Haber: Ahmet ÜN – Kamera: İsmet MİKAİLOĞULLARI
(DİYARBAKIR) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin, “Sadece söz yetmiyor, eylem görmek gerekiyor. Bu sürecin bizim tarafından kabul edilmemesi değil, sorgulanması yapılıyor şu anda” dedi.
Destici, önceki gün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren partisinin Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Tekbaran için taziyede bulunmak üzere Diyarbakır'a geldi.
Taziye ziyaretinin ardından BBP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Destici, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın güvenlik korucularına yönelik yaptığı “Korucuları işsiz bırakmayacağız inşallah. Elindeki silahı al, ver sopayı, köyde hayvan baksın. Daha onurlu bir görevdir" ifadelerine tepki gösteren Destici, şöyle konuştu:
"Bölgede terörle mücadele verirken askerimizin, polisimizin yanında kahraman güvenlik güçlerimizin de özellikle bölgenin insanı olarak, yerel insan olarak terörle mücadeleye büyük katkıları oldu. Onlara da ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Onlar her şartta ölümü göze alarak devletlerinin yanında durdular. Ülkenin bütünlüğünün, milletinin birliğinin yanında durdular. Dolayısıyla biz onlara medyunuşükranız. Onlara hiç kimsenin dil uzatmasına da müsaade etmeyiz ve herkesi de bu konuda bir kere daha uyarıyorum. Hem askerimize hem polisimize hem kahraman korucularımıza herkes saygı duymak ve devlet adına, ülke adına, millet adına da teşekkür etmekle yükümlüdür. Hele tekrar böyle huzurlu bir ortama döndüğümüz bir sürede tekrar insanların bölgede çeşitli kesimler arasında huzursuzluk çıkarmaya yönelik davranışlarını hiç doğru bulmuyoruz. Bir taraftan barış diyeceksiniz, bir taraftan kardeşlik diyeceksiniz ama öbür taraftan da belli kesimleri itham edeceksiniz. Bu sahtekarlıktır. Bu iki yüzlüktür. Bunu açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum."
‘Sınırlarımız içerisinde, terör örgütüne mensup neredeyse hiç terörist kalmadı’
Toplantıda bir gazetecinin terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının ardından başlayan yeni sürece ilişkin Diyarbakır’dan nasıl bir mesaj vereceksiniz?” sorusunu yanıtlayan Destici, teröre karşı 40 yıldır mücadele verildiğini, binlerce şehit olduğunu, on binlerce insanın kaybedildiğini söyledi. Memur, öğretmen, imam, sivil hepsinin acısını yüreklerinde taşıdıklarını ifade eden Destici, terörle mücadelenin dönem dönem savsaklandığını, dönem dönem ara verildiğini, bazı dönemlerde müzakere süreçleri yürütüldüğünü anlattı.
Parti olarak terörle müzakere edilemeyeceğini, terörün mücadeleyle yenilebileceğini her dönem ifade ettiklerini söyleyen Destici, "2015'ten sonra bu hendek süreçlerinden sonra devletimiz terörün tüm unsurlarına karşı topyekun bir mücadele verdi. Bu mücadelede de gerçekten büyük bir başarı yakalandı. Sınırlarımız içerisinde, terör örgütüne mensup neredeyse hiç terörist kalmadı. Teröristlerden ülkemiz temizlendi. Ama tabii biz terörü ikiye bölüyoruz; bir eli silahlı terörist gruplar, bir de bu tarafta siyasi bölücülük ya da etnik bölücülük yapanlar var” diye konuştu.
"Bu zafer, bu başarı çok önemli ve çok kıymetlidir"
Terör örgütü PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının Türkiye Cumhuriyeti için büyük zafer olduğunu ifade eden Destici, şunları kaydetti:
“PKK'nın kongresini toplayıp PKK'yı feshettiğini ve silahları bırakacağını açıklaması da işte devletin güvenlik güçleri marifetiyle yaptığı terörle mücadelede kazandığı başarı sonucu olmuştur. Yani terör örgütü silahı bırakmak zorunda kalmıştır ve diz çökmüştür. Dolayısıyla bu Türkiye Cumhuriyeti devleti için Türk milleti için; Türküyle, Kürdüyle, Türkmeniyle, her birimiz için büyük bir zaferdir. Bunu böyle görüyoruz. Tabii diğer taraftan kim terör olsun ister ki? Dolayısıyla karar bu yönüyle, yani gelinen bu nokta devletin terörle mücadelesinde ulaştığı bu zafer, bu başarı çok önemlidir ve çok kıymetlidir. Onun için terör örgütünün silah bırakıyorum açıklaması da kendini kendimi feshediyorum açıklaması da elbette bölge başta olmak üzere Türkiye'de geniş kesimlerde memnuniyet meydana getirmiştir. Fakat açıklama metnine baktığımızda burada bir samimiyetsizlik olduğunu da görüyoruz.”
