(İZMİR) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “İktidar bugün Silivri’yi ve diğer hapishaneleri muhaliflerin hapsedildiği toplama kamplarına dönüştürmüştür. Hitler’in Stadelheim Hapishanesi, Esad’ın Sednaya’sı neyse Erdoğan’ın da Silivri’si odur, muhalifler için birer toplama kampıdır. O hapishaneleri rakiplerin atıldığı bir kuyu olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuflar gibi çıkacağız. İktidarını hapishane duvarlarıyla ayakta tutmak isteyenler bilsin ki biz o duvarları demir dağı nasıl erittiysek öyle eritip çıkacağız. Milletin iradesini parmaklıklar ardına hapsetmek isteyenler bilsin ki biz milletin iradesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanı nasıl savunduysa öyle savunacağız” dedi.

Özel, partisinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla İzmir Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde konuştu.

"Bugün 19 Mayıs, bir başka tekerrürle 19 Mart darbesinin de 60’ıncı günü" diyen Özel, iktidarın 19 Mart’ta millete rağmen bir işe kalkıştığını, o günden bugüne İstanbul’da, Anadolu’da meydanlarda olduklarını ifade etti.

Özgür Özel, şunları söyledi:

"19 Mart Erdoğan’ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır. Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını dört kez yenen, ‘Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim, biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz’ diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır" dedi.

"Demokrasiyi istediği yerde inilecek, istediği yerde binilecek bir tramvay olarak görenlerin yenilgiyi ilk kez tattıklarında o tramvaydan apar topar inmeyi tercih ettiklerini" belirten Özel, darbelerin ya askeri ya da sivil olduklarını ifade etti.

Özgür Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İkisinin de bir darbe planı, elbette başında bir cuntası ve elbette bir karargahı var. Türkiye’de yaşanan 19 Mart darbesinin karargahı saraydır, Beştepe’dir. Silahı yargıdır. Bu silahın mühimmatı, bu silahın kurşunu yalandır, iftiradır. Darbeciler bu kez kamuflajla değil, cübbeyle gelmiştir. Çünkü Erdoğan, İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur. Ekrem Başkanımız aday olacağını açıkladıktan sonra, önce 18 Mart’ta bir iftar vaktinde 31 yıllık diplomasını iptal ettiler. Yetmedi, takip eden sahur vaktinde yüzlerce polisle evini bastılar ama 60 gün geçti hala hiçbir iddialarını ispat edemediler. Adı olmayan, yüzü olmayan gizli tanıkların arkasına saklandılar ve öyle bir noktaya geldik ki ne yalanlar ne iftira attılar. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarındaki gibi bu millete yine bir kumpas kurdular. Bu Erdoğan zaman zaman grup toplantılarında, zaman zaman bazı mitinglerde kurmaca videolarla milleti kandırmaya çalışıyor ya biz onun gibi yapmayalım. Biz size, millete, İzmir’den onu ve yalanlarını izletelim. Bir görün bakalım geçmişte ne demiş ne olmuş? Biz izleyin bakalım bu Erdoğan’a inanılacak bir taraf var mıymış yok muymuş?"

"TRT bu meydandan vergiyi toplar, saraya hizmet eder"

Mitingte Özel'in konuşmasının arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarının yer aldığı video izletildi. Videonun izletilmesinin ardından Özel konuşmasına şöyle devam etti:

"19 Mayıs 2025, 19 Mart darbesinden 60 gün sonra Tayyip Erdoğan'a, 'Bir aya kalmaz ortaya belgeler dökülünce birbirlerinin, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar' diyen Erdoğan’a Gündoğdu Meydanı’ndan sesleniyorum. Burada iki milyonun üzerinde İzmirlinin gözünün içine baka baka söylüyorum, Ekrem Başkan ve arkadaşlarımız suçsuzdur. Hiçbir iftiranı kanıtlayamadın, hepsi yalan, hepsi iftira. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun, iftira atıyorsun. Ey Erdoğan, 'ahtapot' diyorsun, 'suç örgütü' diyorsun, kul hakkına girmekten çekinmiyorsun. O zaman sana İzmir’den, bu meydandan meydan okuyoruz, gel bu yargılamayı TRT’den canlı yayınlayalım. Kim masum, kim iftiracı bu aziz millet görsün. TRT bu meydanı görmez. TRT bu meydandan vergiyi toplar, saraya hizmet eder. Ama buradan TRT’nin değerli çalışanını, kameramanını, muhabirini, yönetmenini, emekçisini selamlıyorum. Ama bu TRT’yi Erdoğan’a kul eden yöneticilere söylüyorum, gün gelecek devran dönecek bunu yapanlar bu millete hesap verecek.

