(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, "Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, sokaklarda yaşayan savunmasız canların açık bir tehlike olarak görüldüğü ve topluca yok edilebileceği anlayışını meşrulaştırmıştır. Bu kararla birlikte Türkiye, hayvanların yaşam hakkını tanımayan ülkeler sınıfına resmen geçmiştir." dedi.
CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Bu karar yalnızca hayvanlara değil, bu ülkenin vicdanına yönelmiş bir saldırıdır”
"Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, sokaklarda yaşayan savunmasız canların açık bir tehlike olarak görüldüğü ve topluca yok edilebileceği anlayışını meşrulaştırmıştır. Bu kararla birlikte Türkiye, hayvanların yaşam hakkını tanımayan ülkeler sınıfına resmen geçmiştir.
Her gün açlıkla, susuzlukla, hastalıkla, çoğu zaman şiddete ve işkenceye maruz kalan sokak hayvanları için artık en büyük tehdit iktidar Partisi eliyle gelen katliam yasası olacaktır. Yıllardır kısırlaştırma politikalarını uygulamayan, hayvan üretim çiftliklerine göz yuman, sahiplendirme kampanyalarını önemsemeyen iktidar, tüm bu ihmallerin faturasını şimdi canlarla ödetmeye hazırlanıyor.
Bu bir güvenlik sorunu değildir. Bu, insani olmayan bir yönetim anlayışının geldiği en acı noktadır. Bugün başıboş diye hayvanlar hedefe konur, yarın başka bir zayıf halka bulunur. Sessizleri savunamayan bir toplum, özgürlüğü de adaleti de savunamaz. Bu karar yalnızca hayvanlara değil, bu ülkenin vicdanına yönelmiş bir saldırıdır.
Buradan açıkça ilan ediyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi, bu utanç düzenini kabul etmeyecek. Biz sokaklarda yalnızca beton değil, yaşam görmek istiyoruz. Biz şehirlerde güvenlik değil, adalet talep ediyoruz. Biz hayvanların değil, sistemin denetlenmesini istiyoruz.
Hayvanlar bizim ne düşmanımız ne yükümüzdür. Onlar, bu ülkenin sahipsiz canlılarıdır. Bu vahşeti durdurmak hepimizin boynunun borcudur. Tüm yurttaşlarımızı, vicdan sahibi her insanı bu karara itiraz etmeye, bu düzenlemenin karşısında durmaya çağırıyoruz. Ya hep birlikte bu katliam düzenini durduracağız, ya da gelecekte çocuklarımıza anlatacak tek bir şeyimiz kalmayacak: Biz sustuk, onlar öldü."
