(İSTANBUL)- CHP Milletvekilleri ile birlikte Boğaz Köprüsü’ne “Free İmamoğlu” pankartı asan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağtaş, "Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin başsavcıya ve onun gibi yasalara saygı duymayan tüm kamu görevlilerine cevabıdır" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Sosyalist Enternasyonal heyeti Boğaz Köprüsü’nün altından geçerken CHP İstanbul Milletvekilleri Suat Özçağdaş ve Ali Gökçek, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan ve Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, köprüye “Free İmamoğlu” (İmamoğlu‘na özgürlük) pankartı astı.

Pankartı asan vekiller slogan ve alkışlarla karşılandı. Eylemi gerçekleştien vekiller adına CHP Genel Başkan Yaardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, ANKA Haber Ajansı’na verdiği demeçte şunları kaydetti:

"Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin başsavcıya ve onun gibi yasalara saygı duymayan tüm kamu görevlilerine cevabıdır"

"Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin başsavcıya ve onun gibi yasalara saygı duymayan tüm kamu görevlilerine cevabıdır. Bugün Tekirdağ Milletvekilimiz İlhami Özcan Aygun, İstanbul Milletvekillerimiz Nimet Özdemir, Ali Gökçek  Şanlıurfa Milletvekilimiz Mahmut Tanal ve Edirne Milletvekilimiz Ahmet Baran Yazgan'la beraber köprüde Ekrem İmamoğlu'na özgürlük pankartını açtık. Buradan bizi izleyen halkımıza şunu hatırlatmak isteriz. Kanun önünde Ekrem İmamoğlu ve 86 milyon her yurttaşımız masumiyet karinesi çerçevesinde suçları Türk milleti adına hakimler karar verene kadar ispatlanana kadar masumdurlar. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu'na bir tutuklama tedbiri uygulanması da yanlıştır. Geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yapmış olan Recep Tayyip Erdoğan yargılandığı süreç boyunca tutuklanmamıştı. Ekrem İmamoğlu'nu tutuklayarak bir tür ön cezalama süreci başlatılıyor. Ve bu yetmezmiş gibi Ekrem İmamoğlu'nun adını, sesini, resmini kamuoyundan kaçırmak ve yarışmaktan korktukları cumhurbaşkanı adayımızı bir tür kayıp figür haline dönüştürmek istiyorlar. Bu Anayasa'nın çiğnenmesidir. Yasaların çiğnenmesidir.

"CHP'nin hiçbir üyesi asla bu kanun tanımazlığa boyun eğmeyecek"

Ekrem İmamoğlu suçlu değil. Ama suçlu ise suçluluğu mahkeme kararı olana kadar bu karar verilene kadar her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı gibi propagandasını yapabilir, resmini asabilir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak 15 buçuk milyon yurttaşımızın kendi oylarıyla, önerileriyle, imzalarıyla benim cumhurbaşkanı adayımsın dediği kişiyi kamuoyundan silmelerine, yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Burada gördüğünüz altı milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendisinin içinden gelmiş görevli milletvekilleridir. Bu bizim değil, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sözüdür. Cumhuriyet Halk Partisi’nin nüfusu beş bin kişilik ilçelerinden de beş yüz bin kişilik ilçelerinden de her ilçedeki üyesi de ildeki üyesi de milletvekili de belediye başkanı da asla bu kanun tanımazlığa boyun eğmeyecek.

"Türkiye'de hukuk yeniden tesis edilene kadar, Ekrem İmamoğlu yanımıza sandık önümüze gelene kadar bu kural tanımazlıkla mücadele edeceğiz"

Türkiye'de hukuk yeniden tesis edilene kadar, Ekrem İmamoğlu yanımıza sandık önümüze gelene kadar bu kural tanımazlıkla mücadele edeceğiz. Çünkü bütün Türkiye biliyor ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bir hukukçu değildir. Artık siyasi bir figürdür. Bunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Siyasi bir figür olduğunu söylemiştir. Ve hukuk dünyasında hakimler ve savcılar örneğin bir partiden milletvekili adayı olduklarında tekrar geriye dönerek görev alamazlar. Dolayısıyla artık tarafsızlığını yitirmiş bir karşı kişiyle karşı karşıyayız. Yaptığı bütün eylemlerden de aslında bunun sonuçlarını görüyoruz. Ve son olarak şunu da söyleyeyim: Bu kadar dalga olması, birinci dalga, ikinci dalga, üç, dört, beş isterse üç yüz beş dalga yapsın. Sadece bizim bürokratlarımıza onların sevdiği insanlara zarar verebilir. Belediye başkanlarımıza zarar verebilir. Ama o bomboş dosyasını doldurma şansına sahip olmayacak. Dolayısıyla yaptığı her hukuksuz eylemde Cumhuriyet Halk Partililer, milletvekilleri, tüm üyeleriyle onun karşısında eylemlerinin karşısında olmaya devam edecekler.

"Polis bizim polisimiz, savcı bizim savcımız. Hakim bizim hakimimiz. Onların arasına kaçmış olan iktidar aparatları var"

Biz köprünün üzerine geldiğimizde herhangi bir güvenlik görevlisiyle karşılaşmadık. Orada uzun sürede bulunduk. Pankartımızı da açtık. Ekrem İmamoğlu'na özgürlük yazıyordu. Çünkü bugün dünyanın 89 ülkesinden Sosyalist Enternasyonal'e üye olan, dünyanın sosyal demokratlarının, sosyalistlerinin ilericilerinin toplandığı bir uluslararası etkinlik var burada. Arkamda da görüyorsunuz dolayısıyla İngilizce tercih edilmesinin nedeni de o oldu. Buradan mesajımızı vermiş olduk. Herhangi bir kolluk gücüyle karşılaşmadık. Olsaydı da onlar bizim polislerimiz. Onlarla da sohbet ederdik, konuşurduk. Tıpkı Saraçhane'de yaptığımız gibi. Tıpkı diğer eylemlerde olduğu gibi. Buradaki milletvekillerimizin her birisi zaten örgüt kökenli ciddi mücadeleler vermiş olan insanlar. Polis bizim polisimiz, savcı bizim savcımız. Hakim bizim hakimimiz. Onların arasına kaçmış olan iktidar aparatları var. Onların her birini tek tek ayıklanana kadar anayasal düzen tekrar tesis edilene kadar bunlarla mücadelemiz sürecek. Onlar iktidarın aparatı olarak devam ettikleri sürece bizim de onlarla mücadelemiz sürecek. Yoksa büyük bir polis teşkilatımız var. Kahraman polislerimiz, hakimlerimiz, savcı var. Onlar bizim başımızın tacı. Hiçbir sorunumuz yok. Ama bu kanunsuz emirlerle de mücadele etmeye devam edeceğiz."

CHP'lilerin Boğaz Köprüsü'ne astığı İmamoğlu posteri, daha sonra Boğaziçi Köprüleri Koruma Şube Müdürlüğü tarafından kaldırıldı ve olayla ilgili adli işlem başlatıldı.

Kaynak: ANKA