"Hitler’in Stadelheim Hapishanesi, Esad’ın Sedneyası neyse Erdoğan’ın da Silivri’si odur"

Erdoğan bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Dosya bomboş, kanıt yok. Oysa biz birbirimizi biliyoruz, birbirimize güveniyoruz. Bak Erdoğan, bu meydanda milyonlar kefalet koyuyor. Oysa güvenebileceğin bırak iki milyon kişi, güvenebileceğin iki kişi kalmadığını, herkesin senden sonrasını konuştuğunu, AK Parti’de artık hesapların başka türlü yapıldığını, iktidarın dümeninin başkalarına kaptırıldığını biliyoruz. Buradan sana sesleniyorum, darbeden dön, demokrasiye dön, çok güveniyorsan yargılamaları TRT’den yap. Doğruları gör ve artık köşene çekil. İktidar değişiyor, artık kumpasçılar, onlara sahip çıkanlar gidiyor. Vatanın çalışkan, dürüst, namuslu evlatları iktidara doğru yürüyor. Bugün Ergenekon, Balyoz kumpasları gibi kumpas davalar var. Yargı maalesef yine talimatlıdır, kararlar yine siparişlidir, kanıtlar yine gizlidir, yöntem yine kirlidir, dosyalar yine boştur, iftiralar yine zehirlidir. İktidar bugün Silivri’yi ve diğer hapishaneleri muhaliflerin hapsedildiği toplama kamplarına dönüştürmüştür. Hitler’in Stadelheim Hapishanesi, Esad’ın Sedneyası neyse Erdoğan’ın da Silivri’si odur, muhalifler için birer toplama kampıdır. o hapishaneleri rakiplerin atıldığı bir kuyu olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuflar gibi çıkacağız. İktidarını hapishane duvarlarıyla ayakta tutmak isteyenler bilsin ki biz o duvarları demir dağı nasıl erittiysek öyle eritip çıkacağız. Milletin iradesini parmaklıklar ardına hapsetmek isteyenler bilsin ki biz milletin iradesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanı nasıl savunduysa öyle savunacağız.

"86 milyonun cebinden 27’şer bin lirayı çaldılar"

İktidara giden yol, halkın rızasını almadan geçmezse kimse dönüp milletin haline bakmaz. Kimse milleti görmez. Bakın 19 Mart darbesiyle bu milletin ekonomisine neler yaptılar? Sadece sattıkları rezerv şimdiye kadar 60 milyar dolar oldu. 2,3 trilyon lira. 86 milyona bölüştürünce kişi başına 27’şer bin lira. Dün akşam yenidoğan, bu akşam kundaktaki bebeğin de, ölüm döşeğindeki hastanın da cebinden 86 milyonun cebinden 27’şer bin lirayı çaldılar. O parayla bugün 14 bin 500 lira verdikleri bütün emeklilerimize 30’ar bin lira verebilir, en düşük emekli maaşını 30 bin lira yapabilir ve bunu 10 yıl süreyle bu parayla başarabilirdik. Biz Ege’nin evlatlarıyız. Ege’nin, İç Anadolu’nun, Doğu’nun çiftçisinin bankalarına borçları var. Faiz batağındalar. Bu parayla bütün çiftçilerin bütün bankalara, kooperatiflere olan borçlarını bir seferde kapatırdık. Paranın yarısı yine kalırdı. Her bir çiftçiye üstüne 560 bin lira para ödeyebilir, destek verebilirdik. Atanmayan öğretmenler var. Erdoğan, rahmetli Ecevit’e 64 bin atanmamış öğretmenin hesabını sorardı ve ‘Madem atamayacaktın, niye okuttun? Madem atamayacaktın, niye mezun ettin?’ derdi. Şimdi o rakam 1 milyon 45 bin kişi. Ey Erdoğan, madem atamayacaktın, niye okuttun, niye mezun ettin? Ama Ekrem Başkan korkusuna yaktığı 60 milyarlık rezervle 1 milyon öğretmeni atar, 3 yıllık maaşlarını da peşin ödeyebilirdik. Yıl boyu sosyal yardıma muhtaç 4,6 milyon haneye ayda 40 bin lira destek verebilirdik. 12 milyon işsizimize 1 yıl boyunca 15’er bin lira işsizlik maaşı ödeyebilirdik. Şu anda 1,7 milyon öğrencimiz KYK kredisiyle, bursla geçinmeye çalışıyor. Sadece 3’er bin lira alıyorlar. Tüm öğrencilerimize 4 yıl boyunca her ay 30 bin lira verebilirdik. Ama bu parayı çiftçiye, emekliye, emekçiye, gençlere vermek yerine Ekrem İmamoğlu’nu hapse atmak için, ona darbe yapmak için kullandılar. Yazıklar olsun böyle düzene."

(Sürecek) 

Kaynak: ANKA