Haber: Nilgün Hande Öztürk
(ANKARA) - Suriye’deki radikal İslamcı Ceyş'ül İslam örgütünün eski sözcüsü olan ve bir değişim programı için geldiği Marsilya'da 2020'de gözaltına alınan Mecdi Nema, "evrensel yargı ilkesi" uyarınca Fransa'da yedi suçtan yargılandığı davada “savaş suçlarına iştirak etmek ve çocukları zorla silahlandırmak” suçlarından 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Nema’nın avukatları, suçlamalara ilişkin dönemde, "Nema’nın Türkiye’de öğrenim gördüğünü" öne sürdü. ANKA Haber Ajansı’na konuşan müşteki avukatı Marc Bailly ise "Nema’nın Türkiye'ye yerleştiğini ve eğitim gördüğünün tespit edildiğini ancak düzenli olarak Suriye'ye döndüğünü" kaydetti. Bailly, "Nema’nın Türkiye’de ‘Toran Center’ adlı bir düşünce kuruluşu kurduğu ve bu kuruluşun Ceyş’ül İslam’ın bir yan organı olarak faaliyet gösterdiği ortaya çıkmıştır. Bay Nema’nın Türkiye’de ikamet ediyor olması, Ceyş’ül İslam’la ilişkisini ortadan kaldırmaz” dedi.
Ceyş'ül İslam Örgütü'nün "İslam Allış" olarak da bilinen eski Sözcüsü Mecdi Nema'nın “işkence, keyfi hapis, reşit olmayanların askere alınması, adam kaçırma ve alıkoyma, aşağılayıcı muamele ve yargısız infazlar” gibi yedi suçtan Fransa'da evrensel yargı ilkesi uyarınca 29 Nisan'da başlayan yargılanma süreci 28 Mayıs'ta sona erdi. Fransız Ceza Mahkemesindeki 5 haftalık yargılama sonunda Nema, savaş suçlarına iştirak etmekten ve savaş suçu işlemek amacıyla kurulan gruba katılmaktan suçlu bulundu ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme Başkanı, kararı okurken, özellikle Nema’nın Ceyş'ül İslam örgütü içinde “sözcü, istihbarat görevlisi ve stratejik danışman olarak yürüttüğü faaliyetlerle" suçlara iştirak ettiğini bildirdi.
FIDH: “Bu karar, savaş suçlarının cezasızlığına karşı bir zafer”
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) kararı “savaş suçlarının cezasızlığına karşı bir zafer” olarak nitelendirdi. FIDH, Suriye Medya ve İfade Özgürlüğü Merkezi (SCM) ve İnsan Hakları Ligi (LDH) ile birlikte 26 Haziran 2019’da bulunduğu suç duyurusunun karara zemin hazırladığını belirtti. FIDH'nin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Bu, cezasızlığa karşı bir zafer ve dünyaya bir mesajdır. Uluslararası suçlardan sorumlu olanlar sonsuza kadar adaletten kaçamayacak. Paris Ceza Mahkemesi, Mecdi Nema’yı savaş suçuna ortaklık ve bu suçları işlemek amacıyla kurulan bir gruba katılmak suçlarından 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.”
Açıklamada, kararın büyük ölçüde mağdurların ve sivil toplum kuruluşlarının uzun süredir yürüttüğü adalet mücadelesinin sonucu olduğu vurgulandı.
Ayrıca Nema’nın kararı temyize taşıdığı bilgisi paylaşıldı.
Örgütün mağduru Suriyeliler kararla “rahatladıklarını” dile getirdi
Fransız basınında yer alan haberlere göre, duruşmalara çok sayıda Suriyeli mağdur da katıldı. Karar celsesini takip eden mağdurlar, hükmün açıklanmasının ardından “rahatladıklarını” ifade ettiler. Nema’ya açılan dava, Ceyş’ül İslam'ın işlediği savaş suçlarının ilk kez mahkeme kararıyla tanınması açısından da emsal oluşturdu. Savunma makamı, reşit olmayanların askere alınması dışında örgütün işlediği savaş suçlarını kabul etti.
Marc Bailly: “Mahkeme, bizim sunduğumuz gerekçeleri kabul ederek Nema’yı her iki suçtan da mahkum etti"
Davada, FIDH ve SCM adına konuşan avukat Marc Bailly, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, 26 Haziran 2019 tarihli suç duyurusuna dikkat çekerek, "Savcılık, Nema’nın savaş suçları işlemek amacıyla kurulan bir gruba katılmaktan mahkum edilmesini talep etti ancak çocukların zorla askere alınmasına yardım suçlamasından beraatini istedi. Mahkeme ise sunduğumuz gerekçeleri kabul ederek Nema’yı her iki suçtan da mahkum etti" bilgisini verdi.
