Haber: Özgür DEDEOLUK 

(AYDIN) - Aydın'ın Kuyucak ilçesinde Kocaer Enerji AŞ tarafından yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santrali ve Kaynak Arama Projesi'ne ilişkin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine halkın katılımını sağlamak üzere duyurulan toplantı, halkın tepkileri üzerine gerçekleştirilemedi. 

Aydın'ın Kuyucak ilçesi Kurtulsuş Mahallesi'nde kurulacak ve 7 köyü etkileyeceği bildirilen jeotermal enerji santrali projesine karşı vatandaşlar ses yükseltti. Daha önce hazırlanan projede verilen "ÇED gerekli değildir" kararı yöre halkının açtığı davalar sonucu durdurulmuştu.

Hazırlanan 32 kuyuluk yeni proje için ÇED süreci başlatıldı. Kuyucak Kurtuluş'ta pazar yerinde yapılacağı duyurulan toplantı halkın tepkisi sonucu gerçekleştirilemedi. Şirket görevlileri ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından gelen yetkililer jandarma eşliğinde pazar yerinden ayrılmak zorunda kaldı.

Davullarla, teneke kovalarla, pankartlarla pazar yerinde toplanan Kuyucak halkı, "Havana, suyumu, toprağıma, zeytinime, incirime dokunma" diye haykırdı. Halkın eylemine Aydın il merkezi ve ilçelerden gelen çevre örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.

"Yerleşim yerine 300 metre mesafede jeotermal olmaz"

Bölgede yaşayan vatandaşlar ise tepkilerini şöyle dile getirdi:

Adil Halaç: Hiçbir şekilde çevremizin, doğamızın kirletilmesini istemiyoruz. Biz burada doğduk, burada öleceğiz. Doğmamış çocuklarımızın hakkını kimseye vermey istemiyoruz. Bu mücadeleyi onlar için de veriyoruz.

Emine Eren: Çocuklarımızın geleceği için her tarafımızın yeşil olması için zor şartlarda bu ağaçları yetiştirdiğimiz için arazilerimizin satılmasını istemiyoruz. Herkes toprağına sahip çıksın.

Münevver Özmaya: Bu insanla da ne vicdan ne merhamet var. Karnımızı doyurduğumuz incirimizi, zeytinimizi birer birer yok edip bitirecekler. Bana göre bu insanların her biri katildir. Bir ağaç bir insan demektir. Havamıza, suyumuza, toprağımıza dokunmasınlar. Biz sağlıklı yaşam istiyoruz. 

"Bu bölge yüz binlerce ağacın yetiştirildiği, 15 bin insanın karnını doğurduğu bölge"

Süreci anlatan avukat Ferah Altuntaş şunları söyledi:

"2011 yılında Ortakçı Horsunlu arasındaki bölgede alınmış bir jeotermal arama ruhsatını devralarak Kocaer enerji tarafından burada bir arama faaliyeti başlatıldı. Bunun üzerine 'ÇED gerekli değildir' kararları alındı. Halk da bu kararı yargıya taşıdı. Aydın 1. İdare Mahkemesi kararı iptal etti. Sonrasında bu kararı temyiz ettiler. Danıştayda yürütmeyi durdurma kararları iptal edildi, henüz nihai karar verilmedi. 'ÇED gerekli değildir kararı' mahkeme tarafından iptal edilince aynı bölgeye toplam 32 kuyudan oluşan yeni bir projeye başladı. Bununla ilgili bugün ÇED toplantısı tertip edildi. Ancak gördüğünüz gibi Kurtuluş halkı, Gencelli, Gencellidere, Feslek Gelenbe ve Ortakçı halkı bu projeye karşı. Niye karşı? Bu bölge yüz binlerce ağacın yetiştirildiği, 15 bin insanın karnını doğurduğu bölge.

"Halk yasaların uygulanmasını istiyor, sürecin takipçisi olacağız"

İnsanların yeni istihdama ihtiyacı yok. Yerleşim yerleri birbirine yürüme mesafesinde. İnsanlar zeytin bahçeleri, yerleşim yerleri olan yerlere jeotermal tesis kurulmasını istemiyorlar. Bu anlamda yasaların uygulanmasını istiyorlar. Bölge halkının tek talebi yasal prosedürlere uygun hareket edilmesi. Bu jeotermal projesi yasal sınırlar gözetilmeden hazırlanmış durumda. Bununla ilgili yargı sürecinin takipcisi olacağız. Bu daha ilk aşama. Gördüğünüz gibi yeraltı sularını, açık havzaları zehirleyecek. Tarıma ciddi zarar verecek bir proje. Çok ciddi riskleri olan bir proje. Bu yüzden köylüler, çiftçiler bu projeyi istemiyorlar. Ziraat odaları bu konuda destekçi ve konunun takipçisi. Halk yasaların uygulanmasını istiyor. Sürecin sonuna kadar takipicisi olacağız.

"Biz yetiştirdiğimiz ağaçların yasal kalkanına uyulmasını istiyoruz"

ÇED sürecinde halk bilgilendirmesi toplantısı yaparak prosedürü aşmaya, ikinci aşamaya geçmeye çalışıyorlar. Ama halk zaten geçmişten buna ilişkin binlerce imzalı dilekçe verdi. İnsanlar tapularını, parsellerini gösterdiler. Açılmak istenen kuyuların zeytinliklere mesafesini gösteren dilekçeler verildi. Dolayısıyla yasal sınırlara rağmen ısrarla ÇED süreci devam ettirilmek istendiği için halk bilgilendirme toplantısını protesto etti. Buranın halkı atadan dededen çiftçidir. İncir ve zeytin üreticisidir. Bu bölgenin tarımdan gelen ekonomiye katkısı jeotermalle ölçülemez. İnsanlar bu mücadeleye bırakmaya niyetli değil. Çünkü bu bir yaşam, hak arama, ekmeğini yok ettirmeme mücadelesi. Yetiştirdiğimiz ağaçların siyaseti ve ideolojisi yok. Biz yetiştirdiğimiz ağaçların yasal kalkanına uyulmasını istiyoruz."

"Doğmamış torunlarımızın toprağına dokunmasınlar"

Kurtuldu halkından Sebahat Yelaldıoğlu da, "Davamıza sonuna kadar devam edeceğiz. Toplantıyı yaptırmadık. Gelmesinler, gitsinler. Memleketimizde jeotermal istemiyoruz. Pis hava solumak istemiyoruz. Pamukören'de jeotermal var. Oraya gittiğimizde gürültü ve sesten duramıyoruz. Burası incir ve zeytin memleketi. Toprağımıza dokunmasınlar. Doğmamış torunlarımızın toprağına dokunmasınlar" dedi.

Şerife Eren ise "Beldemizde, belde köylerimizde jeotermal istemiyoruz. Havamıza, toprağımıza sahip çıkıyoruz. Bizim geçim kaynağımız incir ve zeytin. Jeotermal buraya kurulursa incir ve zeytin ölür. Tertemiz havamıza suyumuza sahip çıkıyoruz. Burada ve çevre köylerde jeotermal istemiyoruz" şeklinde konuştu.

 

Kaynak: ANKA