Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açılış programında konuştu.

"İstanbul'u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, geçtiğimiz ay Bağcılar’da 400 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesini hizmete aldıklarını, böylece Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yatak kapasitesini 900'e çıkardıklarını söyledi.

"Hastanemizde 6'sı yoğun bakım olmak üzere toplam 705 yatak bulunuyor"

İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ilişkin bilgi veren Erdoğan, “Hastanemiz, toplam 102 bin 500 metrekare kapalı alana sahip. Hastanemizde 6'sı yoğun bakım olmak üzere toplam 705 yatak bulunuyor. Bu yatakların 657'si nitelikli yatak sınıfındadır. Hastanemizde 88 poliklinik odamız mevcut. 75'i uzman hekim olmak üzere toplam 160 hekimimiz ve 324 hemşiremiz hastanemizde görev yapıyor. Eğitim Araştırma Hastanesi olan sağlık tesisimizde 3'ü eğitim kliniği olmak üzere toplam 19 klinikte sağlık hizmeti sunulacak. Ayrıca 36 yataklı palyatif bakım ünitesi, engelli spor salonu, GETAT merkezi, robotik rehabilitasyon ünitesi bulunan bu hastanemizde vatandaşlarımız birçok alanda özellikli sağlık hizmeti alacak'' diye konuştu.

Açılışı takip edenlere "Aziz İstanbullular, sevgili kardeşlerim, hatırlarsanız 2002 yılında iktidar sorumluluğunu üstlenirken ülkemizi dört sütun üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik" diyerek seslenen ve bu sütunların eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda milletimize verdiğimiz sözleri tutmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz" dedi.

Türkiye’yi “hayal dahi edilemeyecek seviyelere” getirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanının AK Parti iktidarından önce en fazla şikayet edilen alanlardan biri olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gerek Sosyal Güvenlik Sistemi, gerek altyapı, gerek donanım noktasında sağlık sistemimiz adeta dökülüyordu. Sorunlar yumağı içinde kaybolmuş, sağlık hizmetinin her iki tarafını da bizar eden, bıktıran, bunaltan, karmaşık bir sistem vardı. Ne demek istediğimi yaşı özellikle 35-40'ın üzerinde olan vatandaşlarım gayet iyi bilir. Doktorunu bulmanın ayrı, ilacını temin etmenin ayrı dert olduğu o günleri iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizim. Bu mağduriyeti tıpkı benim gibi Türkiye'de hemen her vatandaşım gayet iyi bilir. Sağlam girenin bile hasta çıktığı o yapıyı reforme etmek, kimi yerlerde kökten değiştirmek için gerçekten çok mücadele ettik. Türkiye bugün bırakın hastanelerde sunulan hizmetleri, 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşına evde sağlık hizmeti verebilen bir ülke haline geldi. Hekim ve hemşire sayısından MR, tomografi, diyaliz gibi ultrasonografi gibi kritik araç gereçlere kadar her alanda çok büyük artışlara imza attık. Bakınız şurası da çok önemli. Eskiden bizim vatandaşlarımız yurt dışına sağlık hizmeti almaya gidiyordu. Şimdi ise yurt dışından, hatta dünyanın en zengin ülkelerinden milyonlarca kişi sağlık hizmeti almak için Türkiye'ye geliyor, Çam Sakura'ya geliyor"

"Türkiye en düşük maliyetli genel sağlık sigortasıyla da takdir topluyor"

Sağlıkta kurdukları sistemin dünyanın pekçok ülkesi tarafından örnek alındığını, özellikle belli alanlarda Türkiye’nin küresel bir destinasyona dönüştüğünü belirten Erdoğan, "Sağlık turizmi ülkemizin dünyada öne çıktığı alanlardan biri oldu. Hele hele burası. Zira fizik tedavi imkanlarının en üst seviyede olduğu bu merkez inanıyorum ki dünyanın birçok ülkesinden hastaların geldiği yer olacak. Türkiye sadece modern sağlık altyapısıyla değil, dünyanın en kapsamlı ve en düşük maliyetli genel sağlık sigortasıyla da takdir topluyor. İşsizinden öğrencisine kadar herkes bu sistemin kapsam alanı içine girdi. Sağlıkta daha burada sayamacağımız nice gelişmenin en büyük şahidi bizatihi milletimizin ta kendisidir" değerlendirmesini yaptı.