"Türk milletine, Türk devletine hakarettir"
Terör örgütü PKK’nın 12’nci Kongre kararındaki Lozan Anlaşmasına yönelik ifadelere tepki gösteren Destici, “Yani kendimizi feshediyoruz, silahları teslim ediyoruz, nokta... Olsaydı belki kimsenin üzerine söyleyeceği bir söz de olamayabilirdi. Ama yapılan açıklamanın devamında Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapusunu aldığı Lozan'a, üniter yapısına, kurucu felsefesine itiraz, belli noktalarda hakaret ve büyük bir edepsizce, hadsizce, yani devletin ve Türk milletinin asimilasyon, imha ve soykırımla itham edilmesi... Yani bu Türk milletine, Türk devletine büyük bir hakarettir. Bunu kabul etmiyoruz. Ama bir yönüyle de yok saymak gerektiğini düşünüyoruz. Asıl olan silahların bırakılması ve terör örgütünün kendini feshetmesi. Burada ne kadar bir samimiyet var? Bu ne kadar uygulanacak? Çünkü geçmiş çözüm sürecinde de bunlar söylendi fakat sonra yapılmadı” diye konuştu.
“Demokratik bir zeminde elbette herkes siyaset yapabilir”
“Çünkü sadece söz yetmiyor, eylem görmek gerekiyor. Bu sürecin bizim tarafından kabul edilmemesi değil, sorgulanması yapılıyor şu anda. Ve bu bizim hakkımızdır. Her bu milletin, Türküyle, Kürdüyle Türkmeniyle her bir insanın hakkıdır. Sadece biz siyasetçilerin değil” diyen Destici, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“PKK tek başına bir terör örgütü değildir. Neticede bu Türkiye'de eylem yapan silahlı bir kanadıdır. KCK diye bir üst yapı vardır. Bu yapıya bağlı işte PYD vardır, YPG vardır, PJAK vardır. Bir sürü daha Irak'ın kuzeyinde belli yapılar, Türkiye içinde gençlik yapılanmaları, bir sürü var. Şimdi sadece zaten Türkiye'de bitmiş olan terör örgütünün 'Ben kendimi feshediyorum, silah bırakıyorum' demesi, 'Terör örgütü tamamen kendini feshediyor, tamamen silahı bırakıyor' olarak açıklamıyor. Dolayısıyla biz de bunu kabul etmiyoruz. Sen topyekün kendini feshedeceksin ve bütün uzantılarınla birlikte silahı bırakacaksın. Yani PYD de bırakacak, YPG de bırakacak, PJAK da bırakacak. Türkiye'de bir sürü daha başka yapılanmaları var. Irak'ta da var. Hepsi bırakacak. Hepsi kendini feshedecek ve demokratik bir zeminde elbette herkes siyaset yapabilir.”
"Bizim Kürtlerden bir rahatsızlığımız yoktur, Kürt bizim kardeşimizdir"
Sürecin tam bir barış, kardeşlik ve kucaklaşma süreci olabilmesi için PKK'nın tüm yapılarıyla silah bırakması gerektiğini aktaran Destici, “Bütün unsurlarıyla kendini feshetmesi ve bütün unsurlarının silah bırakması ve devlete, adalete teslim olmasıyla mümkündür. Bizim çok açık ve net düşüncemiz budur. Yoksa zaten Türkiye içinde bitmiş olan bir kolu bıraktı. Suriye'deki devam ediyor. O zaman bu harekatlar niye yapıldı? Fırat Kalkanı Harekatı niye yapıldı? Zeytin Dalı Harekatı niye yapıldı? Barış Pınarı Harekatları niye yapıldı? Bizim Kürtlerden bir rahatsızlığımız yoktur. Kürt bizim kardeşimizdir. Bence topyekun kendini feshedecek. Biz bunu gözlemliyoruz, takip ediyoruz. 'Ben yine bunu bir süreç olarak, bunu bir aldatmaca olarak zaman kazanmak için kullanıyorum. Benim süreye ihtiyacım var' diye bir taktikse, o zaman devletin demir yumruğu tepesine iner. Nasıl 2015'ten sonra inmişse bu sefer daha güçlü bir şekilde iner” diye konuştu.
"Bu başlatılan süreç daha sonra bir devlet politikası haline dönüşmüştür"
Devletin ve Cumhur İttifakı’nın iyi niyetle bir süreç başlattığını söyleyen Destici, terör örgütü PKK’ya karşı temkinli olduklarını aktardı.
Destici, “Benim Cumhur İttifakı ortaklarımızın niyetinden de abdestinden şüphem yok. Ama ben karşımızdakilere karşı hala tedbirliyim, temkinliyim ve tam anlamıyla güvenemiyorum. Neden? Çünkü geçmişte yaşananlar var. Çünkü hala ben işin içinde Amerika'nın, İsrail'in ya da başka güçlerin olmaya devam ettiğini görüyorum. Bunu nereden görüyorum? Burada 2013-14 süreçlerindeki gibi yeniden bir oyun oynamaya kalkarlarsa bu sefer daha güçlü kafalarına gürzü yerler yani bu kadar açık. Yani bu sefer tamamen ezilirler. Ondan da hiç kimsenin şüphesi olmasın” şeklinde konuştu.