Savunma tarafının, Paris Ceza Mahkemesinin davada yetkisiz olduğunu ileri sürdüğünü ve davanın Suriye’ye devredilmesini talep ettiğini belirten Bailly, savunmanın ayrıca delil yetersizliği ve Nema’nın örgütün faaliyetlerine dair sınırlı bilgisi olduğu yönünde savunma yaptığını ancak sunulan beyanlar, videolar ve soruşturma belgelerinin, sanığın 2013-2016 arasında Ceyş’ül İslam tarafından işlenen suçlara dair geniş bilgiye sahip olduğunu gösterdiğini aktardı.
“Ceyş’ül İslam, Suriye’ye şiddet yoluyla hakim olmayı hedefliyordu”
Bailly, “Ceyş’ül İslam’ın devrik Beşar Esad yönetimine karşı savaş iddiasıyla hareket ettiğini ancak aslında Suriye’ye şiddet yoluyla hakim olmayı hedefleyen” bir gündeme sahip olduğunu, sanığın sözcülük görevinin ise bu hedefi hem uluslararası kamuoyuna hem de grup içi propagandaya yönelik olarak desteklediğini, bu bağlamda, çocukların askere alınmasını kolaylaştırdığını anlattı.
Bailly, Ceyş’ül İslam’ın gerçekleştirdiği suçlar arasında, “sivillerin ve muhaliflerin kaçırılması, keyfi tutuklamalar, Aralık 2013’te insan hakları savunucusu Razan Zaitouneh ve üç arkadaşının kaybolması, hapishanelerde işkence ve Adra’da yaşanan katliamların bulunduğunu” söyledi.
“Nema’nın Türkiye’ye yerleştiği, eğitim gördüğü ve düzenli olarak Suriye’ye döndüğü tespit edildi”
Savunmanın, Nema’nın 2013’te kalıcı olarak Türkiye’ye taşındığına dair beyanına ilişkin Bailly, “Nema’nın Türkiye’ye yerleştiği ve orada eğitim aldığı tespit edildi. Ancak dava dosyasındaki bilgiler onun bu süreçte düzenli olarak Suriye’ye döndüğünü ve örgüt içinde aktif rol oynamaya devam ettiğini de ortaya koymaktadır” dedi.
Bailly, ayrıca, Nema’nın Türkiye’de “Toran Center” adında bir düşünce kuruluşu kurduğunu söyleyerek, “Bu kuruluşun, Ceyş’ül İslam’ın yan organı olarak faaliyet gösterdiği ortaya çıkmıştır” ifadesini kullandı. “Her halükarda, Bay Nema’nın Türkiye’de bulunuyor olması, örgütle bağını ortadan kaldırmaz” diyen Bailly, Nema’nın 2017'de Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde “Toran for Strategic Studies” adlı düşünce kuruluşunu kurduğunu da vurguladı.
Nema'nın karıştığı suçlar arasında, 2013-2016 arasında Şam’ın eteklerinde yer alan ve devrik Beşar Esad yönetimi tarafından kuşatma ve ağır bombardımana maruz bırakılan Doğu Guta’da işlenen eylemler de bulunuyor. Bu dönemde bölgede sivil halka yönelik pek çok suistimal yaşandı. Doğu Guta’nın siyasi ve askeri kontrolünü elinde tutan Ceyş’ül İslam, 2018’e kadar burada hakimiyetini sürdürdü.
Fransız La Provence gazetesine göre, Nema Doğu Guta’da iki ay kaldıktan sonra Mayıs 2013’te Türkiye’ye geçti. Duruşmada verdiği savunmada da aynı ifadeleri yineleyerek, Türkiye’ye geçtikten sonra örgütün sözcülüğünü üstlendiğini ve 2016'da grupla ilişkisini tamamen kestiğini iddia etti.
Nema’nın lisans eğitimini, 2015-2019 yılları arasında İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde tamamladığı; daha sonra, yüksek lisansını ise Karabük Üniversitesi’nde yaptığı bildirildi. Gazetenin haberinde, Aydın Üniversitesindeki mezuniyet töreninde çekilen cübbeli fotoğrafı da paylaşıldı.
Nema, 2020'de bir öğrenci değişim programı kapsamında Fransa’ya geldikten sonra Marsilya'da gözaltına alındı. Evrensel yargı yetkisi çerçevesinde tutuklanan Nema hakkında açılan dava, uluslararası suçlara dair cezasızlıkla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirildi.