(İSTANBUL) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Bu ülkeyi yöneten tek adama sesleniyorum: Bu ülkenin sahibi değilsin. Bu ülkenin sahibi gibi davranmana izin vermeyeceğiz. Buna rektör atamalarında da, üniversite öğrencilerine zulmet ettiğinde de izin vermeyeceğiz. Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere Cumhuriyet Halk Partili ya da kamuda bürokrat olan herkese yaptığın bu zulümlerin hesabını bu iktidar partisi veriyor olacak. Cumhuriyet Halk Partisi buna hazır. Burada gördüğünüz gibi seçmenler de buna hazır. O yüzden sandığı önümüzde, cumhurbaşkanı adayımızı da yanımızda istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP'nin İstanbul Pendik'teki "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi öncesinde ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Özçağdaş, İstanbul'un ve Türkiye'nin her yerinin demokrasi meydanı olduğunu kaydederek, Sosyalist Enternasyonel Toplantısı'nın İstanbul'da olduğunu hatırlattı. Özçağdaş, şöyle devam etti:

"İtirazımızı, demokrasi talebimizi tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, bugün dünyanın otokratlarının güçlendiği bir dönemde, gerek Türkiye’de gerek Avrupa’da gerekse küresel düzeyde demokrasi talebini, insan hakları talebini, yasalara uygun davranma talebini, hukukun üstünlüğü talebini dile getirmeye devam ediyor. Genel Başkanımız Özgür Özel, biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Sosyalist Enternasyonal’in Başkan Yardımcısı olmuştu Pedro Sanchez ile birlikte. Bugün de Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke, Kadın Sosyalist Enternasyonel’in Genel Başkan Yardımcılığına seçildi.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yalnızca Türkiye’de değil Avrupa’da ve küresel çapta da insan hakları savunuculuğu gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de yapılan yargı darbesi bunun bir parçası. Filistin’in yaşadıklarına ses çıkaramayanlar, Trump’a söz söyleyemeyenler bütün iktidarlarını Türkiye’de uygulamaya çalışıyorlar. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin haklı itirazlarını zorbalıkla bastırmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin dört bir  yanında, Trakya Üniversitesi’nde, başka üniversitelerde öğrencilerinin anayasal haklarını baskıyla, zorbalıkla susturmaya çalışıyorlar. Öğretmenlere aynısını yapıyorlar. Ancak şunu bilmeleri gerekiyor; Türkiye’deki hiçbir toplum kesimine, gençleri, kadınları, çocukları, yaşlıları, hiç kimseyi zorbalıkla teslim alamayacaklar.

Cumhuriyet Halk Partisi bu insan hakları ve demokrasi talebinin sözcüsü olmaya, hizmetkarı olmaya devam edecek. Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Yarın Meclis'te Cumhurbaşkanlığı tarafından kararname olarak çıkarılmış, Anayasa'ya aykırı olduğu için ama Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmiş hükümler görüşülmeye başlanacak. Örneğin benim alanımda, yarın yine 'rektör atamalarını cumhurbaşkanı yapar' diye bir madde getirdiler. Avrupa’nın hiçbir ülkesinde böyle bir şey yok.

Buradan bu ülkeyi yöneten tek adama sesleniyorum: Bu ülkenin sahibi değilsin. Bu ülkenin sahibi gibi davranmana izin vermeyeceğiz. Buna rektör atamalarında da, üniversite öğrencilerine zulmettiğinde de izin vermeyeceğiz. Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere Cumhuriyet Halk Partili ya da kamuda bürokrat olan herkese yaptığın bu zulümlerin hesabını bu iktidar partisi veriyor olacak. Cumhuriyet Halk Partisi buna hazır. Burada gördüğünüz gibi seçmenler de buna hazır. O yüzden sandığı önümüzde, cumhurbaşkanı adayımızı da yanımızda istiyoruz." 

İstanbul'da 19 Mart'tan Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından gerçekleştirilen opreasyonlara ilişkin de konuşan Özçağdaş, şu değerlendirmede bulundu: 

"Çünkü iktidar bu operasyona başladığında, ‘Kişi kendinden bilir işi’ mantığıyla nerelerde yolsuzluk yapılabileceğine yönelik bir tahminle, buraya atadıkları siyasi bir kişilik olan, Cumhuriyet Başsavcısı ünvanını verdikleri, ki Cumhuriyet Başsavcıları bir siyasi pozisyona geldikten sonra tekrar görev alamazlar, burada bir operasyon başlatıldı. Operasyon boş çıktı. Ne heybede bir turp çıktı, ne bir yanlış çıktı. Çünkü Ekrem İmamoğlu ve yönetimi 6 yıldır her gün Sayıştay tarafından denetleniyor. Dolayısıyla bomboş çıktı. Şimdi yapılmak istenen; itirafçılar bulmaya çalışıyorlar, iftiracılar bulmaya çalışıyorlar, insanları tehdit ediyorlar. Üçüncü dalga böyle geldi. Üç değil, yirmi üç tane dalgada yapsalar Ekrem İmamoğlu döneminde yapılan işlerle ilgili ancak alkışlayacak bir iş bulabilirler. Bunu görüyor olacaklar. Bu iktidar şunu anlasın; Ekrem İmamoğlu döneminden ve Cumhuriyet Halk partili belediyelerden çıkarabilecekleri tek şey daha iyi siyaset yapmak için ders olabilir. Bizimle bu şekilde rekabet de edemezler. Buradan da bir suç bulamazlar."

 

Kaynak: ANKA