Kamera: MEHMET ÇALPAR

(İSTANBUL) - CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, “İktidarın pek övündüğü Aile Yılı'nda aileler, hukuksuzlukların bizzat kendisiyle parçalanıyor. Belediye başkanlarımız, yol arkadaşlarımız cezaevlerinde çocuklarından, eşlerinden, ailelerinden ayrı. Anneler evlatlarından, evlatlar annelerinden koparılmış durumda. Biz bu tabloya bakarken yalnızca adaletin değil, vicdanın da kaybıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz” dedi.

CHP İstanbul İl Kadın Kollarınca, Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde “Eşit Hak, Eşit Yaşam ve Eşit Ses” çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen ve Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Ovalıoğlu birer konuşma yaptı.

Dursun, konuşmasında yılın 5 ayında 117 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayattan koparıldığını belirterek, şunları söyledi:

“Kadınlara yalnızca aileye bağlı bir yaşam öneriliyor. Kadınların yaşam güvencesi tüm mekanizmalar birer birer hedef alınırken Türkiye bir gece yarısı kararnamesiyle, bir tek adamın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çekildi. O gece kadınların yaşam hakkı bir imzayla yok sayıldı. Yetmedi, 6284 sayılı yasa hedef alınıyor ancak bu yasa, kimi çevrelerce ‘aileyi yıkan yasa’ olarak damgalanıyor. Şiddeti önlemek yerine kadınları koruyan yasalar tartışmaya açılıyor. Oysa biz çok netiz. Aileyi yıkan, kadınları koruyan yasalar değil; şiddetin, cezasızlığın, nefret ikliminin ta kendisidir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, 6284’ü ve kadınların mücadelesini hedefe koyan bu anlayış, kadınlara açıkça şunu söylüyor: ‘Yalnızsınız’ ama biz buradan hep birlikte cevap veriyoruz; hayır, yalnız değiliz, birlikteyiz, örgütlüyüz ve bir arada çok güçlüyüz.

“Eşitlik olmadan demokrasi kurulamaz”

Demokrasi olmadan eşitlik sağlanamaz. Eşitlik olmadan demokrasi kurulamaz. Bugün burada eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün sesi olacağız fakat bu ülkede sözünü ettiğimiz eşitliğin tam karşısında duran bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu ülkede seçilme hakkı kadar seçme hakkı da sistematik biçimde gasbediliyor. 19 Mart demokrasi darbesi girişimiyle Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu Silivri zindanında. Halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarımız, yol arkadaşlarımız hukuksuzca görevden alınıyor, tutsak ediliyor. Tutsak edilen kadınlar, çocuğunun doğum gününde tutuklanarak, gece yarıları koğuşları değiştirilerek, başka şehirlere gönderilip günlerce yerde yatırılarak sistematik bir kötülüğe maruz bırakılıyor.

“Belediye başkanlarımız, cezaevlerinde ailelerinden ayrı”

İktidarın pek övündüğü Aile Yılı'nda aileler, hukuksuzlukların bizzat kendisiyle parçalanıyor. Belediye başkanlarımız, yol arkadaşlarımız cezaevlerinde çocuklarından, eşlerinden, ailelerinden ayrı. Anneler evlatlarından, evlatlar annelerinden koparılmış durumda. Biz bu tabloya bakarken yalnızca adaletin değil, vicdanın da kaybıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Biz bu gayri hukuki, gayri siyasi ve gayri ahlaki tutuma razı değiliz. Hiçbir zaman razı olmayacağız. İşte bu yüzden eşitlik mücadelesini sadece bir hak mücadelesi değil, bu rejime karşı kurulan bir demokrasi hattı olarak görüyoruz. Kadınların haklarını, halkın iradesini, adaletin kendisini, cumhurbaşkanı adayımız, belediye başkanlarımız, yol arkadaşlarımız ve kadınlar için özgürlüğü savunmaktan bir adım geri durmayacağız.”

Esin Köymen: "Kazanılmış haklarımızı ileri taşımak hepimizin sorumluluğu"

Çalıştaya ev sahipliği yapan Esin Köymen de Maltepe’nin ilk kadın belediye başkanı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Türkiye’deki bin 405 belediyenin sadece 75’i kadın belediye başkanı. İstanbul’da seçilmiş sadece 3 kadın belediye başkanıyız. Dolayısıyla daha almamız gereken çok yol var ama bir taraftan da özellikle seçilmiş kadın belediye başkanlarının, bu erkek egemen zihniyete teslim olmadan görev yaptıkları alanlarda bir kadın gibi davranmalarının önemli olduğunu da ifade etmek isterim. Evet, tablo ağır. Bu tablo genel siyasette ve yerel yönetimlerde kadınların daha fazla yer alması gerektiğini açıkça gösteriyor. Cumhuriyet devrimleriyle kazanılmış haklarımızı korumak ve ileri taşımak hepimizin sorumluluğu.”

Ayşegül Ovalıoğlu: "Eşit ses, eşit yaşam, eşit hak için çalışmalıyız"

Ayşegül Ovalıoğlu da şunları kaydetti:

"Eşitlik varsa umut, adalet varsa gelecek var. Bugün burada eşitliğe dair doğru bir kavramsal dünya kurmak için bir aradayız. Her gün sıklıkla duyduğumuz eşitlik, adalet, umut gibi kavramlar ne yazık ki anlamını yavaş yavaş yitiriyor. Oysa bizim eşitliğin ve adaletin sesini daha da yükseltmeye ihtiyacımız var. Bu ses kadınların, kız çocuklarının, tüm toplumun özgürleşmesi için yükselen ortak bir sestir. Bu ses suskunluğa, dışlanmaya, görmezden gelinmeye karşı yükselen de bir dirençtir. Eğer bu sesin gür çıkmasını istiyorsak önce kavramlarımızı doğru kurmalı, ardından da her alanda bu kavramlara dayanan pratiklerin güçlenmesini de sağlamalıyız. Eşit ses, eşit yaşam, eşit hak için çalışmalıyız. Kadın belediye başkanı olarak tam da bu amaçla çalışmaya başladım. Görevimi, kadınların yaşamına dokunan, onları güçlendiren ve aynı zamanda umut veren bir sorumluluk alanı olarak görüyorum. Çünkü biliyorum ki biz kadınların varlığı, niceliksel bir temsilden ibaret değildir. Nitelikli bir dönüşüm yaratmaktadır."

Kaynak: ANKA