(İSTANBUL) - Marmara (Silivri) Cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay, CHP'nin Silivri'de düzenlediği mitinge gönderdiği mesajında terör örgütü PKK'nın fesih kararı almasına ilişkin, "Yurttaşlar; Silahsız siyaset için önemli adımların atıldığı günlerdeyiz. Şiddeti, silahı toplumsal yaşamımızdan söküp atmak önemlidir. Bu yoldaki her ileri adım kıymetlidir. Ancak 'barış'ın ilk gereği hukuktur. Barış ancak demokratik siyasetin alanı genişlerse kalıcı olabilir. Her gün hapishaneleri daha çok doldurarak, siyasi rakiplerini yalan yanlış iftiralarla tasfiye etmeye çalışmakla olmaz. Bir yandan demokrasiyi, hukuku yok edip yurttaşa baskı yaparken bir yandan da 'barış' dersen kimse inanmaz." dedi.

CHP, Silivri'de "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi düzenliyor. Tutuklu Can Atalay, mitinge bir mesaj gönderdi. Atalay'ın mesajını Türkiye İşçi Partisi PM üyesi Ilgaz Özer okudu.

Atalay'ın mesajında şu ifadeler yer alıyor:

"Silivri’den Silivri’ye ve tüm Türkiye’ye selamlar. Hapishaneden her gün daha da gürleşen sesinizi duyuyoruz. 19 Mart’ta başlayan direniş dalgası ülkenin her yanını kapladı. Daha da güçlenerek yükseliyor. Saraçhane’de hak, hukuk, adalet için omuz omuza veren yüzbinlerce, her yaştan, her siyasal görüşten yurttaşın direnci ve azmi bütün operasyonları boşa çıkartarak ilerliyor. 19 Mart Direnişçilerini sevgiyle selamlıyorum. Yolunuz açık, birliğiniz ve dayanışmanız daim olsun.

Yurttaşlar, Milli İrade öncelikle yurttaşın seçme hakkına saygıdır. İşine gelirse seçim sonuçlarına Milli İrade diyen; işine gelmezse tanımayan bir siyasal iktidar var. Bugün, 14 Mayıs 2025 yurttaşın oylarıyla seçip yolladığı bir milletvekilinin Anayasa’ya rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin tam üç kez, evet tam üç kez 'derhal tahliye edilmeli, Meclis görevi başlamalı' diyen kararlarına rağmen hapiste tutulmasının ikinci yılıdır. Bu nedenle 'Can Atalay Olayı' Türkiye’nin derin bir siyaset, hukuk krizi yaşadığının simgelerinden birisidir. Anayasa’yı, yasaları çiğnemek bunların olağan yönetme biçimi oldu.

Mahkemeler, Yargıtay, en son Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluğu eliyle Meclis haksızlıkların ve hukuksuzlukların aleti oldu. Günümüzde Anayasa’nın, yasaların dediği değil yurttaştan kopmuş, desteğini kaybetmiş bir Saray Rejim’nin dediği oluyor. İktidarlarını sürdürmek için her yolu deniyor, her kurumu ve kuralı çiğnemekten çekinmiyorlar. Rakip istemiyorlar, keyiflerince yönetmek istiyorlar. İstanbul Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun demir parmaklıklar ardına konulması işte bu nedenledir. Ama yağma yok! 19 Mart’ta başlayan, haktan hukuktan yana bütün yurttaşları buluşturan direniş 'Milli İrade'nin ne olduğunu gösterdi. Yurttaş derhal seçim, hemen seçim istiyor! Alanlardan, okullardan, her yerden sesler yükseliyor.

'Can Atalay Olayı' için Anayasa Mahkemesi’nin yolladığı ama Meclis Başkanı’nın aylardır sakladığı karar Meclis kürsüsünden okundu. Yaşadıkları şaşkınlığı hep birlikte izledik. Çünkü hukuksuz fiili durumlara sırtını dayayanlar hukuku savunanlar karşısında gerilemeye mahkumdur. Meclis’in düşürüldüğü utanç verici durumdan çoğunluk sorumludur. Ve Meclis’in bu utancına son vermek yükümlülüğü de onlardadır. Anayasa’yı çiğnemiş bir Meclis durumuna son vermeden, 'Can Atalay Olay'ını Anayasa’ya uygun çözmeden hiçbir inandırıcılıkları olmayacaktır.

Yurttaşlar; Silahsız siyaset için önemli adımların atıldığı günlerdeyiz. Şiddeti, silahı toplumsal yaşamımızdan söküp atmak önemlidir. Bu yoldaki her ileri adım kıymetlidir. Ancak 'barış'ın ilk gereği hukuktur. Barış ancak demokratik siyasetin alanı genişlerse kalıcı olabilir. Her gün hapishaneleri daha çok doldurarak, siyasi rakiplerini yalan yanlış iftiralarla tasfiye etmeye çalışmakla olmaz. Bir yandan demokrasiyi, hukuku yok edip yurttaşa baskı yaparken bir yandan da 'barış' dersen kimse inanmaz.

Yurttaşlar; Ülkemizin feraha çıkmasının yolu hemen seçim, derhal seçimdir. Bu otoriter, keyfi düzene son vermek: Anayasadaki ifadesi ile insan haklarına dayanan hukuk devletini, hukuku, Anayasa’ya bağlı kurallı işleyişi ivedilikle kurmaktır. Sizler 'Milli İrade'ye sahip çıkmak için alanlardasınız. Siyasette son sözü yurttaş söyler, sizler söyleyeceksiniz. 'Barış'ı hep birlikte, omuz omuza gerçekleştireceğiz. Hep birlikte, omuz omuza Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırıp özgür bir ülke yaratacağız. Hep birlikte, omuz omuza ülkemizi eşit ve özgür yapacağız.

Yurttaşlar; Son olarak sizlerle birlikte selamlarımızı yollayalım. Silivri Cezaevi’ndeki tüm komşularımı selamlıyorum. Hepsini görüyorum: Başları dik, alınları açıktır. İstanbul Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nu selamlıyorum. Onunla birlikte haksız olarak hapiste tutulan seçilmiş belediye başkanlarını ve çalışma arkadaşlarını selamlıyorum. Tayfun Kahraman arkadaşımı, Bakırköy’deki tüm mahpuslar adına Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i, hapishane komşum meslektaşlarım Av. Selçuk Kozağaçlı ve Av. Fırat Epözdemir’i, Selahattin Demirtaş’ı, Selçuk Mızraklı’yı, Diyarbakır’dan Sincan’a, Edirne’ye, tüm siyasi tutsakları selamlıyorum. Yurttaşın özgürlük mücadelesi her yeri, hepimizi özgürleştirecek. Sizlere inanıyoruz, güveniyoruz. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız! Selam Olsun Dünyanın ve Türkiye’nin Aydınlık Geleceğine!"

Kaynak: ANKA