"Kamu olarak yıl sonuna toplam 10 bin 582 yatağı daha inşallah İstanbulluların istifadesine sunacağız"

İstanbul’un yatak kapasitesini 19 bin 715’ten aldıklarını, yüzde 56 artırarak 30 bin 726’ya yükselttiklerini, özel ve üniversite hastaneleri de dahil ettiğinde toplam yatak kapasitesinin 45 bin 481'e çıktığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kamu olarak yıl sonuna toplam 10 bin 582 yatağı daha inşallah İstanbulluların istifadesine sunacağız. Planlama aşamasında ise 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisimiz var. Bir diğer başarımız da birinci basamak sağlık hizmetlerinde. 2002'de İstanbul'da 217 sağlık ocağı bulunuyordu. Bu sağlık ocaklarında ise yalnızca 762 hekim çalışıyordu. Bugün İstanbul genelinde bin 147 aile sağlığı merkezimiz var. Buralarda çalışan aile hekimi sayımız ise 4 bin 264'e ulaştı. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudumuz ise son 22 yılda 4 bin 141'den 9 bin 506'ya çıktı. Kamuda çalışan hemşire sayısı ise aynı şekilde 7 bin 104'ten 25 bin 570'e ulaştı.

"Çevreci maskesi takan 5'inci kol elemanlarının karşı çıkmasına rağmen..."

Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgardan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğal gaza kadar her alanda ciddi yatırımlar yaptık. Bu alanda ülkemizin gerçek potansiyelini açığa çıkarmanın gayretindeyiz. Çevreci maskesi takan 5'inci kol elemanlarının karşı çıkmasına rağmen Akkuyu nükleer enerji santralini projemizle ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Karadeniz ve Gabar'daki keşiflerimiz sayesinde enerjide yeni bir dönemin kapılarını açtık."

"Doğalgaz keşfimizin ekonomik değeri ise 30 milyar dolardır"

Bugüne kadar Akdeniz’de 11, Karadeniz’de 38 sondaj yapıldığını, 7'inci nesil sondaj gemisi Abdülhamid Han ile Göktepe-3 kuyusunda 27 Mart'ta başlayan çalışmaların dün itibariyle tamamlandığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"2 bin 154 metre su derinliğinde açılan 49 günlük sondaj, log ve test operasyonları sonucunda 3500 metre derinlikte tamamlanan Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun sahada 75 milyar metreküplük yeni doğalgaz keşfi yaptık. Bu miktarla konutlarımızın ihtiyacını yaklaşık 3,5 yıl boyunca tek başına karşılayacağız. Doğalgaz keşfimizin ekonomik değeri ise 30 milyar dolardır. Sahanın geliştirilmesinde Sakarya Projesi için yaptığımız yatırımlarla yüzer üretim platformunu kullanacağız. Dolayısıyla sahanın ekonomik katkısı çok daha büyük olacak. Karadeniz'deki üretimin ilk fazının tamamlandığının müjdesini vermiştik. Günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 4 milyon hanenin ihtiyacını Karadeniz'den karşılıyoruz. 2026 yılında ikinci fazda üretimi 2 katına, 2028 yılında üçüncü fazda 4 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden, eleştirilere ve engellere aldırmadan yola devam edeceğiz. Yapılan her yatırım, inşa edilen her tesis, yapılan her keşif hamdolsun bizleri Türkiye Yüzyılı'na bir adım daha yaklaştırıyor."

Kaynak: ANKA