Haber: Uğur İSTANBULLU

(ARTVİN)- Artvin’in Arhavi ilçesinde 9 köy ile Hopa’daki 1 köyü kapsayan madencilik faaliyetleri ihalesinin iptali istemiyle açılan ikinci davanın duruşması, Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma sonrası açıklama yapan Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim,"Evet, bugün 27 Mayıs Salı günü, bizim Arhavi’miz için çok önemli bir gündü. Arhavi’de madencilik yapılmasın diye hiçbir siyasi ayrım gözetmeksizin buradayız ve davaya müdahiliz. Arhavi’de madencilik yapılmaması gerektiğini savunmak için geldik." dedi.

Artvin Arhavi’deki 9 köy ve Hopa’daki 1 köyü kapsayan madencilik faaliyetlerinin ihalesi ve ihale ilanının iptali istemiyle açılan ikinci dava, Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde görüldü.  

Arhavi Belediyesi, Arhavi Muhtarlar Derneği, Arhavi İl Genel Meclis Üyesi Remzi Gedik ve Funda Özyurt Argun davacı olarak yer aldı. Duruşmaya, Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim, AK Parti Arhavi İl Genel Meclis Üyesi Remzi Gedik, AK Parti Arhavi İlçe Başkanı Maksut Çorbacı, Arhavi Belediyesi Avukatı Beren Hatinoğlu Tahmaz, Avukat Yüksel Çorbacıoğlu, CHP Artvin Milletvekili aday adayı ve davacı Funda Özyurt Argun, Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Arhavililer Vakfı Başkanı Kayhan Giritlioğlu, Arhavili muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.

Mahkeme, her iki dosyanın duruşmasının tamamlanmasının ardından kararını kısa süre içinde açıklayacağını duyurdu. Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim, duruşma sonrası yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

 "Madencilik değil, turizm istiyoruz"

"Evet, bugün 27 Mayıs Salı günü bizim Arhavi’miz için çok önemli bir gündü. Arhavi’de madencilik yapılmasın diye hiçbir siyasi ayrım yapılmadan buradayız. Belediye Başkanı olarak ben, 21. Dönem milletvekilimiz, il genel meclisi üyemiz ve tüm siyasi partilerimizin temsilcileri burada ve davaya müdahiliz. Biz, Arhavi’de madencilik yapılmaması gerektiğini savunmak için geldik. Güzel ve yaşanabilir Arhavi’miz bu haliyle kalsın istiyoruz. Heyelanlı sahalarımızın ve bozuk jeolojik yapılarımızın olduğunu mahkeme heyetine anlattık. Onların da bizi anlayacağına inanıyorum.

Biz, memleketimizde turizmin çok önemli olduğuna inanıyoruz ve doğal güzelliklerimizin bozulmamasını istiyoruz. Arhavi’de 21 bin kişi yaşıyor ve Arhavililer olarak madencilik faaliyetlerine karşıyız. Bu mücadelede başarılı olacağımıza inanıyoruz.”

 "Burası bir biyorezerv alanı, maden değil bilim olmalı"

Davacı Funda Özyurt Argun ise şu ifadeleri kullandı:

"Bugün burada, Arhavi’mizde 1930 hektarlık alanın maden sahası olarak ihaleye açılmasına karşı bir duruş sergilemek için buluştuk. Bu alan, yaklaşık 2700 futbol sahası büyüklüğünde ve 10 köyü kapsıyor. Burada kamu yararı görmüyoruz. Bir düşünün; bu coğrafya bir biyorezerv alanı ve burada bulunan Artvin Çoruh Üniversitesi, tıbbi aromatik bitkiler üzerine çalışan Türkiye’deki tek üniversite. Biz bu biyolojik çeşitliliği yok edecek bu ihaleye karşı çıkmak için buradayız. Avukatlarımız, toplumsal ve kamusal yararın bulunmadığını özellikle vurguladı. Ancak MAPEK’in savunması bizim için oldukça üzücüydü. Çünkü MAPEK, ‘Cevher bulma ümidiyle verilen her dilekçeye ihale açmak zorundayız.’ diyor. Bunu kabul edilebilir bulmuyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarının da söz hakkı olmalı. Arkeolojik sit alanı, doğal sit alanı ve tarihi sit alanı bulunan bu bölgenin madene açılmasını istemiyoruz."

 "Bu faaliyet, Laz halkını da köklerinden koparır"

Arhavililer Vakfı Başkanı Kayhan Giritlioğlu ise madenciliğin yalnızca çevresel değil, kültürel bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

 "Maden faaliyetleri, sadece Arhavi’mizin doğal ve yaşamsal alanlarını yok etmekle kalmıyor; aynı zamanda 3 bin yıldır bu coğrafyada yaşayan kadim Laz halkını da köklerinden koparıp, geleceğe taşınmasını engelleyecek bir tehdittir. Bu nedenle madene karşı çıkıyoruz.”

 "Anayasa kamu yararını emrediyor"

Arhavi Belediyesi'nin avukatı Beren Hatinoğlu Tahmaz da davada halkı temsil ettiklerini belirterek şöyle konuştu:

"Bugün burada Arhavi halkını temsilen bulunuyoruz. Talebimiz, maden sahalarına ilişkin ihalenin ve ihale ilanının iptal edilmesidir. Umuyoruz ki taleplerimiz doğrultusunda bir karar alınır. Özellikle altını çizdiğimiz konu, Anayasa’nın 168. ve 169. maddelerinde açıkça belirtilen kamu yararı ilkesiydi. Bu nedenle ihalenin iptalini istiyoruz."

"Bu dava, toplumun tüm kesimlerini temsil eden bir davaydı"

  1. Dönem CHP Artvin Milletvekili ve avukat Yüksel Çobanoğlu, davanın geniş bir toplumsal tabanı temsil ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Bugün Ankara’da Arhavi’deki madencilikle ilgili dava görüldü. Bu dava, 15 bin kişinin karşı çıktığı bir madeni temsil ediyor. Arhavi’nin tüm siyasi partileri buradaydı. Ben eski bir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili ve avukat olarak davaya taraftım. İktidar partisine mensup belediye başkanımız da davacıydı. Bu dava, toplumun tüm kesimlerini temsil eden bir davaydı. Arhavi’den tüm kamuoyu bu madene karşı durdu ve biz davamızı açtık. Şimdi sonucunu bekleyeceğiz."

 

Kaynak: ANKA