 yangın yaşanmıştı. 2024’te ise bu sayı binden fazla arttı. Sadece hatırladığımız en kötü yılı yaşamakla kalmadık onu bile geçtik. İktidarda felaketler karşı bir refleks yok. Bilim uyarıyor ama iktidar kulağının üstüne yatıyor.

"İzinler alanın ekolojik durumu ve yangın riski gözetilmeden veriliyor"

Bu yangınlar artık sadece yaz aylarındaki doğa olayları değil. Bu tablo iklim krizinin doğrudan bir sonucu. İklim krizi aynı zamanda çok ciddi bir hazırlık gerektiriyor. Meteoroloji 2025 için şimdiden uyarı veriyor. Yangın riski taşıyan günlerin sayısı artıyor, alevlerin yayılma hızı yükseliyor ve mücadele ve müdahalede gerekli zamanlamalar daralıyor. Ormanlarımız zaten yüksek yangın riski altındayken yangın öncesi alınmayan önlemler ve sürdürülen yanlış uygulamalar da bu riski her geçen dakika daha fazla artırıyor. Orman sayılan alanlarda verilen izinler her gün artıyor. Madencilikten turizme, enerji projelerinden yapılaşmaya kadar birçok faaliyette ormancılık alanlarında izin veriliyor. Üstelik bu izinler verilirken alanın ekolojik durumu ve yangın riski gözetilmeden veriliyor.

Orman Genel Müdürlüğü’nün 2025 performans programında hava aracı sayımız 23’e çıkacak diyorlar. Geçtiğimiz yıl fiilen aktif olan uçak ve helikopter sayısı 19’du. Bu yıl envantere sadece 4 tane yeni hava aracı eklenecek. 2024 yılında Türkiye’de 3 bin 797 orman yangını çıktı ve 27 bin hektar alan zarar gördü. Bu kadar büyük bir felaketin ardından envantere sadece 4 tane yeni hava aracı eklemek yeterli mi? Meselemiz sadece süreler değil. Yangın öncesi önlemler almadan, yeterli ekipman, teknoloji ve personel de olmadan verilen süre taahhütleri asla anlam taşımaz. Yıllarca bize, ‘THK’nın uçakları hurda, çalışmaz, tamiri bile masraf olur’ dendi. O uçaklardan 8 tanesi satışa çıkartıldı, hem de 3 tanesi aktif çalışabilir durumdayken. Bunu bedelini ormanlar ödüyor. Bu doğrudan siyasi bir tercih. Yıllar içinde halkın vergileriyle alınmış bir kapasite bilinçli olarak devre dışı bırakılıyor."

Kaynak: ANKA